Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Mêrdîn Şubesi ile Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Federasyonu (TUHAD-FED), 10. Yargı Paketi’nde siyasi ve hasta tutsaklara yönelik herhangi bir iyileştirici düzenlemeye yer verilmemesini Karayolları Parkı’nda yaptıkları basın açıklamasıyla protesto etti.
“Yaşamı savunmak barışı inşa etmektir, hasta mahpuslara özgürlük, infaz yakmalara son” yazılı pankartın açıldığı açıklamada sık sık, “Bijî berxwedana zindana” ve “Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük” sloganları atıldı.
Açıklama metnini ÖHD Mêrdîn Şube Eşbaşkanı Berivan Orhan okudu.
ADLİ TIP KURUMU TEKELLEŞMİŞ DURUMDA
Berivan Orhan, hasta tutukluların tedavi haklarının ihlal edildiğini, hapishanelerde insanlık dışı koşulların sürdüğünü belirterek, “Tam teşekküllü hastanelerden alınan doktor raporları dahi Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından onaylanmadıkça geçerli sayılmıyor. ATK, hem yapısal olarak tarafsızlıktan uzak hem de bürokratik gecikmelerle hasta mahpusların sağlığına ciddi zarar veriyor” dedi.
Berivan Orhan, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında belirtildiği gibi, işkence veya insanlık dışı muamele olarak değerlendirilebileceğini vurguladı.
‘BAĞIMSIZ KURULLAR YETKİLİ OLMALI’
Hapishanelerde binlerce hasta tutsak bulunduğunu, ancak hiçbirinin infaz erteleme taleplerinin bağımsız ve tarafsız kurullarca değerlendirilmediğini belirten Berivan Orhan, “Ağır hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalı. İnfaz erteleme kararları bağımsız sağlık kurullarına bırakılmalıdır. Adli Tıp Kurumu’nun tek yetkili olması uygulamasına son verilmelidir” diye konuştu.
‘İNSAN HAKLARINA SAYGILI BİR REFORM SÜRECİ BAŞLATILMALI’
Açıklamada, Önder Apo’nun 27 Şubat 2025’te yaptığı çağrıya da atıf yapılarak, “Bu çağrının karşılık bulabilmesi, İmralı tecrit sisteminin kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın toplumsal barışa katkı sunabileceği koşulların yaratılmasıyla mümkündür. Bugün Türkiye'de barışçıl çözüm yollarının önünü açmak, toplumun tüm kesimlerinin eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamasını sağlamak ve hukukun üstünlüğünü yeniden inşa etmek için, başta hapishaneler olmak üzere tüm devlet kurumlarında insan haklarına saygılı bir reform süreci başlatılmalıdır” denildi.
‘CEZAEVLERİNDE KEYFİLİK SON BULSUN!
İdare ve Gözlem Kurullarının tahliyelere keyfi biçimde engel olduğunu ifade eden Orhan, “İnfaz sürelerinin belirsizleşmesi, adil yargılanma hakkının açık ihlalidir. Cezaevlerinde uygulanan ayrımcı politikalar son bulmalı, hukuk devleti ilkesine geri dönülmelidir” dedi.
TOPLUMA ‘SESSİZ KALMAYIN’ ÇAĞRISI
Açıklama, insan hakları ihlallerine karşı kamuoyunu duyarlılığa çağırarak son buldu:
“üm toplumu ve kamuoyunu bu hak ihlallerine karşı duyarlılık göstermeye, demokratik hukuk devleti mücadelesine destek olmaya ve sorumluluk almaya çağırıyoruz.”