Öztürk: Açıklama süreç açısından kilit açıcı öneme sahiptir

EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, Önder Apo’nun videolu çağrısına yönelik yaptığı değerlendirmede, açıklamanın süreç açısından kilit açıcı bir öneme sahip olduğunu belirtti.

Önder Apo’nun videolu olarak yayımlanan çağrısının yankıları sürüyor. 27 yıl sonra İmralı Ada Hapishanesinden hem Kürt Özgürlük Hareketi'ne hem de Kürt halkına ve halklara seslenen Önder Apo, yeni dönemin demokratik siyaset dönemi olacağı vurgusunda bulundu.

Önder Apo tarafından 27 Şubat’ta yapılan tarihi çağrı sonrası başlayan süreç, 9 Temmuz tarihinde Önder Apo’nun videolu mesajı sonrası yeni bir döneme girdi. Videolu olarak yayımlanan mesajında Önder Apo, demokratik siyasetin yeni dönemin tarzı olacağını belirterek, silahlı mücadelenin son bulduğunu açıkladı.

Önder Apo’nun çağrısının süreç için kilit açıcı bir öneme sahip olduğunu belirten Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, çağrıyı ANF’ye değerlendirdi.

‘AÇIKLAMA SÜREÇ AÇISINDAN KİLİT AÇICI BİR ÖNEME SAHİP’

Açıklamanın süreç açısından bir kilit açıcı öneme sahip olduğunu dile getiren Öztürk, “Bütün yaşanan gelişmelerin bir sonucu olarak Abdullah Öcalan son açıklamasını yapmış bulunmaktadır. O da daha önceki ileri sürdüğü prensiplerin, yaklaşımların mantıksal bir sonucudur. O anlamıyla bir düzeyde artık Kürt meselesinin tartışıldığı, kabul edildiği, Kürt halkının varlığının kabul edildiği, varlığın tanınması durumunun söz konusu olduğunu söylüyor ve buna bağlı olarak silahlı mücadele yerine demokratik siyasetin, hukuk aşamasının tercih edildiği bir duruma geçilmesi gerektiğinden söz ediyor. O anlamıyla da birazda durumu hızlandırmak için daha pratik, daha somut, daha kilit açıcı adımlardan söz ediyor. Bunun da olması normal çünkü Ortadoğu’da, Türkiye’de gelişmeler çok hızlı, buralarda bütün süreçlere olumlu etkilerde bulunulabilmesi için daha pratik, daha kilit açıcı adımların olması önemlidir” dedi.

‘PROGRAM VE STRATEJİNİN ÖNEMİNİ BİR KEZ DAHA GÖSTERİYOR’

Açıklama ile strateji ve programın önemine yeniden vurgu yapıldığına dikkat çeken Öztürk, bunun olumlu olduğunu belirtti.

Öztürk sözlerine şöyle devam etti, “Burada herhangi bir zorluk yaşanmadan karşılıklı olarak adımların atılması gerektiğinden söz ediyor, bu anlamıyla da komisyonun önemini vurguluyor. Bir hukuksal sürecin işlemesi gerektiğini vurguluyor. Bundan sonraki mücadeleyi de bu temele oturtuyor. Barış ve demokratik toplum programı uygulanmalı, bir demokratik siyaset stratejisi uygulanmalı ve bütüncül hukuk uygulanmalı diyor.

Burada Öcalan’ın yaklaşımını ele alırken daha önce de belirtmeye çalıştığım bir yöntemi tekrar dikkat çekici bir şekilde kendini gösteriyor. O da program ve stratejiye yaptığı büyük vurgu. Bu anlamıyla bir analiz yapıyor, bir hedefler ortaya koyuyor, bir program ortaya koyuyor, bu önemlidir. Bunun gündemden belirgin bir şekilde düştüğünü gözlemlediğimiz koşullarda program ve stratejiyi ileri sürmesi gayet olumludur diye düşünüyorum. Bu anlamıyla yeni bir dönemin işaretlerini tekrar verdiğini söyleyebiliriz.”

‘KÜRT HAREKETİNİN ORTAYA KOYACAĞI DEMOKRATİK SİYASET DAHA GÜÇLÜ OLACAKTIR’

Açıklamada yapılan demokratik siyasetin Kürt hareketi için yabancı bir kavram olmadığını, ancak bundan sonra daha da önem kazandığını belirten Öztürk, “Demokratik siyaset vurgusu nasıl gelişebilir. Kürt hareketi tek boyutlu bir hareket değil, her aşamada demokratik siyaset kanalını, hukuk kanalını zorladı. Bütün diyalog kanallarını, barışçıl görüşme kanallarını zaten zorlamıştı. Bunu net olarak söylüyorum, bunun yabancısı değil, bu konunun acemisi değil. Bunun gereklerini en üst düzeyde yerine getirmeye çalışacak ama bundan sonraki avantajı ne olacak Kürt hareketi ne zaman demokratik siyaset yolundan yürüse, ne zaman hukukun yolundan yürüse, ne zaman barışçıl yoldan yürümeye çalışsa hep ona bir gerekçe ileri sürülüyordu, önüne bir engel konuluyordu. Her seferinde bu koro çıkıp sesini yükseltiyordu, şu anda bu yeni dönem ile birlikte bunun gerekçe olarak, bahane olarak ileri sürülmesi ortadan kalktı. Ben bu açıdan Kürt hareketinin ortaya koyacağı demokratik siyasetin, hukuk mücadelesinin çok daha güçlü olabileceğini,  çok daha rahatlıkla yükselebileceğini düşünüyorum. O açıdan çok iyimserim” dedi.