Almanya, Kürt siyasi aktivistlere yönelik baskılarını artırıyor. Son olarak, Uelzen Cezaevi’nde (JVA Uelzen) tutulan Kürt aktivist Mehmet Çakas’ın Türkiye’ye sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirildi.
Bu durum, siyasi baskıya karşı mücadelenin ve insan haklarının açıkça ihlal edildiği bir ülkeye doğrudan cezaevinden sınır dışı uygulamasının ilk örneklerinden biri olarak değerlendiriliyor.
İnsan hakları örgütleri, Türkiye’de işkence ve siyasi baskı riskinin yüksekliğine dikkat çekerek bu sınır dışı kararının durdurulmasını talep ediyor. Almanya’daki Niedersachsen Mülteci Konseyi, Cumhuriyetçi Avukatlar Derneği (RAV), Rote Hilfe ve KON-MED, diğer birçok örgüt ve aktivistle birlikte kamuoyuna harekete geçme çağrısı yaptı.
Açıklamada “Mehmet Çakas’ın sınır dışı edilmesi bir skandal olur. Almanya, baskıcı politikalara ortak olmamalı. İşkencenin ve hukuksuzluğun hüküm sürdüğü bir ülkeye kimse gönderilemez!” denildi.
Açıklamada 12 Temmuz Cumartesi günü saat 14.00’te Hannover’deki “Ernst-August-Platz” adresinde eylem çağrısı yapıldı.
Son günlerde Hamburg, Celle, Uelzen ve Hannover gibi birçok kentte protesto mitingleri düzenlenirken, örgütleyiciler kamuoyunu duyarlı olmaya ve ses yükseltmeye çağırıyor:
ARKA PLAN
Çewlîg (Bingöl) doğumlu olan Çakas, 2022 sonunda İtalya’da tutuklanmış ve Mart 2023’te Almanya’ya iade edilmişti.
Çakas, Almanya’da yalnızca §129b kapsamında cezalandırıldı; kendisine doğrudan bir suç isnat edilmedi. Tahliyesi 4 Ekim 2025’te öngörülüyordu ancak Almanya Başsavcılığı infazdan vazgeçerek sınır dışı sürecini başlattı.
Türkiye de, benzer şekilde “terör örgütü üyeliği” ve “terör propagandası” suçlamalarını öne sürüyor. Bu suçlamaların muhalif sesleri susturmak için sıklıkla kullanıldığı biliniyor.
Birleşmiş Milletler İşkenceyle Mücadele Sözleşmesi gereği, Almanya'nın işkence riski olan bir ülkeye sınır dışı gerçekleştirmesi uluslararası hukuka aykırı.