Britanya İşçi Partisi Milletvekili Kate Osamor, Önder Apo’nun “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nı ve PKK’nin 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12. Kongre kararlarını değerlendirdi.
Kate Osamor, Önder Apo’nun 27 Şubat’ta yaptığı barış çağrısının ardından PKK’nin 12. Kongre’yi toplayarak silahsızlanma kararı almasını memnuniyetle karşıladığını belirterek, “On yıllardır süren çatışmalar ve on binlerce can kaybının ardından bu gelişme tarihi bir dönüm noktasıdır. Türkiye ve bölge halkları için kalıcı barışın kapısını aralayabilecek eşsiz bir fırsattır” dedi.
‘TEK TARAFLI ADIMLAR YETERLİ OLMAZ’
Ancak kalıcı bir barış için tek taraflı adımların yeterli olmayacağını vurgulayan Kate Osamor şunları söyledi:
“Türk hükümetinin de üzerine düşeni yapması ve Kürt halkının temel haklarını güvence altına alacak somut adımlar atması gerekmektedir. Kalıcı barış ve daha müreffeh bir gelecek için Türk hükümetinin siyasi baskılara son vermesi ve Kürt halkının temel haklarını güvence altına alacak somut adımlar atması büyük önem taşımaktadır.
Türkiye’de devam eden siyasi baskıları, özellikle DEM Parti’ye yönelik baskıları kesinlikle doğru bulmuyorum. Tüm bu konuların barış ve müzakere sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak ele alınması gerektiğine inanıyorum.”
Birleşik Krallık Hükümeti’nin, Türkiye’deki barış müzakerelerine destek olması gerektiğinin altını çizen Kate Osamor, “Birleşik Krallık, Kuzey İrlanda’daki ‘Hayırlı Cuma Anlaşması’ sürecinden edindiği tecrübeleri kullanarak Türkiye’deki barış müzakerelerine yapıcı katkı sunmalıdır” dedi.
Kate Osamor, bu çerçevede Dışişleri Bakanı David Lammy ile görüşeceğini belirterek, Bakan Lammy’nin Türk mevkidaşıyla PKK’nin feshi, Abdullah Öcalan’ın tutukluluğu ve barış müzakerelerine verilebilecek destek konularını görüşüp görüşmediğini soracağını ifade etti.
‘KÜRT HALKININ SESİ OLACAĞIM’
Kate Osamor sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’deki gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceğim. Birleşik Krallık Parlamentosu’ndaki görevimi, barışın sesi olmak ve Kürt halkının haklarına saygı gösterilmesini sağlamak için kullanacağım.
Bu barış süreci yalnızca Türkiye için değil, bölge istikrarı ve uluslararası hukuk açısından da büyük bir öneme sahiptir. Barışa giden yolda kapsayıcı, adil ve sürdürülebilir çözümler desteklenmelidir.”