İhanet ve soykırımın kıskacından DAİŞ'in başkentine -III-

Şengal'in özgürleştirilmesi sonrası bu sefer KDP'nin ve Türk devletinin saldırılarına uğrayan Êzidîler, soykırım kıskacından kurtularak şimdi Reqa'da intikam hamlesinde...

Êzidî Kürtlerin 73'üncü fermanından sonra HPG, YJA-Star, YPG, YPJ ve milis güçlerin Şengal Dağı’na ulaşmasıyla başta gençler olmak üzere halkın örgütlenmesi ve kentin kurtarılmasına odaklanıldı. Gerilla ve YPG/YPJ'nin Şengal'in köylerinde DAİŞ çetelerine vurduğu darbeler, buranın çetelere ve işbirlikçilerine bırakılmayacağı kanaatini başta Êzidî halkı olmak üzere Kürdistan'ın dört parçasında yeşertmeye başlattı.

Êzidi halkı, fermanın başarıya ulaşmaması ve bir daha katliama uğramamak için askeri güçlerini, meclislerini, eğitim kurumlarını, akademi ve partilerini kurmaya başladı.

ÊZİDÎLERİN FERMANA CEVABI: KURUMSALLAŞMA

Fermandan sonraki süreçte çok kısa bir zaman diliminde Êzidî halkı şu örgütlenmelere gitti:

1- Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ): Eylül 2014’te, fermanın üzerinden bir ay geçmeden Êzidî gençler, gerillanın destek ve eğitimiyle YBŞ'yi kurdu. YBŞ'nin kuruluşunda "Fermanın cevabıyız" sözü ise tarihe bir meydan okumaydı.

2- Şengal Kadın Birlikleri (YJŞ): Fermanda en çok hedef alınan Êzidî kadınlardı. Köle pazarlarında satılan Êzidî genç kadınlar, intikam yemini ederek, Rojava'dan aldıkları esintiyle ilk önce YPJ-Şengal'i kurdu. Ancak daha sonra isim değişikliğine gidilerek YJŞ ismiyle kadın ordulaşmasının startı verildi.

3- Şengal Kurucu İnşa Meclisi: Êzidî halkı, fermanların nedeninin "özsavunma ve özyönetim eksikliği olduğu" tahlilini yaparak 14 Ocak 2015 tarihinde kendi kendini yönetmek için Şengal Kurucu İnşa Meclisi'ni ilan etti.

4- Demokratik Özerklik Yönetimi: 14 Ocak 2017 tarihinde Şengal Kurucu İnşa Meclisi'nin kuruluş yıldönümünde, Şengal'in özerkliğinin çalışmalarına başlandı. 30 Mayıs 2017'de Kurucu Meclis'in 2'nci kongresinde isim değişikliğine gidilerek Şengal Demokratik Özerklik Meclisi ilan edildi. Êzidî halkı 101 sandalyeli Meclis'te geleceği hakkında kararlar alıyor.

5- Êzidî Özgür Kadın Meclisi (TAJÊ): Fermanın hedefinde ilk sırada yer alan Êzidî kadınlar, Êzîdxan Özgür Kadın Hareketi (TAJÊ) olarak örgütlenmeye başlandı.

6- Akademiler ve Eğitim: Gerçek Êzidîlikten uzaklaştırılan Êzidî halkının en büyük ihtiyacı olan eğitim ise askeri, toplumsal ve kadın özgürlüğü alanında kurulan akademilerle giderilemeye çalışıldı. Askeri alanda Derwêşê Evdî Akademisi, toplumsal ve yönelim alanında Şehit Egid Efrîn Akademisi; kadın çalışmaları alanında ise TAJÊ öncülüğünde Şehit Binefş Edessa Akademisi kuruldu.

7- Êzidî Özgürlük ve Demokrasi Partisi (PADÊ): Parti 2016 yılında kurulduktan sonra Irak merkezi hükümeti tarafından da resmî olarak tanındı.

8- Êzîdxan Asayişi: Kent ve köylerin güvenliğini sağlamak için ise Haziran 2016'da Êzîdxan Asayişi kuruldu.

9- Êzîdxan Özel Birlikleri (YTÊ): YBŞ-YJŞ savaşçılarının profesyonelleşmesi için, Êzîdxan'ın Özel Birlikleri 2016'da kuruldu.

10- Eğitim ve sosyal hizmetler: Açılan toplam 10 okulda çocuklara 6'ncı sınıfa kadar eğitim veriliyor. Bu okullarda sosyal ve fen bilimlerinin yanında Arapça ve İngilizce dersler de var. Êzidî halkının ihtiyaçlarının giderilmesi için Cizîrê Kantonu'nun da desteğiyle belediyecilik çalışmaları da hız kazandı.

'ÊZİDÎ KADINLAR, TÜM KADINLAR İÇİN BİR İNANÇ OLDU'

Şengal'e giden "müdahale taburları" içerisinde yer alan YJA-Star savaşçısı Delîla Kobanê, kadınlar başta olmak üzere Êzidî Kürtlerin gerçekleştirdiği kurumsallaşmaya ilişkin şunları dile getiriyor: "Êzidî kadınları katliamdan çok kısa süre sonra gerçekleştirdikleri kurumsallaşmayla büyük bir atılım yaptı. O gün soykırım kıskacında olan ve köle pazarlarına sürülen Êzidî kadınlar, PKK'yi tanıdıkça özsavunmaya önem verdi. Eski yaşamı sorgulayarak, bir inanç doğdu. Kadınlar, Önder Apo'nun felsefesini tanıdıkça büyük gelişme kaydetti. Bugün sadece Êzidî kadınlar için değil, tüm kadınlar için mücadele ediyorlar. Bunun en somut örneği de Reqa hamlesine katılmalarıdır."

DAİŞ EMİRLİĞİNE EVET, ÊZİDÎLERİN KENDİSİNİ YÖNETMESİNE HAYIR!

KDP, yaşamını yeniden örtülmesinden duyduğu rahatsızlığı her fırsatta dile getirip Şengal'e karşı bir kara propogandanın içine girdi. Tek kurşun sıkmadan kenti DAİŞ'e teslim eden ve Êzidî halkını vahşet çetesinin insafına terk eden KDP, Şengal Kurucu İnşa Meclisi'nin ilanından sonra "PKK Şengal'de kanton ilan ediyor" yaygarasını koparıp tehdit etmeye başladı. DAİŞ çetelerinin "emirlik" kurmasından rahatsız olmayan ancak Êzidîlerin kendisini yönetmesini asla kabul etmeyeceğini dile getiren KDP, "PKK, Şengal'den çıksın" kampanyalarına başladı. Ancak başta Êzidî halkı olmak üzere Güney Kürdistan halkının sert tepkisi üzerine susmak zorunda kaldı.

'HEP BAŞKALARI ÊZİDÎLERİ YÖNETTİ'

KDP'nin 2003 yılından sonra Şengal'de yönetimi ele alması ve 3 Ağustos fermanından sonra da burayı eskisi gibi yönetmek istemesine ilişkin ANF'ye konuşan Şengal Özerklik Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Qehtan Xelîl, şu değerlendirmelerde bulunuyor: "2003 yılında Şengal'de Saddam'ın hükmü son buldu ve sonra KDP'ninki başladı. Gelir gelmez muhtar ve şêxleri kendilerine bağlayarak yönetmeye başladılar. Adeta atlıları alalım, yayalar nasılsa bizimdir, dediler. Bu şekilde Êzidî halkını kendilerine bağladılar. 3 Ağustos'a kadar Êzidîlerin hiçbir zaman bir yönetimi ve kürsüsü olmamıştı. Hep başkaları onları yönetti."

TÜRK DEVLETİNİN TALİMATI KDP'NİN SALDIRISI

DAİŞ çetelerinin kentten sökülüp atılmasından sonra Türk devletinin Şengal'e ve Êzidîlere yönelik tehditleri başladı. Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2016 ve 2017 yılları içerisinde yaptığı birçok konuşmada Êzidî halkına ve Şengal'e tehditler savurdu. Bir yandan tehditler savuran Türk devleti, diğer yandan da KDP'ye "Şengal'deki örgütlülüğü dağıtması için" talimatlar veriyordu. Şubat ayının sonunda KDP Genel Başkanı Mesut Barzani’nin Türkiye ziyaretinden kısa bir süre sonra 3 Mart günü, KDP'nin “Roj pêşmergesi” isimini verdiği silahlı gruplar, Şengal'in Xanesor ilçesine saldırdı. 

KDP, DAİŞ'TEN SAKINDIĞI KURŞUNU NÛJIYAN’A VE ÊZİDÎLERE SIKTI

Türk devleti tarafından Başika'da eğitilen çetelerin saldırısında 6 YBŞ savaşçısı, iki HPG gerillası ve gazeteci Nûjiyan Erhan katledildi. KDP'nin DAİŞ çetelerinden sakındığı kurşunları Êzidî halkına sıkması, Kürdistan'da büyük infiale yol açtı. Gelen tepkiler ve YBŞ'nin "Karşılık veririz" açıklaması üzerine KDP ve ona bağlı silahlı gruplar geri adım atmak zorunda kaldı. Saldırılar sırasında HPG gerillasının çatışmaları önlemek için KDP'nin zırhlı araçlarını elleriyle durdurmak isterken katledilmeleri görüntüleri, Kürt kamuoyunda büyük öfkeye neden oldu.

Öte yandan KDP'nin kullandığı silahları, 3 Ağustos katliamı sonrası Êzidîlerin trajedisini kullanarak başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinden alması ise daha büyük tepkilere neden oldu.

TÜRK DEVLETİNİN SALDIRISI

Saldırıların boşa çıkarılmasından sonra 24 Nisan'ı 25 Nisan'a bağlayan gece, Türk savaş uçakları Şengal’e bağlı Kesre ve Amude köyleri ile Dêrik'in Qereçox dağına hava saldırısı düzenledi. Şengal'e düzenlenen hava saldırısında Çira Radyosu da hedef alındı ve bir genç katledildi.

Şengal'e yönelik saldırılarda pêşmerge mevzilerini hedef alan Türk uçakları 5 pêşmergeyi de katletti. Ancak KDP ve medyası saldırıdan dolayı yine PKK'yi suçladı. KDP'nin yayın organlarının "YBŞ saldırıdan önce haberdar oldu ve mevzilerini boşalttı" yaygarası, aynı gün içerisinde Erdoğan tarafından yalanlandı. Erdoğan, saldırı öncesi KDP'ye haber verildiğini söylemesi ise KDP'nin işbirlikçiliğini bir kez daha gözler önüne seriyordu.

TARİHİ İNTİKAM İÇİN REQA'YA YÜRÜYEN ÊZİDÎ ORDUSU

Tüm soykırım saldırıları, ihanet ve komplolarına karşı Şengal'de örgütlenen Êzidî halkı oluşturduğu binlerce kişilik savunma gücüyle; bugün hem topraklarını, kimliklerini ve kültürlerini koruyup geleceğini inşa ederken, hem de Minbic'ten Reqa'ya fermanın intikamını almak için DAİŞ'in üstüne yürüyor. Minbic hamlesine katılan YBŞ ve YJŞ savaşçıları, Demokratik Suriye Güçleri'nin (QSD) yürüttüğü Reqa operasyonuna da katılarak, çetelerin "başkenti"nde onlara ölümcül darbeyi vurarak tarihi intikamı alıyor.

ESİR KALDIĞI REQA'YA ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLARAK DÖNDÜ

Bundan sonra sözü, DAİŞ'e esir düştükten sonra Reqa'ya götürülen ve daha sonra kurtarılan ve bir YJŞ komutanı olarak Reqa'ya dönen Hêja Şengal'e bırakıyoruz: "İhanete uğrayıp çetelere esir düştükten sonra bizi Telafer'e götürdüler. Orada kadın, çocuk ve erkekler olarak bizleri ayırdıktan sonra benim de içinde olduğum bir grup Reqa'ya getirildik. Burada bir süre zindanda kaldık. Bu arada çeteler her gün gelip birilerini götürüp köle pazarlarında satıyorlardı. Beni de ailemden koparıp başka bir aileye verdiler. Üç kez ilaç içerek intihar etmeye çalıştım. Daha sonra beni yine başka bir aileye sattılar. Bir süre orada kaldım. Daha sonra kaçmaya karar verdim. Ya beni öldürürler ya da kurtulurum diyerek kaçtım ve kurtuldum."

İNTİKAM İÇİN...

"Kurtulduktan sonra Şengal'e gidip YJŞ'ye katıldım. Tek bir amacım vardı: Köle pazarlarından satılan Êzidî kadınların intikamını almak. Bunun için silah aldım. Daha sonra Reqa hamlesi başlayınca gelip burada intikam almayı çok istiyordum. Bunun için öneride bulundum. Şimdiyse intikam almak ve o kadınları tekrar kutsal Êzîdxan'a geri götürmek için buradayım."

BİTTİ.

Birinci Bölüm: https://anfturkce.net/kurdistan/Ihanet-ve-soykirimin-kiskacindan-daIS-in-baskentine-94144

İkinci Bölüm: https://anfturkce.net/kurdistan/Ihanet-ve-soykirimin-kiskacindan-daIS-in-baskentine-ii-94194