PKK TEV-ÇAND: Halil yoldaş paha biçilmez hayatını miras bıraktı
PKK TEV-ÇAND Komitesi, 2008 yılında işgalci Türk ordusunun kurduğu bir pusuda şehit düşen devrimci sanatçı Halil Uysal’ı andı.
PKK TEV-ÇAND Komitesi, 2008 yılında işgalci Türk ordusunun kurduğu bir pusuda şehit düşen devrimci sanatçı Halil Uysal’ı andı.
Yazılı bir mesaj yayımlayan PKK TEV-ÇAND Komitesi, “Sonsuz bir saygı, minnet, sevgi ve özlemle, Halil Dağ’ı (Halil Uysal) anıyoruz” dedi.
Mesajda, “devrimci, sanatçı, kahraman ve sadık dost” olarak ifade edilen Halil Dağ’ın 2008 yılında, işgalci Türk ordusunun kurduğu bir pusuda şehit düştüğü belirtildi.
PKK TEV-ÇAND Komitesi şunları ifade etti: “Yazar, fotoğrafçı, sinemacı Halil, öncü Halil, gerilla Halil; Dağların Halil’i; dağların dostu; adı gibi dağların en yakın ve en dürüst dostuydu. Dağların zirvelerinde yıllarca aralıksız bir emek verdi. Büyük bir enerji ve sonsuz bir sevgiyle sanatını ve mücadelesini sürdürdü. Dolu dolu hayatını, bize paha biçilmez bir miras olarak bıraktı.
Yoldaş Halil şöyle derdi: ‘Bir kameramız var, bir de yoldaşlığımız var.’ Kamerası ve yoldaşlığıyla; yüreğinin ve dağların hikayelerini dile getirdi. Dağlardaki yaşamın sıcaklığını, savaşın zorluğunu, zamansız vedaları, gerillaların gülüşlerini ve coşkularını, anılarını yazdı. Savaşın en sıcak anlarında hazır bulundu; unutulmaz haberler ulaştırdı. Gerillaların fotoğraflarını ‘yüreğiyle çekti’; bakışlarını, anılarını, inançlarını ve sözlerini bize miras bıraktı. Tanık olduğu hikayeleri filmleriyle canlandırdı. Şiirler yazdı; ince duyguları, derin düşünceleri ve ideolojisiyle, gerilla yaşamının estetiğini edebiyata dönüştürdü. Bu çalışmalarıyla Özgürlük Hareketi’nin en büyük propagandacılarından biri oldu.
Yoldaş Xelîl dağları sevdi. Sarp kayalıklarda, derin vadilerde, yüksek tepelerde dolaştı; gizli kalmış ve yarım kalmış tüm hikayeleri aradı. Kayboluş anlarını, hüzün ve keder anlarını kendine özgü bir şekilde yaşadı ve görüntüledi. Savaş, eylem ve zafer anlarında hazır bulundu; yolculuklarda, gece sohbetlerinde, halaylarda ve gerilla şarkılarında da yer aldı. Dağların suyu, toprağı ve ateşiyle yaşadı. Böylece bir dağ sineması yaratabildi. Tüm zor koşullara ve ‘imkansızlıklara’ rağmen tarihi eserler ortaya koyabildi. Yoldaş Halil ’in sineması, Kürdistan Dağları’nın sinemasıydı; Kürtlerin kahramanlığının ve güzelliğinin sinemasıydı; Kürtlerin özgürlüğünün sinemasıydı. Yeni, kahraman Kürt’ün sinemasıydı; kendini tarihin bir ‘nesnesi’ olmaktan kurtarmış, kendi hayatının öznesi olmuş, kendi varlığını gerçekleştirmiş bir Kürt’ün sinemasıydı.
Yoldaş Halil, hayatında yoldaşlığın örneğiydi. Yazılarında ve filmlerinde, Özgür Kürt Kadını’na ve Kadın Özgürlük Hareketi’ne özel bir yer verdi. Onun sözlerini aktaracak olursak: ‘Kürt kadını, düşüncesiyle sinemaya girebilmeli ve bu dünyaya kendi gözleriyle bakabilmeli. Onun o büyük, güzel gözleri ve bir nesneden öteye geçen bakışları; insan ve dünyayı kavrayış biçimi, Kürt sinemasına öncülük edebilir.’
Yoldaş Halil , özgür yaşamın tutkunuydu. Gerillayı ve Önder Apo’yu severdi. Her zaman Önder Apo’ya verdiği söze layık kalmaya çalıştı. Yazılarında, Önder Apo ile geçirdiği anların heyecanından bahseder. Apocu bir duruşla, yıllarca özgür dağlardaki mücadelesini sürdürdü.
Aynı zamanda yolculuklardan ve Kuzey’den çok hoşlanırdı. Son projesinin adı ‘Ağrı Dağı’nın Yolcuları’ydı. Gerillalarla birlikte Kuzey’e geçti ve zirvelere doğru yol aldı. O, hep daha yükseğe, daha yükseğe gidecekti.
Onun yolculuğunu sürdürmek bizim sözümüz ve görevimizdir. Yoldaş Halil’in yol arkadaşları ve izleyicileri olarak, mücadelesini devam ettireceğiz ve hayallerini gerçekleştireceğiz. Yoldaş Halil’den öğrendiğimiz yaşam aşkı ve yoldaşlıkla, Önder Apo ile özgür bir yaşam inşa edene dek her zaman mücadele edeceğiz.
Yoldaş Halil ölümsüzdür."