22 kişi vicdani reddini açıkladı

22 kişi vicdani reddini açıkladı

"1 Aralık Dünya Barış Tutsakları Günü"nde 22 kişi daha vicdani reddini açıkladı. Vicdani Ret Derneği’nin düzenlediği etkinlikte konuşan avukat Davut Erkan, Türkiye'de vicdani ret hakkının tanınması için belli bir düzeye gelindiğinin altını çizerek, "Artık kitlesel olarak vicdani ret hakkı için devlete başvurular olmalıdır. Bunun için uygun zemin oluşmuştur" dedi. 

Vicdani Ret Derneği'nin "1 Aralık Dünya Barış Tutsakları Günü" dolayısıyla İsmail Beşikçi Vakfı'nda düzenlediği etkinlikte, 22 kişi vicdani reddini açıkladı.

Çok sayıda kişinin katıldığı etkinlik, Mirza Aydın'ın vicdani redde ilişkin hazırladığı "Askersiz Bölge" belgeselinin sunumu ile başladı. Sunumun ardından Vicdani Ret Yönetim Kurulu üyesi Ali Fikri Işık, vicdani retçi Mehmet Tarhan ve Halil Savda ile Vicdani Ret Derneği Avukatı Davut Erkan'ın katılımı ile söyleşi gerçekleştirildi.

Söyleşinin moderatörlüğünü yapan Ali Fikri Işık, vicdani ret hakkının Türkiye'de tam anlamıyla verilmesi için verilen mücadelenin önemli olduğunu belirterek, "Vicdani ret bu ülkede bu konjonktürde önemli sivil bir duruştur. Bu sivil duruşta kat edilecek yolda birçok engelle karşılaşılacaktır; ancak önemli bir mücadeledir. Umarım herkes bu ceberut orduya karşı vicdani reddini açıklar" dedi. 

‘VİCDANİ RET HAKKI YÜKSEK SESLE DİLLEDİRİLEBİLİR’

Ardından söz alan Vicdani Ret Derneği Avukatı Davut Erkan, Türkiye'de vicdani ret hakkının tanınması için belli bir düzeye gelindiğinin altını çizdi. Verilen mücadele sonucunda bugün askeri ve diğer mahkemelerin vicdani ret hakkını verseler de böyle bir hak olduğunu kabul ettiklerini söyleyen Erkan, “Artık elimizde mücadele sonucunda güçlü argümanlar var. Bu argümanlarla mahkemelere gittiğimizde vicdani ret hakkını kabul ettiriyoruz. Ancak cezai uygulamalara farklı gerekçeler bulunuyor" diye konuştu.

Vicdani ret hakkının artık yüksek sesle dillendirilebileceğine dikkat çeken Erkan, "Vicdani ret hakkı tanınmadığı ya da 'askerliğe karşı soğutma' gerekçeleri ile karşılaşılan davalarda yüksek mahkemelere gidilerek bu hak rahatlıkla talep edilebilir" diye konuştu.

"Halkı askerlikten soğutma" gerekçesinin artık ciddi tehlike arz etmediğini belirten Erkan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bu konuda verdiği ihlal kararlarını da hatırlattı.

“Yine Türkiye'den beraat kararları var. Artık kitlesel olarak vicdani ret hakkı için devlete başvurular olmalıdır. Bunun için uygun zemin oluşmuştur" diye devam eden Erkan, ayrıca Vicdani Red Derneği'ne destek olmaları için hukukçulara da seslenerek hukuki destek istedi.

Daha sonra konuşan vicdani retçi Mehmet Tarhan ise, "Vicdani ret bir hak olmakla birlikte bir özgürlük mücadelesi alanıdır" dedi. Vicdani reddin meşruiyetini hukuki belgelerden değil toplumsal sözleşmeden aldığını belirten Tarhan, vicdani reddin Türkiye'deki Kürt sorununa bağlı olarak girilen çatışmasızlık döneminde artış gösterdiğine dikkat çekti.

Vicdani retçi Halil Savda ise, hakkında, "halkı askerlikten soğutma" gerekçesi ile açılan davadan beraat aldığını hatırlatarak, "Aslında bugün halkı askerlikten soğutma da zorunlu askerlikte hükümsüzdür artık" diye konuştu. Vicdani reddini açıklayanlara ve asker kaçağı olanlara para cezalarının da kesildiği bilgisini veren Savda, "Açılan bu davalarla AİHM'e gidildiğinde Türkiye mahkum edilmektedir. Zaten bu şekilde Türkiye mahkum edilerek kesilen para cezası misli ile geri alınıyor" ifadelerini kullandı.
Yapılan konuşmaların ardından etkinliğe katılan, Enise Şeyda Kapuz, Emre Bayyiğit, Cemile Sarı, Murat Demiroğlu, Ahmet Sait Gündüz, Gökhan Turan vicdani reddini açıklarken ,16 kişi ise gönderdiği mesaj ile vicdani reddini açıkladı.

Enise Şeyda Kapuz açıklamasında, "Bu hayat da erkeklerin, savaş da. Savaş ne sadece doğuda, batıda ne Filistin'de Kürdistan'da savaş bastığım toprakta. Vicdanımın sesini dinliyor savaşı reddediyorum" derken, Murat Demiroğlu ise, "Varoluşumun doğal sonucu olarak askerliği reddediyorum" ifadelerini kullandı.

Mesaj gönderen vicdani retçilerden Bawer Fırat ise, "Ben kişilik olarak öldürmeyi, silah ve tahakkümü reddeden bir kişiyim. Bundan dolayı vicdanen öldürmek ve ölüm üzerine eğitim ve emir almayı reddetmekle birlikte bir de tarihi ve ailevi bakımdan da bu devlete ve Kemalist sisteme hizmet etmeyi reddediyorum" diyerek reddini açıkladı.

Mehmet Tarık Paköz ise, "Şiddet ve emir alıp vermek istemiyorum. Ben aileme bakmakla yükümlü iken gidip kimsenin emri altında kalmam ve kimsenin canını almam bu yüzden vicdani reddimi açıklıyorum" dedi.