Şeker: Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit siyasi bir mesajdır

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin siyasi mesaj olduğunu belirten ÖHD Eş Genel Başkanı Av. Bünyamin Şeker, "Devlet, telefon görüşmesine izin vererek tecrit söylemlerini ortadan kaldırmak istiyor" dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik ağır tecrit devam ediyor. Tecridin ve hak ihlallerinin sona ermesi için siyasi tutsaklar 27 Kasım'dan buna açlık grevi eyleminde. 11 ayın ardından 25 Mart günü Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile kardeşi Mehmet Öcalan arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Fakat telefon görüşmesi 4 dakikanın ardından kesildi ve bir daha görüşme yapılmasına izin verilmedi.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Avukat Bünyamin Şeker, Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridi, kesilen telefon görüşmesini ve tutsakların açlık grevini değerlendirdi.

22 yıldır İmralı'da ağır bir tecridin yaşandığını belirten Şeker, "Sayın Öcalan, uluslararası komplo sonucu Türkiye teslim edildikten sonra ağır bir tecrit altına alındı ve tecrit bugüne kadar devam ediyor. Sayın Öcalan esir olarak tutuluyor. İmralı'daki uygulamalardan da normal bir cezaevi olmadığı anlaşıldı. Hukuk kişiye göre işlemez o yüzden bütün tutsakların meşru haklarından faydalanmaları lazım. CPT ve Avrupa Konseyi başta olmak üzere uluslararası birçok kurum da bu konuya ilişkin açıklama ve çağrılar yaptı.

Asrın Hukuk Bürosunun başvurusu üzerine, CPT İmralı ziyaretinden sonra yayınladığı raporda, 'İmralı'da hak ihlalleri yaşanıyor ve tutsaklar tecrit altında' noktalarına dikkat çekti. Yine CPT, tarafından yapılan açıklamada, hiç kimsenin ömür boyu cezaevinde kalamayacağını belirtti. Fakat bütün bunlara rağmen sayın Öcalan 22 yıldır ağır bir tecrit altında" dedi.

ABDULLAH ÖCALAN MİLYONLARCA KİŞİNİN LİDERİ

Tecridin daima Kürt halkı ve demokrasi güçlerinin gündeminde olduğunu kaydeden Şeker, şunları belirtti: "Siyasi tutsaklar tecridin ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerin sona ermesi için 27 Kasım'dan bu yana açlık grevinde. Çünkü Abdullah Öcalan sıradan bir insan değil. Milyonlarca kişi Abdullah Öcalan'ı lideri olarak görüyor. Dönem dönem devletin yaklaşımları da bu yönde gelişti ve bu şekilde Abdullah Öcalan ile diyaloğa geçtiler. Kürt sorununun çözümü için de devlet Abdullah Öcalan'ı Kürtlerin lideri olarak muhatap aldı.

Son günlerde Abdullah Öcalan'ın sağlık durumuna ilişkin ortaya atılan iddialar yalan çıksa da, niyetlerinin iyi olmadığını düşünüyoruz. Bu provokasyondur. Yine Bursa Cumhuriyet Savcılığı da iddiaları yalanladı ama bu açıklamalar yeterli değil. Bir an önce Abdullah Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirilmesi lazım. 2018 ve 2019 yılındaki açlık grevi eylemlerinden sonra sadece 4 defa Abdullah Öcalan ile görüşme yapıldı. Ardından ise tekrar ağır bir tecrit süreci başladı. Provokatif paylaşımların boşa çıkması için sayın Öcalan ile bir an önce görüşülmeli."

DEVLET TECRİDİ MEŞRULAŞTIRMAK İSTİYOR

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin siyasi bir mesaj olduğunu vurgulayan Şeker, devletin Abdullah Öcalan'ın dünya ve toplumla iletişimini kesmek istediği ifade etti. 25 Mart'ta gerçekleşen telefon görüşmesine değinen Şeker, "Telefon görüşmesi 4. dakikadan sonra kesiliyor. Abdullah Öcalan tam devletin hukuksuzluğuna değiniyor ve avukatları ile görüşme gerçekleştirmek istiyor o sırada telefon görüşmesini kesiyorlar. Burada da bir kez daha anlıyoruz ki Abdullah Öcalan'ın dünya iletişimini kesmek istiyorlar.

Abdullah Öcalan telefon görüşmesinde böyle bir görüşmenin hukuki olmadığını, eğer görüşme yapılacaksa İmralı'da yapılması gerektiğini ve avukatları ile görüşmek istediğini söyledi. Devlet Abdullah Öcalan'a yönelik tecridi meşrulaştırmak ve telefon görüşmesine izin vererek tecrit söylemlerini ortadan kaldırmak istiyor. Abdullah Öcalan bunu gördüğü için yaşanan hukuksuzluğa dikkat çekiyor. Yıllardır avukatlar, aile ve vasisi Abdullah Öcalan ile görüşme gerçekleştiremiyor. Devlet kamuoyuna, 'Tecrit yok, bakın telefon ile görüşebiliyor' mesajını veriyor. Bu durumun hukukta yeri yok ve mutlak tecrit hala devam ediyor. Kamuoyu Abdullah Öcalan'ın sağlık durumunu merak ediyor. Avukatların, vasinin ve ailenin bir an önce Abdullah Öcalan ile görüşmelerine izin verilmelidir" diye konuştu.

TUTSAKLARIN TALEPLERİ

Açlık grevinde olan tutsakların durumuna dikkat çeken Şeker, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Hukukçular olarak tutsakların sağlığına zarar verecek bir eylemi faydalı bulmuyoruz. Tutsaklara zarar gelmemesi için elimizden geleni yapacağız. Tutsakların hukuka inancı kalmamış artık. Bunun üzerine açlık grevi eylemine başladılar. Tutsaklar hukukun uygulanmasını, meşru haklarının tanınmasını ve keyfi uygulamaların son bulmasını talep ediyor.

Devletin bu talepleri yerine getirmesini istiyorlar. Bu sadece açlık grevinde olan tutsakların sorumluluğunda değil, bu durum hepimizi ilgilendiren bir durum. Tüm toplumun sorumluluğudur. Bugün herkes Türkiye'de hukuk ve adaletin yerine getirilmesini istiyor. Bu yüzden hepimiz üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeliyiz."