‘19 Aralık katliam değil, direniş günüdür’

‘19 Aralık katliam değil, direniş günüdür’

ATİK, Bir-Kar, ADHK, Yaşanacak Dünya, AÖTDK, 19 Aralık cezaevi katliamının yıldönümüne ilişkin yaptığı açıklamada, bundan 13 yıl önce 22 cezaevinde tarihin en büyük katliamlarından birinin gerçekleştiğine dikkat çekti. Katliamlarda 28 devrimci tutsağın katledildiği, yüzlercesinin de ağır bir biçimde yaralandığı belirtilena çıklamada, “Ve dahası, devrimci tutsaklar, tam bir vahşet örneği sergilenerek, tedavileri dahi yapılmadan çeşitli kentlerdeki F tipi cezaevlerine götürülerek, birer tabutluk olan hücrelere kondular” dendi.

Bu saldırının yılları bulan bilinçli, planlı ve hedefli bir hazırlığın ifadesi olduğuna da dikkat çekilen açıklama şöyle devam etti: “Bu saldırının o günkü öncelikli hedefi cezaevlerindeki devrimci tutsaklar olsa da, esasında devrimci parti ve örgütlere dönük bir saldırıydı. Öte yandan bu saldırı, ilk elden devrimci hareketin en bilinçli, en kararlı, en fedakar ve en deneyimli öğeleri olan devrimci tutsakların iradesini kırıp teslim almayı hedeflese de, gerçekte, iradesi kırılmak ve teslim alınmak istenenler, toplam ilerici ve devrimci güçler ve onların şahsında da, Türkiye’nin tüm uluslarından işçileri ve emekçileriydi.”

Faşizmin bu katliamın provasını daha önce Buca, Diyarbakır, Ümraniye ve en son olarak da Ulucanlar cezaevinde yaptığını, özellikle Ulucanlar’da vahşet kelimesinin dahi anlatmakta yetersiz kaldığı bir saldırganlık örneği ortaya koyduğuna da dikkat çeken ATİK, Bir-Kar, ADHK, Yaşanacak Dünya, AÖTDK, “Ne var ki, her defasında devrimci tutsaklar, bu saldırıları son derece kararlı ve yüreklice karşılamış ve o gün için geri püskürtmüşlerdi.

Devrimci tutsaklar, Hitler’in II. Dünya Savaşı’nda sergilediği vahşete dahi rahmet okutan 19 Aralık katliamına da yüreklice ve benzer bir yiğitlikle karşı koydular. Milyonlarca işçi ve emekçinin haklı davası için dövüştüklerinin bilinciyle bu acımasız saldırıya da, bir büyük direnişle cevap verdiler. Tıpkı Ulucanlar’daki gibi birer ikişer vurulup ölümsüzlüğe ulaştılar, ama teslim olmadılar” dedi.

Bir teslim alma politikası olan F tipi hücre saldırısı başladığında devrimci tutsakların “Ölürüz, ama asla teslim olmayız!” dedikleri de hatırlatılan açıklamada, devrimci tutsakların bu sözlerini tam olarak yerlerine getirdiği de belirtildi.

Faşist Türk devletinin tam bir vahşet örneği olan bu saldırıyla sadece devrimci tutsakları fiilen değil, F tipi cezaevlerine kapatmayı başardığı da vurgulanan açıklamada şunlara dikkat çekildi: “Ne var ki, bu saldırının temel hedefi, devrimci tutsakların iradesini kırmak ve teslim almaktı, ancak faşizm bunu asla başaramadı. O günkü ve sonraki seyri ne olursa olsun, 19 Aralık’ta bir tarih yazılmıştır.”

22 Aralık’ın sadece bir katliam günü olmadığı, aynı zamanda ve esas olarak da büyük bir direniş günü olduğunu da belirten ATİK, Bir-Kar, ADHK, Yaşanacak Dünya, AÖTDK, “Aralık’ı asıl unutulmaz kılan da bu direnişçi ruhtur” dedi.

AKP’nin de tecrit, işkence ve teslim alma saldırısına kesintisiz bir şekilde devam ettiği belirtildi. AKP döneminde siyasi tutsakların sayısının düşmei bir yana, tarihin en yüksek rakamına ulaşıldığı da kaydedilen açıklamada, sayıları onbini geçen siyasi tutsaklardan 164’ü ağır ve ölümcül olmak üzere, toplam 544 tutsağın hasta veya yaralı durumda olduğuna da dikkat çeklidi.

Hasta tutsakları bırakalım serbest bırakma, tedavilerinin dahi engellendiği ifade edilen açıklamada “Devrimci tutsaklar hala F tipi cezaevlerindedirler. Faşizmin F tipi cezaevlerinde devrimci tutsakları teslim alma politikası kesintisiz devam ediyor. Buna karşın, devrimci tutsakların baş eğmez direnişleri de devam ediyor. Ve dahası, günümüzde saflara Haziran direnişçileri de katılmış olup, direnişleri Haziran ruhu ile daha bir güçlenmiştir” dendi.