DAİŞ çeteleri ile YPG ve PKK’yi aynı ‘listenin başındaki’ örgütler olarak sunulan Parlamentolar Arası Birlik Grubu’nun (IPU) Türkiye Grubu’nun izahat belgesinde, Suriye’den kendilerine tehdit ve saldırılar olduğu yalanına dayanıldığı görülüyor. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51’inci maddesine dayanarak ‘meşru müdafaa’ hakkını kullandığı iddia edilen belgede, Türkiye’ye yönelik hangi somut saldırılar olduğuna ise açıklık getirilmiyor.

YPG’NİN HANGİ SALDIRISINDA ÖLDÜĞÜ BİLİNMEYEN ASKER VE SİVİLLER

Bu konuda sadece Hatay ve Kilis’e yapıldığı iddia edilen roket ve yaylım ateşlerini gerekçe gösteren IPU Türkiye Grubu Başkanı AKP’li Coşkun Çakır, YPG’nin saldırılarında çok sayıda Türkiye vatandaşı sivil ve askerin öldüğü yalanını gündeme getirdi. Ancak Çakır, bu yalanı da ‘çok sayıda sivil, asker’ biçiminde vererek, hangi tarihlerde ve kimlerin öldüğüne dair hiçbir ayrıntıya girmedi.

Yıllarca DAİŞ çetelerine sınırları açtıklarını gizlemek amacıyla YPG’nin kontrolündeki alanlara Suriye’nin başka yerlerinden gelen DAİŞ çetelerinin olduğu savunulan izahat belgesinde, bu çetelerin Türkiye’ye sızma riskinin olduğunu iddia edildi.

Efrîn işgal operasyonuyla ‘kardeş Suriyelileri kurtarma’ amacında olunduğu yalanının yinelendiği yazıda, sivil katliamları görmezden gelindi. AKP’nin gönderdiği belgede, sivil katliamının ‘önlenmesi’ için ‘önlem alındığı’ ve ‘oldukça hassas olunduğu’ propagandası yapıldı.

BM ŞARTI’NI KULLANMA GEREKÇESİ: NE ZAMAN OLDUĞU BELLİ OLMAYAN SALDIRILAR

İzahat belgesinde, ne zaman olduğu bir türlü anlaşılamayan bu sınır saldırıları nedeniyle Türkiye’nin BM Şartı’nın 51’inci maddesiyle BM Güvenlik Konseyi’nce alınan 1373, 1624, 2170 ve 2178 sayılı karar tasarılarına dayanarak, Efrîn’e işgal operasyonunu başlattığı yinelendi.

IPU Türkiye Grubu’nun hükümetten kelimesi kelimesine kopya ettiği yazının sonunda Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı gösterildiği yalanı da yeniden vurgulandı.