Wan Barosu Başkanı Sinan Özaras, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi ve son günlerde sıkça gündeme gelen ‘umut hakkı’ konusunu ANF’ye değerlendirdi.
‘İMRALI’DA HUKUK YOK, KİŞİYE ÖZEL UYGULAMA VAR’
Tecridin, kişiyi toplumsal bağlarından koparan ve onu sosyal hayattan soyutlayan bir uygulama olduğunu aktaran Özaras, bunun bir işkence ve sağlık problemi olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Özaras, “Kişinin toplumsal ve psikolojik açıdan sağlıklı bir yaşam sürmesi gerekir. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit de tam olarak budur. AİHM sözleşmesinde kötü muamele, insan onuruna yakışmayan işkence olarak tanımlanır. Hukuken, bu durum insan haklarına aykırıdır. Ayrıca sadece bir kişinin sağlık veya insan hakları ihlali olarak görülmemeli; söz konusu ülkenin hukuk işleyişine ve demokratikleşme çabalarına da aykırıdır” dedi.
Özaras, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın durumu ile ilgili olarak hukukun değil, kişiye özel bir uygulamanın söz konusu olduğunu belirtti ve AİHM kararının ihlal edildiğini kaydetti.
‘TECRİT RESMEN İTİRAF EDİLDİ’
Özaras, Türkiye’deki Kürtler ve Türkler arasında toplumsal uzlaşmayı engelleyen tecrit uygulamasının, devletin hukuki referanslarının ötesinde, toplumsal barışı da tehdit ettiğine dikkat çekti. Son olarak Devlet Bahçeli’nin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın umut hakkından yararlanabileceğine dair açıklama yaptığını hatırlatan Özaras, bu açıklamanın tecridin kabulü anlamına geldiğini ve Bahçeli’nin sözlerinin bu konuda bir itiraf niteliği taşıdığını işaret etti.
‘UMUT HAKKI İÇİN YASAL MEVZUATTA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI GEREKİYOR’
Özaras, umut hakkının, bir kişinin ömür boyu cezaevinden çıkamama durumunu ortadan kaldıran bir hak olduğunu vurguladı. Bu hakkın, AİHM’in 3. maddesinde yer alan kötü muamele ve işkenceyi yasaklayan düzenlemeyle uyumlu olduğunu belirten Özaras, Türkiye’nin iç hukuk mevzuatının bu hakka engel teşkil ettiğini söyleyerek “Türkiye, iç hukuk düzenlemeleriyle AİHM kararlarını hayata geçirecek bir düzenleme yapmalıdır. Bu yalnızca Sayın Öcalan için değil tüm yurttaşlar için gereklidir” dedi.
‘UMUT HAKKI VE TECRİDİN KALDIRILMASI PAZARLIK KONUSU YAPILAMAZ’
Son olarak, umut hakkı ve tecridin kaldırılmasının asla siyasi bir pazarlık konusu haline getirilemeyeceğini dile getiren Sinan Özaras, devletin hukuki yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini söyledi. AİHM kararlarının iç hukukla uyumlu hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Özaras, bunun bir hukuk devleti için zorunluluk olduğunu ifade etti.