Adı Nathalie, Gaelle ya da Rosalyne, hatta Marie-Anne, Martine, Marie-Georges veya Anna olabilirdi. Ama o bir Kürt, adı Gülcihan Şimşek. Bostaniçi Belediye Başkanı oldu. Görevinin sonunda tutuklandı. Nisan 2009dan beri yargılanmaksızın kadın cezaevlerinden biri olan Diyarbakırda tutuklu bulunuyor. Yargılandıðı davanın gelecek duruşması 14 Ocak 2013te.
Gülcihan Şimşek gönderdiði mektubunda, Durum bildiðiniz gibi, yeniden uzun uzun hatırlatmayacaðım diyor ve şunları ifade ediyor:
Tutuklamalar sürüyor. Detaylarını henüz bilmediðimiz ama anadilde savunmaya izin verilen yasal bir düzenleme yapılması gerekiyordu. Tarihin traji-komedisi kısıtlayıcı koşullardır: Eðer anadilinde savunma yapmak istiyorsan, çevirmen için kendin para vermelisin.
Bizim duruşmamız 14 Ocakta olacak. Ýşte 3 yıl 8 aydır tutukluyuz çünkü anadilimizde savunma hakkımız ihlal ediliyor. Bir kadın ve Kürt olarak, bu durum kabul edemem. En temel demokratik hakl olan siyaset hakkımız inkar ediliyor, adil ve tarafsız bir yargılanma hakkımız ayaklar altına alınıyor. Doðrulanmamış şüphelerle gerçek bir siyasi soykırım politikası yürütülüyor. Kürt hareketi kriminalize edilmek, buradan hareketle toplumla baðı koparılıp yok edilmek isteniyor. 2009dan beri tüm Kürtler imha politikasına karşı aktif bir şekilde karşı duruyor.
CADI DAVASI
Tüm faaliyetlerimiz illegal ve terörist faaliyetler olarak sunuluyor: Bir basın açıklaması, hakların talep edildiði bir eylem, faili meçhul cinayetlere karşı protesto, 8 Mart kutlaması, kadına yönelik şiddete karşı mücadele gününe katılmak, terörist ve illegal aktiviteler olarak deðerlendiriliyor. Halkın çatışmalarda ölen çocuklarının cenaze törenlerine katılmak, barış istemek, savaşa karşı durmak, bir belediyenin kültürel aktivitelerine katılmak, bir panel veya seminer organize etmek, yurtdışına çıkmak, Avrupada organize edilen gecelere katılmak, tüm bu aktiviteler illegal ve terörist olarak deðerlendiriliyor.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) bünyesindeki, tüm diðer partilerle aynı olan aktivitelerimiz, özellikle de yerel şubelerle yapılan toplantılarımız, illegal faaliyetler olarak sunuluyor. BDP yönetimi tarafından kurulan yerel yönetimler bürosuna karşı yasadışı olan telefon dinlemeleri ile sahte suçlamalar üretiliyor. Ana davanın yargılanması sürüyor.
KABUL EDÝLEMEZ TUTUKLULUK KOŞULLARI
Öte yandan, tutukluluk koşullarımız da kabul edilemez. 3 yıl 8 aydan beridir üç siyasi koðuşta 70 kişi kalıyoruz. Aramızda, anneler, öðrenciler de var
8 kişilik koðuşlarda 20den fazla kişi kalıyoruz. Bir yatakta iki kişi yatıyoruz ve bazıları yerde şilteler veya battaniyeler üzerinde uyuyor. Sıcak su sorunları var. Ailelerimizle görüşlerimiz 45 dakikayı aşmıyor. Bu da cezaevindeki tutuklu sayısının fazlalıðı ile gerekçelendiriliyor.
Bugün yüzlerce kadın Türk zindanlarında çürütülüyor. Bunlar, siyasi kadın militanlar, belediye başkanları veya belediye başkan yardımcıları, yerel veya bölgesel seçilmişler, BDPnin yerel, bölgesel ve ulusal yönetim kurulu üyeleri, kadın avukatlar, gazeteciler ve dernek üyelerinden oluşuyor.
Gülcihan Şimşek şunları ekliyor: Kürt halkı kendi varlıðı için mücadele eden bir halktır. Haklarını talep ettiði her sefer, ölümle, sürgünle, cezaevi ile karşılaştı. Bu duruma hayır diyen tüm muhalifler cezaevinde. Üniversite öðrencileri cezaevinde, bu duruma karşı muhalefetini haykıran Kürt cezaevinde. Bundan 33 yıl önce Diyarbakır cezaevinde bulunanların çetin direnişi bugün devam ediyor.
*André Métayer (Broton Kürt Dostluk Derneði Başkanı)