GÖRÜNTÜLÜ

Çiçek: Meslektaşlarımız yaşanan işkenceyi duyurdukları için tutuklandı

İstanbul Saraçhane'de eylemleri takip eden 7 gazetecinin tutuklanmasını değerlendiren DFG Eş Başkanı Selman Çiçek, “Meslektaşlarımız, eylemlerde iktidar eliyle gerçekleşen işkenceyi kamuoyuna duyurdukları için tutuklandı” dedi.

GAZETECİLERE YÖNELİK BASKILAR

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan eylemleri takip eden gazeteciler; Yasin Akgül, Ali Onur Tosun, Bülent Kılıç, Zeynep Kuray, Kurtuluş Arı, Gökhan Kam ve Hayri Tunç "toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" suçlamasıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Gazeteciler dün sabah saatlerinde tahliye edildi.

Türk İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla tutuklanması sürecine dair ANF'ye konuşan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Selman Çiçek, şunları söyledi:


"Türkiye’de her gün yeni bir hukuksuzluğa uyanıyoruz. Ekrem İmamoğlu’nun diploması, hukuksuz bir şekilde iptal edildikten sonra gözaltına alınıp tutuklandı. Dosyanın içeriğine baktığımızda, tamamıyla gizli tanıklara dayandırılan, hiçbir delili olmayan bir dosya var karşımızda. Ardından başlayan olayları, biliyorsunuz. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması çok büyük tepkilere neden oldu. İstanbul başta olmak üzere, Türkiye'nin birçok noktasında büyük eylemler gerçekleşti.

İktidarın buna karşı cevabı; baskı, şiddet ve işkence oldu. Eylemlerden yansıyan görüntüler, işkence boyutuna varan görüntülerdi. Basın çalışanları, bu işkenceleri kamuoyuna duyurdu. İşkence görüntüleri yayılmaya başladıktan sonra halkın tepkisi büyüdü. Bundan rahatsızlık duyan iktidar, basın çalışanlarını baskı altında tutmaya çalıştı. Bir günde 11 arkadaşımız gözaltına alındı.

Bu arkadaşlarımızın hepsi uluslararası alanda çalışan gazetecilerdir. Kim oldukları bilinen ve bugüne kadar sayısız ödül almış meslektaşlarımızdır. Ama burada amaç; işkenceyi saklamak, işkence görünür kılınmasın diye önüne geçmek ve halkın tepkisinin önünü kesmekti. Bundan dolayı 11 gazeteci meslektaşımız tutuklandı. Hakikatin sesini kesmeye çalıştılar ama gazetecilerin sesi, tutuklamalarla kesilmez."

‘HUKUK ARTIK TALİMATLA İŞLEYEN BİR SİSTEM HALİNE GELDİ’

Çiçek, gözaltındaki gazetecilere adli kontrol kararıyla serbest bırakılacakları söylenmesine rağmen kısa bir süre sonra tutuklama kararı çıkmasının, kararın bir talimatla verildiğini gösterdiğine dikkat çekti. Hukuk normlarının artık talimatla işleyen bir sistem haline geldiğine vurgu yapan Çiçek, "Gazeteci arkadaşlarımız bir talimatla tutuklandı, bunu böyle görüyoruz.

Bizler, Özgür Basın geleneğini savunan gazeteciler olarak gerçekleri halka taşımaya devam edeceğiz. Ne olursa olsun yaşanan işkenceyi, halkın tepkisini duyurmaya ve mazlumların sesi olmaya devam edeceğiz. Gazetecinin tek görevi, hakikati kamuoyuna taşımaktır. Bunları yaptığımız için maalesef hedef alınıyoruz. Gözaltına alınan ve tutuklanan arkadaşlarımız olacak ama bizler bugüne kadar direndik ve gerçekleri her şartta dile getirmeye çalıştık" diye kaydetti.

‘HİTLER MANTIĞIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ’

Gazetecilerin iktidar eliyle kriminalize edilmek istendiğini belirten Çiçek, "Bunu sadece iktidarın kendisi yapmıyor, iktidarın kurumları eliyle de yapılıyor. İletişim Bakanlığı, Türkiye'de Alman Hitler'in Goebbels'i gibi çalıştırılıyor. Her şeyi yok sayan, her şeyi yasaklayan, kendisine karşı olan her şeye tahammülü olmayan bir Hitler mantığıyla karşı karşıyayız.

Düşünün, bir ülkede 700'den fazla X hesabı erişime engelleniyor. Bugüne kadar bu hukuksuzluğa karşı susan ve ses etmeyen X platformu bile artık ‘yeter’ diyerek tepki gösterdi. Birçok haber sitesine erişim engeli getiriliyor. Bunu yaparak sadece başını kriminalize etmiyorlar, aslında düşünce ve ifade özgürlüğünü de yok sayıyorlar. Türkiye'de artık ifade özgürlüğü neredeyse yok denilecek noktaya geldi. Basın özgürlüğünde, 180 ülke içinde Türkiye son sıralarda yer alıyor" diye konuştu.