AKP'den çete destekçisi İHH'ya izinsiz yardım toplama yetkisi!

AKP'den çete destekçisi İHH'ya izinsiz yardım toplama yetkisi!

Rojava'da çatışmalarda ele geçirilen ya da kaçanların yaptığı açıklamalarda El Nusra ve Irak-Şam İslam Devleti'ne silah ve gıda yardımı konusunda yardım eden İnsan Hakları ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı'na, AKP Hükümeti tarafından Türkiye genelinde izne tabi olmadan yardım toplama yetkisi verildi. İHH için iki ay önce de, Valiliklere yazı gönderilerek tüm Ortaöğretim öğrencilerinden yardım toplanması için vakfa yardımcı olunması istenmişti.

El Kaide uzantılı El Nusra ve Irak-Şam İslam Devleti gibi Rojava'da Kürtlere saldırıda bulunan çete gruplarına silah, gıda ve eleman yardımında aracı olan İHH Vakfı'na İçişleri Bakanlığı "Yardım toplamada izne tabi olmayan dernekler" statüsü verildi. Daha önce de adları yolsuzluklara karışan Deniz Feneri ve Kimse Yokmu Dernekleri'ne bu yetki verilmişti.

İçişleri Bakanlığı'nın resmi internet sitesinde yer alan bilgilere göre, Arama Kurtarma Derneği, BM Çocuklara Yardım Fonu Türkiye Milli Komitesi Derneği, Eğitim Sağlık ve Kültür Derneği, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, LÖSEV, TEMA, Türk Eğitim Derneği, Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Türk Eğitim Vakfı, TSK Mehmetçik Vakfı, Dürkiye Diyanet Vakfı, Türkiye Kas Hastalıkları Derneği, Kızılay Derneği, Omurilik Felçliler Derneği, Yeşilay Cemiyeti, Zihinsel Yetersiz Çocukları Koruma ve Geliştirme Vakfı ile Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile Kimse Yok mu Dayanışma ve Yardımlaşma Dernekleri, nakdi ve maddi yardım toplamada herhangi bir izne tabi olmayan dernekler.

Bu derneklere, 1 Nisan 2013 tarihinde alınan bir kararla, çetelere yardımla gündeme gelen İnsan Hakları ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı da dahil edildi.

ÖĞRENCİLERDEN YARDIM TOPLANMASINA BAKANLIK İZİN VERMİŞTİ

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük imzası ile 19 Ağustos 2013 tarihinde de tüm Valiliklere gönderilen yazıda, İHH'nın ortaöğretim kurumlarında yardım toplaması için tüm Valiliklerin yardımcı olunması istenmişti. Müsteşar Yardımcısı Büyük imzası ile gönderilen yazıda, İHH Vakfı'nın "Her sınıfın bir yetim kardeşi var" projesi ile tüm okullardan toplanacak bağış ve yardımların Türkiye ve dünyadaki çocuklar için dağıtılmasına yönelik talepleri bulunduğu, İHH'nın kurulduğu günden bu yana savaş, doğal afet ve yoksulluğun yaşandığı blgelerde yetim ve korumasız çocuklara yönelik çalışmalara öncelik verdiği, okullarda eğitim gören öğrencilerin küçük yaşlardan itibaren bilinçli yardımsever ve duyarlı vatandaş olarak yetişmelerine katkı sağlanması, öğrenciler arasında sevgi, saygı ve kardeşlik bağlarının güçlendirilmesi düşüncesiyle gönüllülük esasına dayalı olarak projenin desteklenmesi yönünde Valiliklerin bilgilendirildiği belirtilerek şunlara yer verilmişti:

"Ancak projenin ortaöğrenim kurumlarında uygulanması konusunda tereddüte düşüldüğüne yönelik geri bildirimler alınmaktadır. Bu nedenle ilinizdeki ortaöğretim kurumlarında da söz konusu projeye gönüllülük esasına dayalı olarak gerekli desteğin sağlanması hususunun Valiliğinizce değerlendirilmesini rica ederim."

"Kamu yararına çalışan kuruluşlar" olarak tanımlanan ve aralarında Deniz Feneri, Kimse Yok mu Derneği ile İHH gibi dernek ve vakıflar, yardım toplamada herhangi bir izne tabi olmazken, Türkiye'de SODES ve yurt dışından da sivil toplum ve hükümetlerden hazırladıkları projelerde rahatlıkla hibe yardımı alabiliyorlar.

İZNİ TABİ OLMAYAN DERNEKLER YOLSUZLUKTAN CEZA ALDI

Deniz Feneri Derneği hakkında Almanya ve Türkiye'de topladığı yardımlarda yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle birçok dava açılmış ve mahkumiyetler yaşanmıştı. Almanya'da faaliyet gösteren Deniz Feneri e.V derneğinin yoksullara dağıtmak için halktan topladığı 41 milyon Euro gibi bir paranın amaç dışı kullanıldığı yönünde dava açılmış ve davadan dernek yöneticilerine mahkumiyet çıkmıştı.

Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde 2008 yılında yapılan yargılamada dernek yöneticilerine dolandırıcılık ve haksız kazanç sağlama suçundan Mehmet Gürhan’a 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan'a 2 yıl 9 ay, Firdevsi Ermiş ise 1 yıl 10 ay hapis cezası aldı. Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş'in tutuklulukları sırasında hapiste kaldıkları süre dikkate alınarak geri kalan ceza süreleri tecil edildi. Mahkeme derneğin malvarlığına kamu adına el koyarak malvarlıklarının yönetimini kayyuma devredilmesine karar verilmişti.

Davanın savcısı Kerstin Lötz ise, davanın asıl faillerinin Türkiye'de bulunduğunu ve bunların cezalandırılması gerektiğini açıklamıştı.

Yapılan yargılamada Almanya'da toplanan yardımlardan 17 milyon Euro'nun Türkiye'ye gönderildiği ve bunun 8 milyon Euro'luk bir kısmının Türkiye'deki Deniz Feneri Derneği'ne aktarıldığı, geri kalan paranın akıbetininn ise bilinmediği karar altına alınmıştı.

Aynı şekilde 2 Nisan 2009 tarihinde Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada da, kurban bağışı kesimi ihalelerinde yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle "İzne tabi olmayan dernekler" statüsünde bulunan Mehmetçik Vakfının eski Genel Müdürü Salih Güloğlu ve LÖSEV Başkanı Üstün Ezer'i ''güveni kötüye kullanmak'' suçundan 5'er yıl, Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Mehmet Cengiz'i ise 2 yıl 6 ay hapse mahkum edilmişti.

Konu ile ilgili haberler:

-HRW: ‘İnsanlık suçu işleyen’ gruplar Türkiye’den Suriye’ye giriyor

-İHH’nın aracılık ettiği yardım konvoyunda ne var?

-Valilere talimat: Tüm ortaöğretim kurumları İHH'ya yardım edecek!