Aileler 372 haftadır alanlarda: Katil devlet!

Yakınları devlet tarafından katledilenler ile insan hakları savunucuları, bu hafta da alanlara çıkarak hesap sormaya devam etti.

Amed, Batman ve İzmir'deki eylemlerde, soykırım saldırıları da protesto edildi.

AMED

Kayıp yakınları ve İHD Amed Şubesi üyesi insan hakları savunucuları, her hafta "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganı ile düzenledikleri eylemlerinin 372'incisi için bugün yine Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Kaybedilen ve katledilen kişilerin fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan İHD Amed Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Abdullah Zeytun, 'faili meçhul' bütün kayıpların davalarının raflarda bekletildiğini söyledi.

Zeytun, Sur'a dair alınan ve işgal niteliği taşıyan 'kamulaştırma' kararına da değinerek, Bütün yapılanlar yetmezmiş gibi dün çıkartılan kararname ile kamulaştırmaya giden devlet, insan katlinden sonra tarihi soykırıma da başvurdu" dedi.

KEREVİN İRMEZ'İN HİKAYESİ

Bu haftaki eylemde, 19 Ekim 1995'te evlerine yapılan baskın sonrasında gözaltına alınarak kaybedilen Kerevin İrmez'in akıbeti soruldu. İrmez'in zorla kaybedilmesine ilişkin eşi Emine İrmez'in Şırnak Barosu avukatlarına verdiği beyanları İHD Amed Şubesi Yöneticisi Emin Ermin okudu.

Ermin, İrmez'in anlatımlarını şöyle aktardı:

"Kerevan İrmez 1995 yılında ailesiyle birlikte Silopi'de yaşıyordu. 19 Ekim 1995 tarihinde gece 23.00-23.30 arasında Silopi ilçe merkezindeki evlerinin civarında birtakım ayak sesleri duydular. Bu kişilerden bazıları avluyu aşarak evin bahçesine girdiler ve kapıyı zorlamaya başladılar. İçlerinden biri 'açın kapıyı, yoksa hepinizi tararım' diye bağırdı. Evdekiler kapıyı açtıklarında ondan fazla askeri kamuflâj elbiseli, hücum yelekli, çoğu kar maskeli kişi eve girdi. Elbiselerini bile giymesine izin vermeden Kerevan İrmez'i alarak panzere bindirdiler. Eşi ve çocukları arkasından gitmek isteyince, içlerinden biri Kürtçe konuşarak 'sakin olun, ifadesini alıp göndereceğiz' dedi. Eve gelen diğer kişiler Türkçe konuşuyorlardı. Kerevan İrmez'in bindirildiği panzerin yanında bir zırhlı araç ve beyaz renkli bir otomobil vardı. O günden sonra Kerevan İrmez'den bir daha haber alınamadı. Bu olaydan kısa bir süre sonra Kasrik Boğazı civarında başı kesik bir ceset bulunur. Bulunan cesedin üzerinde çok ağır işkence izlerine rastlanır. Ceset Kerevan İrmez'e ait olabileceği düşünülerek, aileye haber verilir. İrmez'in ailesi olay yerine gider ancak cesedin Kerevan İrmez'e ait olmadığı anlaşılır. Kerevan İrmez'den o tarihten itibaren bir daha haber alınamaz."

BATMAN

Batman'da da kayıp yakınları ve İHD Şube üyeleri Gülistan Caddesi başında bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde toplanıp, kayıplarının akıbetini sordu.

Eylemde konuşan İHD Şube Yöneticisi Fahrettin Asutay, 372 haftadır alanlarda olduklarını belirterek, "Cumartesi Anneleri faili bilinse de meçhul olan evlatlarının anısını yaşatmaya kararlılıkla devam ediyor. Gözaltına alınarak kaybettirilen insanlarımız, evlatlarımız, kardeşlerimiz için hakikat ve adalet talebiyle alanlardayız" dedi.

Asutay, Kürdistan'ın her yerinde yasaklanarak önüne geçilmesi amaçlanan Newroz ateşinin, yasaklara rağmen alanlarda ve kalplerde yanmaya devam ettiğini vurgulayarak, Acı ve yıkımla, öfke ve umutla, kararlılık ve inatla da olsa kutlandı Kawalar'ın inancıyla Bijî Newroz diyoruz" dedi. 

Eylemde, Kuzey Kürdistan'da devlet güçlerinin soykırımcı saldırıları da protesto edildi.

ENSAR VAKFI VE BAKAN'A TEPKİ

Ensar Vakfı'nın Karaman'daki evlerinde ortaya çıkan cinsel taciz ve tecavüz skandalına da dikkati çeken Asutay, "Olayı ve sonrasında asıl görevi bu tür taciz, tecavüz, ihmal, istismar ve şiddeti önlemek olan Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanı'nın açıklamaları bir kez daha Türkiye'de neden bu tür vakaların önlenemediğini açıkça ortaya koymuştur" dedi.

İZMİR 

İHD İzmir Şubesi, kayıplara ilişkin Konak eski Sümerbank önünde açıklama yaptı. 21 Mart 1995 tarihinde gözaltına alındıktan sonra katledilmiş halde bulunan Hasan Ocak'ın akıbetinin sorulduğu açıklamaya çok sayıda kişi ve Ocak Ailesi katıldı. Kaybedilenlerin fotoğraflarının bulunduğu "Kayıplar vicdanındır, sahip çık" pankartının açıldığı eylemde konuşan İHD İzmir Şubesi Yöneticisi Caner Canlı, Ocak'ın gözaltına alındıktan 58 gün sonra işkence edilmiş şekilde bulunduğunu hatırlattı. Olayın üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen faillerin ortaya çıkarılmadığını belirten Canlı, "Hasan Ocak'ı kaybedenler, kaybetme iklimini yaratanlar için cezasızlık değil, hakkaniyete uygun bir ceza adaletin sağlanması talebimizde ısrar edeceğiz" dedi. 

Abla Hüsniye Ocak Acar ise şunları söyledi: "Bugün bodrumlarda insanlar katlediliyor, cenazeler yerlerde sürükleniyor, kadın bedeni teşhir ediliyor. Unutmasınlar ki, bunların hepsinin hesabını verecekler. Biz onlardan hesap sorana kadar alanlarda olacağız."