DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, Önder Apo'nun koşularının düzeltilmesinin bireysel bir mesele değil, aynı zamanda barış ve çözüm süreci açısından belirleyici bir unsur olduğunu vurguladı.

 “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısıyla başlayan süreci değerlendiren DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için öncelikle Önder Apo’nun fikirlerini topluma ulaştırabileceği, sürece dair değerlendirmelerde bulunabileceği bir iletişim ortamının sağlanması gerektiğini söyledi.

HUKUKİ DÜZENLEMELER ŞART

Önder Apo’nun süreci sağlıklı ilerletmesi için hukuki düzenlemelerin şart olduğunu ifade eden Faruk Hülakü, “Barış ve çözüm gibi toplumsal önemi büyük olan konular, ancak bu konuda gerçek ağırlığı olan aktörlerin sürece dahil edilmesiyle sağlıklı ilerleyebilir. Sayın Öcalan, geçmişte çatışmasızlık ortamının oluşmasında ve çözüm perspektiflerinin şekillenmesinde belirleyici bir rol oynamıştır. Dolayısıyla sürece yeniden katkı sunabilmesi, sadece bir hak meselesi değil; aynı zamanda çözümün önünü açabilecek stratejik bir adımdır. Bunun için hukuki zeminin oluşturulması, iletişimi mümkün kılacak kanalların açık ve sürdürülebilir hale getirilmesi gerekir. Bu, toplumsal barış adına atılması gereken temel adımlardan biridir” dedi.

KURUMSAL VE KALICI MÜZAKERE ZEMİNİ

Hükümetin öncelikle çözüm ile çatışma arasındaki niyetinin netleşmesi gerektiğini vurgulayan Hülakü, şöyle devam etti: “Eğer çözüm iradesi varsa, bunun yalnızca beyanlarla sınırlı kalmaması, somut adımlarla desteklenmesi gerekiyor. Bugün gelinen noktada geçmişin deneyimlerinden de ders çıkararak daha kurumsal ve kalıcı bir müzakere zemini oluşturulmalı. Sayın Öcalan başta olmak üzere sürece katkı sunabilecek herkesle düzenli, açık ve şeffaf bir iletişim kurulması, güvenin yeniden inşası için elzem. Bu noktada adım atması gereken taraf bellidir.” 

NEDEN İLETİŞİMİNİN ÖNÜ AÇILMIYOR?

Önder Apo’nun sürece katkı sunması ve yönlendirmesi için iletişim kanalarının açık olması gerektiğini ifade eden Ömer Faruk Hülakü, şunları söyledi: “Çözüm süreci boyunca geliştirilen fikirlerin, yapılan çağrıların toplumsal karşılığı oldu. Çatışmasızlık sağlandı, ölümler durdu. Şimdi ise bu katkıyı sunabilecek en önemli aktör tamamen tecrit altında. Bu ne hukuki bir gerekçeyle açıklanabilir ne de siyasal olarak bir anlam taşıyor. Aslında burada sorulması gereken şey; sürece katkı verebilecek en önemli aktörle neden iletişimin önü açılmadığıdır. Bu da sürecin ilerlemesini engelleyen esas meselelerden biridir.”

HÜKÜMET ARTIK ADIM ATMALI

Hükümette ciddi sorumlulukların düştüğünü ifade eden Hülakü, “Barış tek taraflı olmaz. Kürt tarafı çözüm için hazır olduğunu defalarca ilan etti. Şimdi adım atma zamanı hükümettedir. Bu adımın ilki ise Sayın Öcalan’ın koşullarının tümüyle değiştirilmesidir ve özgürlüğünün sağlanmasıdır. Hukuken de siyaseten de adım atmak hükümetin sorumluluğundadır. Adalet, eşitlik, çözüm ve barış için cesur adımlar atılmalı. Sayın Öcalan’la iletişim kanalları açılmalı, fikirleri ve değerlendirmeleri kamuoyuna yansımalıdır. O zaman gerçek bir müzakere zemini kurulabilir. Hükümet bu konuda üstüne düşen sorumluluğu geciktirmeden yerine getirmelidir. Türkiye’nin geleceği buna bağlı.”