İstanbul 33 düş yolcusunu ananlara polis saldırısı ve en az 40 gözaltı

İstanbul Kadıköy’de 33 Düş Yolcusu’nu anan gruba polis plastik mermi ve biber gazlarıyla saldırdı ve 40 kişiyi gözaltına aldı. Saldırıda 2 gazeteci de yaralandı.

Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç’ta 33 Düş Yolcusu’nun katledilişinin 6’ncı yıldönümü nedeniyle Kadıköy Halitağa Caddesi’nde basın açıklaması düzenledi. “Kalplerimiz adalet için atsın” pankartının açıldığı açıklamada, sık sık, “Suruç'un hesabı sorulacak", "Suruç'u unutma unutturma", "Unutmak yok, affetmek yok" ve "Katillerden hesabı gençlik soracak" sloganları atıldı.

Açıklamaya, Suruç yaralıları, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri Esengül Demir ve Cengiz Çiçek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm, Dilşad Canbaz, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eşbaşkanı Özlem Gümüştaş, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı, Cumartesi Anneleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.

Basın metnini Suruç’ta annesi Nazegül Boyraz'ı kaybeden Yasemin Boyraz okudu. Katliam ve sonrasında yürütülen mücadeleyi anlatan Boyraz, 6 yıldır sokak sokak kendileriyle birlikte adalet mücadelesini yürütenleri selamladı. Boyraz, “Adalet mücadelesi yürütenlerin Ankara buluşmasına tahammül edemediler. 6 yıldır devam eden davamızda karşımıza bunun gibi onlarca hukuksuzluk çıktı. Ancak biz karşımıza çıkarılan her türlü hukuksuzluğa ve engellemeye rağmen adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha belirtiyoruz" diye belirtti.

Boyraz, katliamdaki bütün failler yargılanana kadar adalet mücadelesini sürdüreceklerinin altını çizdi.

Daha sonra Suruç’ta yaşamını yitiren Uğur Özkan'ın babası Mehmet Özkan söz alarak, bugünün sözde bir bayram olduğunu ifade etti. Bayram yapmak yerine eylem yaptıklarının altını çizen Özkan, "İçimiz yanıyor. 6 senedir adalet istiyoruz, eğer Türkiye'de adalet olsaydı bu kadar insan neden ıstırap çeksin, buraya gelsin" ifadelerini kullandı.

Suruç'ta kardeşi Hatice Ezgi Sadet'i kaybeden Özgen Sadet ise katliamın ardından cenazelerini sahipsiz bırakmayan binlerce yürekle birlikte yürüdüklerini dile getirerek, “Bugün Suruç aileleri olarak, Ezgi'nin ablası Özgen, Bahar'ın kızı Özgen olarak, İsmet'in kızı, Cemil abinin yoldaşı olarak, Halitağa'nın yollarını yürürken, mezarbaşı anmalarına giderken binlerce düş yolcusunun varlığını taşıyarak geldim. Çünkü bu topraklarda adalet mücadelesi demek, bir olmak, birlik olmak demek. Biz bunu Savaş'ta, Maraş'ta; Berkin'de, Amed katliamında, Suruç'ta gördük. Biliyoruz ki adalet mücadelemiz devam edecektir" dedi.

Yaşanan tüm saldırılara karşı adalet mücadelesinden asla vazgeçmeyeceklerinin belirten Sadet, "Değil altı yıl onlarca yıl geçse de buradayız, vazgeçmiyoruz" diye konuştu.

Suruç'ta hayatını kaybeden İsmet Şeker'in kızı Dilek Şeker ise 6 yıldır hep birlikte adalet aradıklarını kaydederek, "Altı yıldır babamın fotoğrafı elimde, altı yıldır babama ‘baba' diyemiyorum" dedi. Alanı ablukaya alan polislere işaret eden Şeker, "Bu polisler neden o gün Amara'nın etrafında yoktu? Asla vazgeçmeyeceğim" diye belirtti.

Ardından söz alan HDP Milletvekili Dilşat Canbaz ise, katliamlar yaşanırken polislerin ortada olmadığına dikkat çekti. Canbaz, "33 yoldaşımız katledildi. Dün olduğu gibi bugün de hala öfkeliyiz. Öfkeliyiz çünkü, onları katledenler göstermelik mahkemelerde yargılanıyorlar. Yasaları kendilerine göre bağdaştıran adalet duygusu, bu adaletin bir gün herkese lazım olacağını hatırlatıyoruz. Gerçek katiller, gerçek azmettiriciler yani o koltukta oturanlar, siyasiler; sadece bombacı değil, onu koruyanlara, siyasi aktörlere sesleniyoruz. Sizler de yargılanana kadar 33 düş yolcusu için adalet mücadelesi devam edecek. Onların düşleri sadece bir hayal değildi, onların düşleri sosyalizm mücadelesiydi; onların düşleri ütopya değildi. Düşlerini gerçekleştirmek hepimizin sorumluluğudur" diye konuştu.

Yapılan konuşmaların ardından Süreyya Operası önüne yürümek isteyenlere polis plastik mermi ve biber gazları ile saldırdı. Polisin saldırısı sonucunda en az 20 kişi işkence edilerek gözaltına alındı. Polis saldırısında kullanılan biber gazı ve tazyikli sudan etkilenmemek isteyen insanlar ise HDP İlçe binasına sığındı. İlçe binasına sığınanlara polis saldırısı devam ederken, bina kapısının camları kırılarak binaya gaz bombası atıldı. İlçe binasında kalanlar bir müddet polis ablukasında kaldıktan sonra ikişer ikişer binadan çıktı.

Saldırı boyunca basının görüntü ve fotoğraf çekmesini engellemeye çalışan polisler tarafından Dokuz Sekiz muhabiri Fatoş Erdoğan da saldırı esnasında kolundan yaralandı. Erdoğan daha sonra ambulansla hastaneye kaldırıldı. Bunun yanı sıra polisin sıktığı plastik mermi nedeniyle Gazeteci Ozan Acidere de bacağından ve kolundan yaralandı.

HDP ilçe binasından çıkan insanlar Mehmet Ayvalıtaş Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirmek istedi. Burada yapılmak istenen açıklamaya da saldıran polisler 13 kişiyi gözaltına aldı.

Gözaltına alınanların isimleri öğrenilenler şöyle:

Hivda Selen, Rabia Ada, Yaren Tuncer, Can Papila, Çınar Altan, Deniz Bahçeci, Eren Kaya, Sedef Özer, Uğurcan Demir, Mısra Sapan, Atakan Polat, Abdülmelik Yalçın, Nisa Durdu, Deniz Mine Öztürk, Mazlum Doğan Demirel, Mert Çuhadar, Hasan Doğan, Kemal Yılmaz, Bilal Bilin, Volkan Atmaca, Serhat Bingöl, Rojdan Öner, Azat Aksu, Rabia Berk, Aren Avjin, Yaren Sarısaltik, Batuhan Berk Duran, Rojhat Yaşmin, Rıdvan Salih Gezegen.

Gözaltına alınanlar sağlık kontrolünün ardından Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülerek ifade işlemlerine başlanacak.