'Acımızı ancak yaşayan bilir'
'Acımızı ancak yaşayan bilir'
Cumartesi Anneleri eyleminin 376. haftasına Diyarbakır'dan bir mektupla katılan kayıp annesi Kesire Çalık, 18 yıldır yaşadıðı acıyı anlatmaya kelimelerin yetersiz kaldıðını yazdı, "Bizim acımızı ancak yaşayan bilir" dedi.
Cumartesi Anneleri eylemlerinin 376. haftasında 18 yıldır kayıp olan Sinan Fidan ile Salih Çalık'ın akıbeti soruldu. Diyarbakır'ın Kocaköl ilçesi Şahlat köyünde yaşayan Çalık ailesi, köyleri askerler tarafından yakılınca Diyarbakır'a göç etti. 22 yaşındaki oðulları Salih tarlada çalışmak için köye gidip gelmeyi sürdürdü. 6 Haziran 1994 tarihinde köye baskın düzenleyen askerler, tarlada çalışan işçileri de uzun namlulu silahlarla taradı. 2 köylü yaşamını yitirdi. 41 yaşındaki Sinan Fidan, ayaðından vurularak yaralandı. Yaralı olduðu için köyden çıkamayan Fidan ve kendisine yardım eden Salih Çalık, Süleyman Muntaş adlı köylünün evine sıðındı.
Evi basan askerler, Muntaş, Fidan ve Çalık'ı gözaltına alarak Diyarbakır'a götürdü. Muntaş, 25 gün sonra serbest bırakılınca, 2 gün Fidan ve Çalık ile beraber tutulduklarını, dano sonra onları ayrı bir yere götürdüklerini anlattı.
Ailelerin Diyarbakır Emniyet Müdürlüðü ile Diyarbakır DGM Savcılıðı'na yaptıðı başvurular sonuçsuz kaldı. 18 yıldır Çalık ile Fidan'ın akıbeti bilinmiyor.
ANNE KESÝRE ÇALIK'TAN MEKTUP
Anne Kesire Çelik, Cumartesi eylemine Diyarbakır'dan gönderdiði mektup ile katıldı. 18 yıldır oðlunu aradıðını belirten anne Çalık, mektubunda şöyle yazdı: "Bir kayıp annesinin duygusunu anlayabilmek için o annenin yaşadıklarını yaşamak gerekir. Bir anne olarak düşünüyorum ve diyorum, 'evladımın kemiklerine bir ulaşsam, onu bir parça topraða teslim etsem ve topraðını doyasıya koklasam. Ýşte 18 yıldır bu özlemle yaşıyorum. Benim gibi yüzlerce annenin bu umutla sabahları kalkıp, akşamları devirdiðini biliyorum. Acı acıdır, ama her acı da bir olamaz. Bizim acımızı ancak yaşayan bilir. Nasıl bir hisle yaşadıðımızı anlatamıyoruz çünkü kelimeler yetmiyor."
Yaşadıklarının sorumlusu olarak tüm hükümetleri gördüðünü anlatan anne Çalık, "Geçmişte evlatlarımızı kaybedenler, bugün de gerçeði aydınlatmayanlar, bizi hukuksuzlukla karşı karşıya bırakanlar, annelerin çektiði acıların sorumlularıdır" diye yazdı.
'SUÇLARIN MERKEZÝNDE DEVLET VAR'
Eylemde ÝHD Kayıplara Karşı Komisyon adına açıklama yapan Avukat Gülseren Yoleri, Çalık ve Fidan kaybedildiðinde Diyarbakır Valisi olan Ýbrahim Şahin'den gelen "Diyarbakır'da da Türkiye'de de kontrgerilla kesin olarak yoktur. Kentin huzur ve güvenini saðlama bakımından en üst kademede olan bir yetkili olarak, olayların içinde biz varız" sözünü hatırlattı, "Biz de yıllardır bunu söylüyoruz, işlenen tüm insanlık suçlarının merkezinde devlet var" dedi.
Yoleri, son olarak şöyle konuştu: "Salih Çalık ve Sinan Fidan'ın kaybedilmesi ile ilgili olarak, dönemin OHAL valisi Ünal Erkan, Diyarbakır Valisi Ýbrahim Şahin başta olmak üzere tüm emir vericiler, bu emirleri uygulayanlar ve insan kaybeden iklimi yaratanlar yargılanmalıdır. Uluslararası yükümlülüklerine yerine getirmeyerek, kaybedenleri koruyan hükümet, bu suçun bir parçası olmaktan vazgeçmelidir."
Cumartesi Anneleri eylemlerinin 376. haftasında 18 yıldır kayıp olan Sinan Fidan ile Salih Çalık'ın akıbeti soruldu. Diyarbakır'ın Kocaköl ilçesi Şahlat köyünde yaşayan Çalık ailesi, köyleri askerler tarafından yakılınca Diyarbakır'a göç etti. 22 yaşındaki oðulları Salih tarlada çalışmak için köye gidip gelmeyi sürdürdü. 6 Haziran 1994 tarihinde köye baskın düzenleyen askerler, tarlada çalışan işçileri de uzun namlulu silahlarla taradı. 2 köylü yaşamını yitirdi. 41 yaşındaki Sinan Fidan, ayaðından vurularak yaralandı. Yaralı olduðu için köyden çıkamayan Fidan ve kendisine yardım eden Salih Çalık, Süleyman Muntaş adlı köylünün evine sıðındı.
Evi basan askerler, Muntaş, Fidan ve Çalık'ı gözaltına alarak Diyarbakır'a götürdü. Muntaş, 25 gün sonra serbest bırakılınca, 2 gün Fidan ve Çalık ile beraber tutulduklarını, dano sonra onları ayrı bir yere götürdüklerini anlattı.
Ailelerin Diyarbakır Emniyet Müdürlüðü ile Diyarbakır DGM Savcılıðı'na yaptıðı başvurular sonuçsuz kaldı. 18 yıldır Çalık ile Fidan'ın akıbeti bilinmiyor.
ANNE KESÝRE ÇALIK'TAN MEKTUP
Anne Kesire Çelik, Cumartesi eylemine Diyarbakır'dan gönderdiði mektup ile katıldı. 18 yıldır oðlunu aradıðını belirten anne Çalık, mektubunda şöyle yazdı: "Bir kayıp annesinin duygusunu anlayabilmek için o annenin yaşadıklarını yaşamak gerekir. Bir anne olarak düşünüyorum ve diyorum, 'evladımın kemiklerine bir ulaşsam, onu bir parça topraða teslim etsem ve topraðını doyasıya koklasam. Ýşte 18 yıldır bu özlemle yaşıyorum. Benim gibi yüzlerce annenin bu umutla sabahları kalkıp, akşamları devirdiðini biliyorum. Acı acıdır, ama her acı da bir olamaz. Bizim acımızı ancak yaşayan bilir. Nasıl bir hisle yaşadıðımızı anlatamıyoruz çünkü kelimeler yetmiyor."
Yaşadıklarının sorumlusu olarak tüm hükümetleri gördüðünü anlatan anne Çalık, "Geçmişte evlatlarımızı kaybedenler, bugün de gerçeði aydınlatmayanlar, bizi hukuksuzlukla karşı karşıya bırakanlar, annelerin çektiði acıların sorumlularıdır" diye yazdı.
'SUÇLARIN MERKEZÝNDE DEVLET VAR'
Eylemde ÝHD Kayıplara Karşı Komisyon adına açıklama yapan Avukat Gülseren Yoleri, Çalık ve Fidan kaybedildiðinde Diyarbakır Valisi olan Ýbrahim Şahin'den gelen "Diyarbakır'da da Türkiye'de de kontrgerilla kesin olarak yoktur. Kentin huzur ve güvenini saðlama bakımından en üst kademede olan bir yetkili olarak, olayların içinde biz varız" sözünü hatırlattı, "Biz de yıllardır bunu söylüyoruz, işlenen tüm insanlık suçlarının merkezinde devlet var" dedi.
Yoleri, son olarak şöyle konuştu: "Salih Çalık ve Sinan Fidan'ın kaybedilmesi ile ilgili olarak, dönemin OHAL valisi Ünal Erkan, Diyarbakır Valisi Ýbrahim Şahin başta olmak üzere tüm emir vericiler, bu emirleri uygulayanlar ve insan kaybeden iklimi yaratanlar yargılanmalıdır. Uluslararası yükümlülüklerine yerine getirmeyerek, kaybedenleri koruyan hükümet, bu suçun bir parçası olmaktan vazgeçmelidir."
