İsveç’te Diyanet’in imamları AKP’nin casusları

AKP’nin lobi örgütü UETD’nin casusluk faaliyetinin açığa çıkmasının ardından Türkiye Büyükelçiliği bünyesinde Diyanet Vakfı’na bağlı imamların İsveç’te kapsamlı fişleme yaparak, bilgileri Türkiye’ye ilettikleri de ortaya çıktı.

AKP’nin lobi örgütü UETD’nin casusluk faaliyetinin açığa çıkmasının ardından Türkiye Büyükelçiliği bünyesinde Diyanet Vakfı’na bağlı imamların İsveç’te kapsamlı fişleme yaptıkları ve elde ettiği bilgileri düzenli olarak Türkiye’ye ilettikleri de ortaya çıktı.

AKP’nin imamlar aracılığıyla camilerde casusluk çalışmaları yürüttüğü Türkiyeli ve Kürdistanlılar tarafından uzun süredir biliniyor ve tartışılıyordu. Ancak konunun kamuoyuna yansıması İsveç Devlet Radyosu Ekot Haber Servisi’nin UETD’nin İsveç’te baskı, şantaj ve tehditle ajanlaştırma ve fişleme çalışmalarını ses kayıtlarını yayınlayarak belgelemesinden sonra gerçekleşti.

İsveç’in en yüksek tirajlı dört gazetesi arasında yer alan Dagens Nyheter, AKP’nin İsveç’te özellikle camilerde sürdürdüğü casusluk çalışmaları ile ilgili kapsamlı araştırmalar yaptı ve elde ettiği bilgileri kamuoyuyla paylaştı.

İMAMLAR AKP’NİN MİLİTANLARI VE CASUSLARI GİBİ ÇALIŞIYOR

İsveç’in Stockholm, Göteborg ve Malmö illerinde Diyanet Vakfı’na bağlı olarak çalışan 9 cami bulunuyor. Camilerde görev yapan ve maaşlarını Türk devletinden alan imamlar, AKP’nin militanları ve ajanları gibi çalışıyor.

Camilerde ırkçı ve şoven vaizler veren imamlar, ayrıca camiye gelenleri sistematik olarak fişleyerek elde ettikleri bilgileri AKP Hükümeti’ne iletiyor. İmamların bir başka görevleri de AKP, MHP yanlılarının yaptıkları gösterilere destek vermek. Bazı imamlar, vaazlarda cemaate gösterilere ve rejim muhaliflerinin düzenledikleri gösterilere karşı yapılan karşı gösterilere katılmaları çağrıları yapıyor.

İmamlar, tüm bu etkinlikleri büyükelçilik bünyesindeki kurulu ve müşavirliğini Fatih Mehmet Karaca’nın yaptığı Diyanet Vakfı ile eşgüdüm içinde yürütüyor. Vakfı’nın bir diğer görevi de Türkiyeliler ve diğer ülkelerden gelen Müslümanlar tarafından kurulan camilerin yönetimlerini ele geçirmek ve mal varlıklarının Diyanet’e geçmesini sağlamak. Daha sonra da bu camilerde halktan toplanan paraları Diyanet’e aktarmak.

ERDOĞAN’I ELEŞTİRDİĞİ İÇİN ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİ

Malmö ilinde yaşayan Türkiyeliler ve diğer yabancılar 1972 yılında ilk cami derneğini kurdular. Kendi aralarında topladıkları paralarla rıhtımdaki eski bir binayı satın alarak camiye dönüştürdüler. Ekonomik durumu gayet iyi olan cami derneğinin 2200 üyesi var.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra camideki atmosfer tamamıyla değişti. Erdoğan ve AKP Hükümeti’ne eleştirel tutum takınanlar camiye gelmeye cesaret edemedi. Derneğin saymanı Bilal Karabudak, yerel basına Erdoğan’ı eleştiren bir demeç verdiği için hedef tahtasına konuldu. Ölümle tehdit edildi.

Diyanet Vakfı, dernek yöneticilerinin Türk Hükümeti’nin ideolojisini benimsemesi gerektiğini ve bu nedenle de Karabudak’ın görevden alınmasını talep etti. Dagens Nyheter’in ele geçirdiği ve yayımladığı ses kayıtlarında Fatih Mehmet Karaca’nın “Eğer kongrede Bilal’ı seçerseniz imamı geri çekeriz. Eğer Pazartesi Bilal yönetimde kalırsa imamı Türkiye’ye göndereceğiz” dediği belirtiliyor.

CAMİ DİYANET’E DEVREDİLİYOR

Din İşleri Müşavirliği, cami derneğinden caminin Diyanet’e devredilmesini istiyor. Ancak bu talep bazı üyeler tarafından tepki ile karşılanıyor. İsveç medyasına açıklamalarda bulunan cami derneğinin saymanlığını yapan Bilal Karabudak, “Cami halkın parasıyla alındı. Sağcısı solcusu herkesin emeği var bu camide. Neden Erdoğan’a sadık olalım ve camiyi verelim?” diyerek caminin Diyanet’e devredilmesine karşı çıkığını ancak tüm itirazlara karşın 2 milyon Avro değerindeki caminin Diyanet’e devredildiğini söyledi.

KONGREDE ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİ

Bu arada vakıf, Karabudak’ı tasfiye etmek için Gülen Hareketi ile ilişkisi olduğu yalanını da yayarak yeniden dernek yönetimine seçilmesini engellemeyi başardı. Daha sonra da art arda tehditler almaya başladı.

Bir dernek üyesi, Dagens Nyheter gazetesine cami derneği kongresinde yaşananları “Bir kişi Bilal’ı öldürmekle tehdit etti. Eski bir asker olduğunu ve Bilal’in kafasına ateş ederek öldüreceğini söyledi” diyerek anlattı.

İsveç’te doğan ve yaşamının tamamını İsveç’te geçiren Karabudak, “Türkiye’de gerçekleşen temizlik hareketinin bir benzeri de burada yapılıyor. Benim Gülen Hareketi ile hiçbir ilişkim yok. AKP ve Erdoğan’la aynı görüşü paylaşmayanlara bu çamuru atıyorlar” diyerek olanlara tepki gösteriyor.

HALKTAN TOPLANAN PARALAR DİYANET’E GÖNDERİLİYOR

Karabudak’ın hedef tahtasına konmasının bir diğer nedeni de cami derneğindeki usulsüzlüklere ve cemaatten toplanan paraların diyanete aktarılmasına tepki gösterilmesi. Karabudak, her Cuma camide toplanan paraların bankaya yatırılmadığını ve borç ödeniyor gerekçesiyle elden bazı kişilere aktarıldığını söylüyor.

Sayman seçildikten sonra Karabudak kasayı devralmak istedi ama bu talebi reddedilince durumu polise bildirdi. Derneğin kasasında bulunan yaklaşık 500 bin kronun elden camiden alacağı olduğu söylenen bir şahsa verildiğini söyleyen Karabudak, “Bu paralar kurban kesilmesi ve başka camilere yardım yapmak amacıyla halktan toplandı. Bankaya yatırılmadı, elden verildi. Bu paraların ne için kullanıldığını dernek yönetimi bile bilmiyor. Cemaatin temiz duygularla ve hayır için topladığı paraların böyle kullanılmasının vebali büyüktür” dedi.

Karabudak, saymanlık yaptığı süre içinde yaklaşık 110 bin kronun Diyanet’e aktarıldığı halde dernek yönetimine makbuz verilmediğini söyledi.

Görüşlerine başvurmak için 10 gün önce aradığımız Diyanet Vakfı, geri dönüş yapacağını söylemesine rağmen henüz dönüş yapmadı.