Uluslararası Af Örgütü temsilcilerinden Reto Rufer, Öcalan’a yönelik uygulan tecridin temel insan haklarını ihlal anlamına geldiğini ifade etti. Rufer, "Cezaevlerindeki işkence ve kötü muamelenin yerinde tespiti için CPT cezaevlerine sınırsız giriş yetkisine sahiptir” hatırlatmasında bulundu.
Uluslararası Af Örgüt İsviçre Şubesi Türkiye ve Ortadoğu temsilcilerinden Reto Rufer, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecridi, özgür basına saldırıları ve hak ihlallerini ANF'ye değerlendirdi...
'TÜRK DEVLETİNİ UYARMIŞTIK'
Rufer, Uluslar Af Örgütü’nün Türk devletine ikazlarda bulunarak, OHAL kapsamında eleştirel sesleri kısmak amacıyla önlemlerin devreye konulmaması uyarısında bulunduğunu belirtti.
Türk otoriterlerinin OHAL kapsamında eleştirel kesimlere yöneldiğini söyleyen Rufer, “Buna en son örnek Kürt gazetesi Özgür Gündem’in kapatılması ve 24 çalışanı ile Gazeteci-Yazar Aslı Erdoğan’ın tutuklanması olmuştu. Af Örgütü, darbeyi takip eden günlerde cezaevlerinde işkenceye başvurulduğuna dair tanıklıklara ulaşmış ve hükümete bu konuda bağımsız bir araştırma yapılmasını kabul etmesi için başvuruda bulunmuştu” şeklinde konuştu.
‘ÖZGÜR GÜNDEM ELEŞTİRDİĞİ İÇİN KAPATILDI’
“Af Örgütü, Özgür Gündem’in herhangi bir süre belirtilmeden kapatılmasını ifade özgürlüğüne yönelik orantısız bir engelleme olarak görüyor. Daha önce de yaptığı bir açıklama ile Türk devletinin bir an önce bu kapatma kararından vazgeçmesini ve tutuklanan gazetecilerin serbest bırakılmasını istemişti" şeklinde konuşan Rufer, şunları ekledi: “Elimizdeki bilgilere göre darbe girişimi ardından OHAL rejimi altında 130’u aşkın medya organı kapatıldı. Bunların büyük bir çoğunluğu Gülen Hareketi ile ilişkili olmakla suçlanıyordu. Ancak bu suçlama Özgür Gündem için geçerli değil. Bu gazetenin kapatılması, anti-terör yasalar kapsamı suistimal edilerek, Güneydoğu’daki çatışmalara yönelik her türlü eleştirel görüşü ‘terörist bir örgüt hesabına propaganda' suçu olarak görülerek sonlandırmanın son örneğidir.”
‘SAYIN ÖCALAN’A UYGULANANLAR TEMEL İNSAN HAKLARI İHLALİDİR’
Rufer, Öcalan’a yönelik tecridin temel insan haklarını ihlal anlamına geldiğinin altını çizdi. Rufer, “AF Örgütü için açık bir şey var ki, o da Sayın Öcalan meselesinde de mahkumların temel haklarına saygı gösterilmesi gerektiğidir. Özellikle avukatları ve aile bireyleriyle görüşme hakkı noktasında. Af Örgütü’nün edindiği bilgilere göre, Sayın Öcalan 2015’ten bu yana ne ailesi ne de avukatlarıyla görüşme imkanı bulabilmiştir. Tüm bunlar temel insan haklarının ihlal edilmesi anlamına geliyor” dedi.
‘CPT CEZAEVLERİNE SINIRSIZ GİRİŞ YETKİSİNE SAHİP’
Öcalan’a uygulanan tecrit noktasında CPT’nin rolünün ne olması gerektiğini de değerlendiren Af Örgütü Temsilcisi Reto Rufer, şunları ifade etti:
“Avrupa Konseyi’ne bağlı CPT açıkça belirlenmiş bir role sahiptir ve bu rolü de daha çok toplumsal kampanyalarla işleyen AF Örgütü gibi ONG’lerinkinden farklıdır. CPT, daha ziyade yaptığı cezaevleri ziyaretleriyle mahkûmların gördüğü muameleleri ölçmeye çalışıyor. CPT delegasyonları bu konuda her türlü cezaevine sınırsız giriş hakkına sahiptirler. CPT her ziyaretin ardından ilgili devlete detaylı bir rapor gönderiyor ve bu raporlar çoğu zaman gizlidir."