Merkel hükümetinde Rojava krizi!

ABD’nin Berlin yönetiminden Rojava Kürdistanı’na asker göndermesine ilişkin talebi, Merkel’in başbakanlığındaki hükümetin ortaklarını ikiye böldü. CDU talebe sıcak bakarken, SPD ise “Bunun bahsi bile yapılamaz” diyor.

Geçtiğimiz hafta başkent Berlin’de temaslarda bulunan ABD’nin DAİŞ ile Mücadele Koalisyonu ve Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin Almanya’ya geliş nedeni hafta sonu basına yansımıştı. “Welt am Sonnag” gazetesine konuşan Jeffrey, Almanya’nın Suriye’nin kuzeyine kara gücünü göndererek Demokratik Suriye Güçleri (QSD)’nin eğitimine, lojistik ve teknik ihtiyaçlarının giderilmesine yardımcı olması gerektiğini söylemişti.

Jeffrey’nin Berlin yönetiminden talebi Almanya’da siyasi gündemin ilk sıralarına çıkarken, Dışişleri Bakanlığı “DAİŞ’le mücadelede Almanya’nın rolüne ilişkin yapıcı diyaloglar devam ediyor” açıklamasıyla yetindi. Ancak konu şimdiden Angela Merkel’in başbakanlığındaki Hıristiyan demokratlar-sosyal demokratlar hükümetinin ortaklarını ikiye böldü. Zaten birçok konuda anlaşmayan her iki partinin bu krizi aşacağı bilinmiyor.

CDU: ABD’NİN TALEBİ İNCELENMELİ

Başbakan Merkel’in partisi Hıristiyan Demokratlar Birliği (CDU) Washington’un talebine sıcak bakıyor. CDU/CSU’nun Federal Meclis’teki Grup Başkanı Johann Wadephul, talebin dikkatlice incelenmesi gerektiğini belirterek “ABD yönetiminin talebi hemen ret edilmemeli” diye konuştu. Tornado uçaklarının da kesinlikle bölgeye kaydırılmasını isteyen Wadephul “Bölgede ABD’nin değil bizim güvenliğimiz mevzu bahistir” dedi.

Wadephul’un, Başbakan Merkel’in talebiyle Ursala von der Leyen’in Avrupa Komisyonu’nun başına geçmesi halinde yeni Savunma Bakanı olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ayna şekilde televizyon kanalı ZDF’ye konuşan CDU Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer de talebe prensip olarak sıcak baktıklarını söyledi. Hıristiyan demokratlar cephesinden konuya ilişkin bir açıklama daha ise CDU’nun kardeşi partisi CSU’dan geldi.

Bild gazetesine konuşan CSU’nun savunma uzmanı Christian Schmidt, hükümetin diğer ortağı sosyal demokratların tavrını eleştirerek şöyle konuştu: “Talebin jet hızıyla ret edilmesine karşı çıkıyorum, öncelikli olarak ABD’nin böyle bir talepte bulunmasına hangi şartların neden olduğunu anlamalıyız. Sorunun ‘Suriye’de yıllardır aranan barışın gerçekleşmesi, güvenliğin sağlanması ve Suriyelilerin ülkelerine dönmesine nasıl yardımcı olabiliriz’ üzerine kurulması gerekiyor.”

SPD: BİZ BU İŞTE YOKUZ

Sosyal Demokratlar Partisi (SPD) ABD’nin önerisi daha tartışılmaya açılmadan ret etmesi dikkat çekti. SPD'nin geçici olarak başkanlığını yürüten isimlerden Thorsten Schäfer-Gümbel sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada “Suriye’ye Almanya’nın kara birliklerini gönderme işinde biz yokuz” ifadesini kullandı. Bu sözlerine aksine, 1999 yılında Kosova’ya Alman askerlerinin gönderilmesi kararı Schröder’in başbakanlığındaki SPD-Yeşiller hükümeti tarafından alınmıştı.

Hükümet ortaklarının bir şekilde anlaşıp Rojava’ya asker gönderilmesine ilişkin tezkereyi hazırlayıp Federal Meclis’e gönderme sürecinin en az iki ayı bulacağı belirtiliyor. Berlin’deki kulis bilgilerine göre Merkel hükümeti, Rojava-Kuzey Suriye’ye ilişkin tezkereyi DAİŞ ile mücadele çerçevesinde Irak ve Ürdün’de bulunan ancak görev süreleri 31 Ekim’de bitecek diğer tezkereyle birleştirip meclise sunacak.

BÖLGEDE 800 ALMAN ASKERİ VAR!

ABD Suriye’de görev yapan 2200 askerin bir bölümünü çekerek yerine birçok ülkenin katılımıyla “uluslararası güç” olarak adlandırdığı birliklerin yerleştirilmesini istiyor. Geçtiğimiz Mayıs ayında ABD Savunma Bakanlığı’nda DAİŞ ile mücadeleden sorumlu olan isim Chris Maier, şimdiye kadar 30 ülkeden Suriye’ye asker göndermelerini istediklerini ve çok az ülkenin taleplerini geri çevirdiklerini söyledi.

DAİŞ çetelerinin 2014’de Şengal’e saldırması, ardından 2015’te Fransa’da terör saldırılarını gerçekleştirmesinin ardından Almanya aktif şekilde DAİŞ ile mücadele koalisyonunda yer almaya başladı. Şu anda bu amaçla Güney Kürdistan’da Peşmerge’yi eğiten askerler de dahil, Irak ve Ürdün’de toplam 800 asker bulunuyor. Şayet Berlin’in Washington’un talebini kabul etmesi halinde, bu birliklerini mi Rojava Kürdistanı ve Suriye’nin kuzeyine kaydıracağı, yoksa bölgeye yeni birlikler mi göndereceği bilinmiyor.