AKP dönemi: Kadın ve çocuklar için 'ecel' vakti!

AKP dönemi: Kadın ve çocuklar için 'ecel' vakti!

Türk Başbakanı Erdoðan, ailelerden "üç çocuk dünyaya getirmeleri" talebinde bulunmayı sürdürüyor. Erdoðan, kadınlara uygulanan şiddet konusunda da "önemli adımlar attıklarını" iddia ediyor. Kendi hükümetinin döneminde meydana gelen olaylar ve bunlara ilişkin istatistikler ise Erdoðan'ı yalanlıyor.

Recep Tayyip Erdoðan, Ankara Rixos Grand Otel'de düzenlenen "Uluslararası Aile ve Sosyal Politikalar Zirvesi"nde yaptıðı konuşmada, kadın ve aile sorunlarına dair bir kez daha iyimser tablo çizdi. "Biz yola çıkarken muhafazakar demokrat olduðumuzu ilan ettik. Hedefimize de aileyi koyduk. Parti ve hükümet olarak aileyi en temel taş olarak gördük. Biz kadını yücelten makamın annelik olduðuna inanıyoruz" şeklindeki, Erdoðan'a ait ifadeler, başta 'anne' olmayan kadınların aşaðılanması anlamına geliyor; kadının özkimliðini temsil eden tek unsurun da 'annelik' olabileceði dayatılıyor. Çocuk dünyaya getirmek istemeyen veya bu, saðlık problemleri nedeniyle zaten mümkün olmayan kadınlar üzerindeki erkek baskısı, böylece dayanaðını ülkenin başbakanından almış oluyor.

Erdoðan'ın kadına yönelik şiddet için yaptıðı açıklama da gerçeðe sıðmıyor. Erdoðan, nicelik olarak hayli yükselen şiddeti ya meşru buluyor ve bu, onun sorunu görmesini engelliyor; ya da kendisi mitomaniye yakalanmış durumda.

Erdoðan, "kadınlara yönelik şiddet olaylarının, muhalefetin ve medyanın istismarıyla artıyormuş gibi bir havada takdim edildiðini" de, Mart 2011'de dile getirmişti.

Bu vesileyle, Tayyip Erdoðan'ın iyimserliðinden ne anlaşılması gerektiðini, ÝHD ve çeşitli kurumların son birkaç yıllık istatistiki verileriyle ortaya koyalım.

2007

AKP'nin ikinci kez seçimleri kazandıðı 2007 yılında, 'kuşkulu ölümler' listesinde 12 kadının ve 3 çocuðun adı vardı. 'Namus Cinayetleri' kapsamında ise aynı yıl 36 kadın; 6 çocuk yaşamını yitirdi. Erkeklerle birlikte ölü sayısı 52'yi bulmuştu.

2007'de, erkek baskısının sonucunda intihar yolunu seçen kadınların sayısı da 65 idi. Ev içi şiddete uðrayan kadınlar ile ilgili istatistikler ise, 66 kadının öldüðünü işaret ediyor. Şiddet evin dışına da sıçrıyordu; toplumsal alandaki taciz-tecavüz ve çeşitli şiddetler beraberinde 53 kadın katledildi.

Erdoðan, doðum oranlarının artmasını isteyen söylemlerden vazgeçmese de; Türkiye'de çocukların da can güvenliði bulunmuyor. 2007'de 24 çocuk ev içerisinde uðradıðı şiddetin sonucunda; 37 çocuk da toplumsal alanda karşılaştıðı şiddetle öldürüldü.

2008

Bu yıl da, kadınlar için 'ecel yılı' sayılabilir. Ölümü 'kuşkulu' bulunan 10 kadının listesine; 3 çocuk da dahil oldu. Yine 'namus cinayetleri' başlıðı altında deðerlendirilen kadın ve çocuk ölüm sayısı da, 11 olarak yansıyor. Tespit edilebildiði kadarıyla 64 kadının intihara başvurduðu 2008'de, evde eşi, babası, aðabeyi tarafından gördüðü şiddet sonucunda yaşamını yitiren kadınların sayısı da 31'i buluyordu. Evin dışına çıkıyoruz; taciz-tecavüz ve uygulanan çeşitli şiddetlerle de, toplumsal alanda 22 kadın öldürüldü. 15 kadın yaralama ve şiddete; 22 kadın da tecavüze, 2008'de uðradı.

14 çocuk, şiddet yoluyla o ana kadar yaşadıkları evde öldürüldü. Sayı, toplumsal alanda da deðişmiyordu; yine 14 çocuk sokakta katledildi.

2009

2009'da 'kuşkulu ölüm' listesinde 11 kadın ile 12 çocuk; 'namus cinayetleri'nde ise 25 kadın ile 5 çocuk ölümü sıralandı. Sokakta erkekler tarafından öldürülen kadınların sayısı 36 iken; ev içerisinde yine erkek yakınlarınca öldürülen kadınların sayısı da 46'yı buluyordu. Ev ve sokakta gördüðü şiddetle bu yıl içerisinde ölen çocukların sayısı da 34 olarak kabul ediliyor. Ayrıca aynı yıl 8 kadın ile 34 çocuðun da tecavüz yada tacize uðradıkları tespit edildi.

2010

Erdoðan, "kadına şiddet konusunda önemli adımlar atıyoruz' dese de"; yıllar geçtikçe bilançolarda da artış görülüyor. 2010'da ölümü 'kuşkulu' bulunan kadınların sayısı 15; çocukların sayısı da 5 olarak yansıdı. Tespit edildiði kadarıyla 149 kadın intihara başvurdu; bunların yarısından fazlası hayatını kaybetti. Evde uðradıðı şiddetle 50 kadın; 15 çocuk öldü. Toplumsal alanda 11 kadın; 6 çocuk da, yine şiddet uygulanarak öldürüldü.

2011

Kadın Cinayetlerini Durduracaðız Platformu'nun 2011 yılındaki istatistikleri de AKP'nin izlediði kadın karşıtı politikaları teşhir eden nitelikteydi. Tecavüz, toplumsal baskı nedeniyle maðdur kadınların kolay açıklayabildikleri saldırı türü deðil. Buna raðmen, elde edilen veriler, en az 179 kadının 2011 yılında tecavüze uðradıðını işaret ediyor. Yine aynı yıl 160 kadın eşleri, sevgilileri, babaları tarafından katledildi. Kadın Cinayetlerini Durduracaðız Platformu'nun verilerine göre; 70 kadın intihar ederken; bu intiharlardan en az 3'ünün intihar süsü verilmiş cinayet olduðu sonradan anlaşıldı.

2012

Kadın Cinayetlerini Durduracaðız Platformu'nun 2012 yılının ilk altı ayı için yaptıðı araştırmalarda da; 92 kadının katledildiði açıða çıkıyor. Ölüm nedenlerini de inceleyen Platform, 29 kadının 'boşanma, ayrılma, reddetme ve kıskançlık' gibi gerekçelerle öldürüldüklerini saptadı. Öldüren kişilerin genellikle eş veya eski eş olduðu, aynı araştırmadan anlaşılıyor. Ýkinci 'faili meçhul', üçüncü sırada ise 'sevgili-eski sevgili' olarak, katiller vurgulanıyor. 2012'nin ilk altı ayındaki katiller arasında, annelerini öldüren üç erkek çocuk da var.

Henüz yeni yıla girmeden, sadece aralık ayında da 12 kadın cinayete uðradı. Yine bu ay, 5 kadına tecavüz edildi. Bunlar Antalya, Ýzmir, Ýstanbul, Konya, Kayseri, Aydın, Bursa, Ardahan, Adıyaman, Ankara, Tekirdað, Edirne ve Diyarbakır gibi yerlerde meydana geldi.

Araştırmacı Adil Gür’ün geçtiðimiz yıl yaptıðı bir araştırma da, genel tabloyu anlamak için önemli. Erdoðan, evlilik kurumunu kutsayan açıklamalarına devam ederken; evli her iki kadından birinin eşi tarafından şiddete uðradıðı da, bu araştırmanın verilerinden. Ayrıca Gür'ün araştırmasında önemli bir detay dikkat çekiyor; şiddet gören her 4 kadından 1'i, uðradıðı şiddeti gizliyor.