İdlib'te Türkiye'nin yeni bir kirli oyunu devrede!

İdlib'de  çete grupları arasında çatışmalar devam ederken, Türk devleti sessizliğini koruyor. Bölgedeki kaynaklar göre, Türkiye'nin İdlib'de yeni bir oyun planı devreye koydu ve bu yüzden çatışmalar karşısında sessiz kalıyor.

Türk devletinin Astana ve Soçi görüşmelerinde garantörlüklerini üstelendiği İdlib'teki çete grupları arasında son beş gündür yaşanan şiddetli çatışmalar karşısında Türk devleti ve medyasının sessizliği dikkat çekiyor. Türk devleti, Cebhet El Nusra öncülüğündeki Heyet Tehrîr El-Şam (HTŞ) ile Nuredîn Zenkî arasında yaşanan çatışmalarda sessizliğini bozmadı.

HTŞ, 1 Ocak'ta İdlib'in kuzeydoğusunda (Halep'in batısı) "Ulusal Kurtuluş Cephesi" bileşeni Nuredîn Zenkî tugaylarına karşı harekete geçerek, bölgenin tümünü söz konusu gruptan aldı. Türk devletinin İdlib'te ilk gözlem noktalasını kurduğu Daret Izza dahil olmak üzere tüm alanlarını bırakan Nuredîn Zenki çete grubu, çok sayıda kayıp verdikten sonra Efrîn'e kaçtı.

Türkiye'nin İdlib'deki çete gruplarını çatısı altında topladığı "Ulusal Kurtuluş Cephesi" de HTŞ'nin taaruzu sonrası yaptıkları açıklamayla "seferberlik ilan ettiklerini ve bileşenleri Nuredîn Zenkî grubuna destek vereceklerini" ilan etti. Ancak bunun sözden öteye gitmemesi dikkat çekti.

TÜRKİYE'NİN BİLGİSİ DAHİLİNDE

Öte yandan dün akşam saatlerinde Rus savaş uçakları Halep'in batısındaki Keferniha, Urm, Atarib 111'inci alayı, Daret Izza ve Cermiya El Rehal bölgelerinde HTŞ'ye hava saldırıları düzenlendi. Söz konusu bölgeler Rusya, Türkiye ve İran arasında yapılan Astana Mutabakatı çerçevesinde "çatışmasızlık bölgeleri" içerisinde yer alıyor. Mutabakattan sonra ilk kez bir çatışmasızlık bölgesine hava saldırıları düzenleniyor. Ayrıca hava saldırılarının Türkiye'nin bilgisi dahilinde olduğu belirtiliyor.

LAVROV SİNYALİ VERMİŞTİ

Türk Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı, MİT Müsteşarı ve Erdoğan'ın sözcüsünün 29 Aralık 2018'de Minbic'ı işgal dosyasıyla Moskova'ya yaptığı ziyaretin ardından İdlib'deki çatışmaların başlaması dikkat çekiyor.

Görüşme sonrası Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, "Yeni şartlar altında (Suriye'de) sahada bulunan Rus ve Türk askeri temsilcilerin, bu ülkedeki terör tehdidini nihai olarak sonlardırma amacıyla adımlarını nasıl koordine etmeyi sürdüreceklerine ilişkin anlaşmaya vardık" demişti.

YENİ BİR OYUN PLANI

İdlib'de yaşanan çatışmaların nedenleri ve perde gerisinde oynanan oyunlara ilişkin ANF'ye konuşan İdlib'deki bazı güvenilir kaynaklar, bu grupların daha önce MİT ile yaptıkları toplantılar hakkında önemli bilgiler paylaştı. İki farklı kaynaktan edinilen bilgilere göre, Türkiye'nin İdlib'de yeni bir oyun planı devreye koyduğunu ve bu yüzden çatışmalar karşısında sessiz kaldığını belirtiyor.

İDLİB MUTABAKATI ÖNCESİ MİT İLE TOPLANTI

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında 17 Ekim'de Soçi'de yapılan görüşmeden önce MİT'in İdlib'teki tüm grupların katılımıyla bir toplantı yaptığını doğrulayan kaynaklar, bu toplantıda "İdlib sınır hattı boyunca rejim ile aralarında 15 kilometrelik silahsızlandırılmış bölge" planının görüşüldüğünü kaydetti. Plana göre, "15 Ekim'de ağır silahlar bu silahsızlandırılmış bölgeden çekilecek"ti.

MİT GÖZETİMİNDE HTŞ'YE SİLAH SATIŞI

Güvenlik nedeniyle ismini yazmadığımız birinci kaynak, planın işleyişinde de, "Türk devletinin söz konusu gruplara rejim ve Rusya'nın saldırıları karşısında doğrudan cevap verecekleri teminatında bulunduklarını" ve silahların 15 kilometrelik alandan çekilmesini istediklerini kaydetti.

HTŞ'nin ağır silahlarının bir kısmının Efrîn'e; Türkistan İslam Partisi'nin ağır silahlarının Cisr El Şuxur'a çekildiğini belirten kaynak, "Bazı ufak çete grupları ağır silahlarını HTŞ’ye sattı. Katyuşa, obüs, tank ve havan gibi. MİT bunu biliyordu ve göz yumdu. Çünkü Türkiye, HTŞ'nin zayıf düşüp yenilmesi durumunda İdlib'de elinin zayıflayacağını biliyordu ve diğer grupların ne kadar direnebileceğinden emin değildi. HTŞ'yi bir baskı aracı olarak güçlü tutması gerekiyordu" ifadelerini kullandı.

İKİ OLASILIK

Türkiye'nin HTŞ'yi "Ulusal Kurtuluş Cephesi"ne dahil etmek istediğini belirten diğer bir kaynak, bu cephede yer alan "Nuredîn Zenkî ile Siqur El Şam gruplarının daha önce rejim ve Rusya ile iki kez görüştüğünü" ve bu nedenle Türkiye'nin bu grupları HTŞ eliyle tasfiye etmek istediğini dile getirdi. Bu iki grubun "Şam'ın iyi çocukları" olarak anıldığını da belirten kaynak, Türkiye'nin tasfiye için düğmeye basmasının iki olasılığının olabileceğini belirtiyor:

TÜRKİYE İLE RUSYA'NIN ANLAŞMASI PLANI

Birinci olasılık: "Eğer Türkiye ile Rusya Moskova'da anlaşmışlarsa rejim ile Rusya'nın İdlib'de müdahalesi için bir provokasyon lazımdı ve bunun için hem HTŞ hem de Nuredîn Zenki kullanıldı. Ya da HTŞ oyunu görüp, önce hamle yaptı. HTŞ İdlib'de tüm bölgeleri ele geçirirse, Rusya ve rejim, terörle mücadele etme gerekçesini daha rahat kullanabilir. O zaman Rusya bunun karşılığında Türkiye'ye Minbic ya da başka operasyonları için onay da vermiş olabilir."

HTŞ'NİN KONTROLÜ ELE GEÇİRME PLANI

İkinci olasılık: "Türkiye gerçekten HTŞ üzerinden oyun kuruyor ve onların elinin zayıflamasını istemiyor. İdlib'de güçlenen bir HTŞ, aynı zamanda Türkiye'nin Rusya karşısında masada güçlü olması anlamına geliyor. HTŞ'nin radikalleşmesi Türkiye'nin Efrîn, Bab, Cerablus ve Ezaz'da topladığı çete grupların "makbul" görülmesi sürecini beraberinde getirir. Rusya ve rejimle görüşen Nuredîn Zenki ile Siqur El Şam'ın tasfiyesiyle Rusya ve rejime bu grupların kendi kontrolünde olduğu mesajı verdi."

KISA BİR KRONOLOJİ

* 28 Mart 2015: El Nusra öncülüğünde "Fetih Ordusu" adıyla bir araya gelen çok sayıda grup Türkiye, Suuri Arabistan, Katar ve ABD'nin desteğiyle İdlib'i ele geçirdi.

* 28 Temmuz 2016: Cephet El Nusra, "terör örgütleri listesi"nden çıkmak için "Şam'ın Fethi Cephesi" ittifakını kurdu.  

*17 Ocak 2016: El Nusra bu sefer onlarca grubu bir araya getirerek, Heyet Tehrîr El Şam'ı kurdu.

* 18 Şubat 2018: Nureddin Zenki ile Ehrar El Şam HTŞ'den ayrılarak, Suriye Kurtuluş Cephesi'ni kurdu.

* 27 Şubat 2018: HTŞ'nin içerisindeki bazı daha radikal çete grupları bir araya gelerek, Hurras el Din'i (Dinin Muhafızları) kurdu.

* 28 Mayıs 2018: Feyleq El Şam, Ceyş İdlib ve Ceyş El Nasr gibi gruplar İhvancı (Müslüman Kardeşler) Ulusal Kurtuluş Cephesi'ni ilan etti.

* 1 Ağustos 2018: Türkiye'nin de teşvikiyle "Suriye Kurtuluş Cephesi" ile İhvancı kanat birleşerek "Ulusal Kurtuluş Cephesi" ismini aldı.

* 17 Ekim 2018: Erdağan ile Putin Soçi'de bir araya geldi ve Idlib Mutabakatı ile 15 kilometrelik çatışmasızlık bölgesi için anlaştıklarını duyurdu.

İDLİB MUTABAKATI

* İdlib etrafında Suriye ordusu ile silahlı cihatçı grupları ayıran 15-20 km derinliğinde silahsızlandırılmış tampon bölgeler oluşturulacak

* 10 Ekim'e kadar bölgedeki tank, roketatar ve havan gibi ağır silahlar teslim edilecek

* 'Radikal terörist örgütler' 15 Ekim'e kadar silahsızlandırılmış bölgeden çekilecek

* 2018 sonuna kadar M4 (Halep-Lazkiye) ve M5 (Halep-Hama) otoyollarının güvenliği sağlanıp trafiğe açılacak

* Silahsızlandırılan bölgelerde denetimden Türk ve Rus askerleri sorumlu olacak

* Türkiye, İdlib'deki gözlem noktalarını güçlendirecek.

HTŞ'DE YER ALAN VE İTTİFAK YAPAN GRUPLAR

El Nusra, Ceyş el Sünne, Ensar el Din, Seraya Sahil, Cund ul Aksa, Ensar El Hak, Seraya El Guraba, Ceyş el Melahim, Ceyş el Badiye, Ceyş el Sahil, Seyara El Kabul, Cund ul Şeria, Ebna el Şeria, Ebû Ubeyde, Ensar El Tevhid gibi yüze yakın grup. Bu gruplardan bazıları da bir araya gelerek, Hurras El Din'i (Dinîn Muhafızları) oluşturuyor.

Ayrıca Uygur Türklerinden oluşan Türkistan İslam Partisi, Çeçen ağırlıklı Ceyşül Muhacirun, Ceyşül Ensar, Ecnad El Kavkaz (Kafkas kökenli grup) gibi bazı gruplar da HTŞ'ye yakın duruyor. Özbek ve Kırgızlarından oluşan İmam Buhari Tugayları ve Tevhid ve Cihad Tugayları da HTŞ'ye yakın.

"ULUSAL KURTULUŞ CEPHESİ"NDE YER ALAN GRUPLAR

Türkiye'nin ön ayak olduğu bu oluşumda Ehrar El Şam, Siqur el Şam, Nuredîn Zenki, Ceyş el Mücahidin, Liva el Hak, Ehrar el Şam, Cephet el Şamiye, Festaqim Kema Umirte, Suwar el Şam, Feyleq el Şam, Ceyş el Nasr, Ceyş İdlib Hur, Fevc el Evvel, Ceyş el Sani, Ceyş el Nukba, Şuheda el İslam Deraya, Birinci Sahil Tümeni, İkinci Sahil Tümeni, Fırka el Hurriye ve 23. Fırka gibi çok sayıda grup bulunuyor.