AİHM yargıcı: Kürtlere karşı açıktan bir savaş var

Uzun yıllar AİHM’e başkanlık yapmış olan Jean-Paul Costa, “Türkiye’de özgürce haber yapmak isteyen basın mensuplarının başına gelenler ve Kürt bölgesinde uygulananlar kabul edilemez boyuttadır” dedi.

Strasbourg'ta düzenlenen Türkiye'deki tutuklu gazeteciler ile dayanışma toplantısında konuşan, insan hakları savunucusu ve uzun yıllar AİHM’e başkanlık yapmış olan Jean-Paul Costa, “Türkiye’de özgürce haber yapmak isteyen basın mensuplarının başına gelenler ve Kürt bölgesinde uygulananlar kabul edilemez boyuttadır” dedi.

Fransa’nın Strasbourg kentinde, Türkiye’deki tutuklu gazeteciler ile dayanışma toplantısı düzenlendi. Toplantı katılımcıları arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) uzun yıllar başkanlık yapmış olan ve Uluslararası İnsan Hakları Enstitüsü başkanı Jean Paul Costa, AİHM’de yargıç olarak yıllarca Türkiye’yi temsil eden Rıza Türmen, Strasbourg belediye başkan yardımcısı ve dış ilişkiler sorumlusu Nawel Rafik, Strasbourg Basın Klübü Başkanı François Shollar, gazeteci Ayşenur Arslan, tutuklu gazeteciler Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar ve Erdem Gül’ün eşi Aslı Gül, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ndeki (AKPM) HDP ve CHP’li milletvekilleri, Avrupa Konseyi (AK) temsilcileri ile Strasbourg’daki çok sayıda öğretim görevlisi, akademisyen, gazeteci, sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.

Odyssee Sineması direktörü Faruk Günaltay’ın moderatörlüğünde yapılan AİHM’e uzun yıllar başkanlık yapmış olan insan hakları savunucusu ve şu an Uluslararası İnsan Hakları Enstitüsü Başkanı Jean-Paul Costa gecedeki konuşmasında, “Türkiye’de yargının bağımsız olmadığı bir tespittir artık” dedi.

Türkiye’de özgürce haber yapmak isteyen basın mensuplarının başına gelenlerin ve Kürdistan’da uygulananların kabul edilemez boyutta olduğunu da söyleyen Costa, “Bu uygulamalar bize bundan 100 küsur yıl önce meşhur Fransız yazar Emile Zola'nın dönemin Fransa devletine karsı duruşu ile tarihe geçmiş; ‘j'accuse! Sizi suçluyorum!’ tutumunun sergilemek gerekiyor” dedi.

Gecede, “Bu suça ortak olmayacağız” açıklamasında imzası olan akademisyenlerden Strasbourg’da olanlar ise bizzat Erdoğan öncülüğünde maruz kaldıkları linç kampanyası ve akabindeki uygulamaları anlattı.

Gazeteci Ayşenur Arslan da konuşmasında Türkiye’de bir kliğin öncülüğündeki diktatör rejim uygulamaları ile artık faşizme evrildiğini söyledi. Rejimin özgür basını sadece korkutmayı, susturmayı değil, topyekün silmeyi hedeflediğini de belirten Arslan, “Kürt basını bunun en büyük bedelini ödedi. Hala da ödüyor. Bunlara karşı Türkiye’de bütün muhalif ve mağdur kesimlerin ortak tavrı kendisini dayatmıştır.

Başta Cizre’de bir binanın zemin katında mahsur kalan ve devletin Türk silahlı güçlerince imha edilmek istenen Kürtlerin durumu, AB ve AK yetkili kurumları, nasıl ki 1 ve 2. dünya savaşları arasında hüküm süren faşizme karşı direnişi meşru görmüş ve desteklemiş ise, Türkiye’de faşizme karşı verilen direnişi de sahiplenmelidir” dedi.

AİHM’de Türkiye’yi temsilen yargıçlık yapan Rıza Türmen de faşizme ve baskı rejimine karşı demokrasi ve özgürlük mücadelesi yetkince verilirse faşizmin yenileceğini söyledi.

Tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’e karşı hazırlana 473 sayfalık iddianamenin içinde hiçbir ciddi delilin olmadığını da belirten Türmen, davanın bizzat Erdoğan ve MİT başkanı tarafından açıldığını kaydetti.

İddianamede Cumhuriyet gazetesinde bu haberi yaparak PYD ve FETÖ yapılarına devletin sırlarını ifşa ettiklerinin iddia edildiğini de kaydeden Türmen, “Halbuki bu habere konu olan DAİŞ ve El Nusra'nın kontrolündeki bölgeye silah sevkiyatının daha önce basına çok genişçe yansıdığını, basına yansıyan hiç bir şeyinde 'sır' olamaz” dedi.

Strasbourg belediye başkan yardımcısı ve dış ilişkiler sorumlusu Nawel Rafik de Türkiye’de tutuklu olan gazeteciler ile sonuna kadar dayanışma içinde olacaklarını kaydetti. Rafik, Strasbourg belediyesinin sonuna kadar bu mücadelenin yanında yer alacağının bilinmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Toplantıya katılan Kürdistanlı gençler ve Fransızlar ise, “Kürdistan’da Türk devletinin kanlı katliamlarına son” yazılı pankart açtı ve konuşmaları ile Türk devletinin faşizmine dikkat çekti.

Toplantıya AB’li kurumlar da mesaj gönderirken, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komitesi’nin ise kısa bir zaman içerisinde Türkiye ve Kürdistan’a giderek, gelişmeleri yerinde göreceği, gazetecileri ziyaret edeceği öğrenildi.