Çepni: AKP'ye karşı olan herkese samimiyet çağrısı yapıyoruz

Muhalefet partilerine seslenen HDP Milletvekili Murat Çepni, "AKP’den kurtulmak istiyorsanız, onun yaptıklarına karşı çıkmak gerekiyor. AKP’nin karşısında konumlanmış herkese samimiyet çağrısı yapıyoruz" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni, kendisinin de içinde olduğu 20 milletvekili hakkında meclise gönderilen fezlekelerle ilgili ANF’ye konuştu. 24 Haziran seçimlerinden itibaren milletvekilleri hakkında yüzlerce fezleke hazırlandığını söyleyen Çepni, partisinin devlet siyasetini sarstığını kaydetti. "HDP, olarak yeni yaşamı tarif ediyoruz" diyen Çepni, birine demokrasi, ötekine faşizm olamayacağını, ‘herkes için demokrasi’ sloganlarıyla hatırlattı.

Çepni, CHP’yi samimi olmadığı gerekçesiyle eleştirerek, faşist AKP rejimi ile mücadelede samimiyet çağrısında bulundu. Saldırıların daha kapsamlı olacağını da vurgulayan Çepni, meselenin sadece siyasi partilerin kapatılması olmadığının altını çizdi.

HDP, DEVLET SİYASETİNİ SARSTI

Milletvekilleri hakkında hazırlanan ve kendisinin de içinde olduğu fezlekeleri, 24 Haziran seçimlerinden sonra başlayan saldırıların devamı olarak değerlendiren Murat Çepni, şunları söyledi: "24 Haziran seçimlerinde saray blokuna çok esaslı bir yanıt üretmiştik. HDP’nin seçimlerde ortaya koyduğu başarı iktidar blokunu aslında bir bütün olarak devlet siyasetini sarsmıştı. Hem meclise soktuğumuz milletvekili sayısı itibariyle, hem de seçim öncesi ve sonrası yarattığımız siyasi enerjiyle bir bütün olarak devlet siyasetinin tabiri caizse uykularını kaçırmıştık. Dolayısıyla hemen seçimlerden sonra HDP’nin ve milletvekillerinin çalışamaz hale getirilmesi üzerine bir strateji belirlendi.

Gözaltılar, tutuklamalar, operasyonlar, belediyelerimize dönük politikalar ve milletvekillerini çalışamaz hale getirecek çok kapsamlı bir saldırı biçiminde tezahür etti. Bu fezlekeler gündeme yeni gelmiş olsa da yeni değil. Seçimin hemen akabinde basına çok yansımasa da yüzlerce fezleke gelmişti. Son bir iki ayda CHP’nin de fezlekelere dahil edilmesi, partimize açılan kapatma ve Kobanê davasıyla birlikte biraz daha gündem oldu.

HDP olarak biz bu coğrafyada demokrasiyi, halkların eşitliğini, adaleti ve özgürlükçü ortamı istiyoruz ve yeni bir yaşamı sunuyoruz. Bunu sadece HDP seçmeni için ya da Kürt halkı için tarif etmiyoruz. Bu coğrafyada demokrasi olacaksa Kürtler, Türkler, Aleviler, tüm toplumsal kesimler için olacak. Birine demokrasi, birine faşizm olması mümkün değil. Bu mantıkla hareketle herkes için demokrasi, herkes için adalet sloganını başından itibaren ifade ettik."

MUHALEFET YETERSİZ

Çepni, Meclise gönderilen fezlekelere CHP’li vekillerin de eklenmesini şöyle değerlendirdi: "Kayyum meselesi bunun en çarpıcı olanlarından bir tanesiydi. Devletin kriminalize ettiği, komplolar ürettiği, aklımıza gelmeyecek yalanlar üzerine iddianameler hazırlandı. Sonra görüldü ki, hiçbir belediyemizin ifade edilen suçlamalarla alakası yok. Kayyumun sadece HDP veya Kürt halkına dönük olmadığını, bunun bir yönetme biçimi olduğunu ve bunun tüm Türkiye toplumu için risk olduğunu söyledik, hala da söylüyoruz. Maalesef muhalefetin bir kısmı biz bugün susarsak, bugün görmezsek yarın bunlar değişir hesabı yaptılar. Çok büyük bir yanılgı olduğu bugün ortaya çıktı.

Kendisinden başka hiçbir sese tahammülü olmayan, rahat faşist sistemini devam ettirmek için kendi dışındaki kuvvetlerin tümden tasfiyesini beka olarak gören bir iktidarla karşı karşıyayız. Muhalefet bugün farklı şeyler söylemeye başladı ama hala yetersiz. ‘128 milyar nerede’ sorusu haklı bir soru fakat 128 milyarın nerede olduğu sorusunu biz daha önce şöyle sormuştuk; örtülü ödenek Suriye’de Kürt halkına karşı örgütlenen çetecilere maaş olarak ödeniyor. İşte bunların maaşları nereden ödeniyor diye sorduk. CHP’nin o gün koşulsuz şartsız onay verdiği Suriye politikası sorgulanmadan, 128 milyarın nerede olduğu sorgulanamaz."

SALDIRILAR DAHA KAPSAMLI HALE GELECEK

Fezlekelere saldırının bir parçası diyen Çepni, çok daha ağır saldırılar beklediklerini şu sözlerle ifade etti: "Eğer bizzat Erdoğan’ın konuşmalarını dinler ve anlarsak daha kapsamlı bir saldırı siyasetiyle karşı karşıya olduğumuzu görebiliriz. Türkiye’de şöyle bir algı var; rejimi faşist olarak tanımlamak için gaz odalarının kurulması bekleniyor. Partilerin açık olması demokratik siyasetin bir umudu olarak görülüyor. Fakat bu coğrafyada Kürt halkı elli yıldır Kürt olduğunu, haklarının olduğunu ispatlamaya çalışıyor. 17 bin faili meçhulün olduğu, 4 bin tane köyün boşaltıldığı, on binlerce insanın sadece Kürt olduğu, Kürtçe düşündüğü için cezaevlerine atıldığı bir coğrafyadan bahsediyoruz. Bu coğrafyada zulmün çıtası zaten çok yüksek.

AKP-MHP bloku çok suç işledi ve şimdi kendi siyasi varlığına uygun yeni mekanizmalar kurmaya çalışıyor. Bir taraftan saltanatçı hilafetçi açıklamalar, daha ırkçı daha milliyetçi tanımlamalar yapılıyor. Açıkça ‘yerli ve milli’ olmayanın bu ülkede siyaset yapma hakkı yoktur, diyorlar. Mesele sadece partilerin kapatılması değil, sendika, parti, kitle örgütleri, odalar bütün olarak muhalefet adına ne varsa, ya sarayın arka bahçesi haline gelecek ya da yok olacaklar. İşte bu saldırıların kapsamlı boyutudur."

SAMİMİYET ÇAĞRISI YAPIYORUZ

HDP olarak kuruluş felsefelerini hatırlatan HDP Milletvekili Çepni, son olarak samimiyet çağrısında bulundu: "Biz mücadele örgütüyüz. Halkların, işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin; eşitlik, adalet ve özgürlük mücadelesinin partisiyiz. Doğal olarak biz kendi geleceğimizi de bu mücadelenin içinde görüyoruz. Demokrasi ittifakı dediğimiz mesele de tam olarak budur. Sarayın dışında kalan muhalefete de şunu söylüyoruz; AKP ile milliyetçilik yarıştırarak, Kürt düşmanlığı yarıştırarak mücadele edemezsiniz. AKP’nin Suriye politikasına, Libya politikasına evet diyerek, tüm emperyal politikalarına evet ama 128 milyar nerede diyerek muhalefet edemezsiniz. Samimiyet çağrısı yapıyoruz. Eğer AKP’den kurtulmak istiyorsanız, onun yaptıklarına karşı çıkarak yapmalısınız. AKP’nin karşısında konumlanmış herkese samimiyet çağrısı yapıyoruz."