AKP gaspına tepkiler: Kürtlerin ve HDP'nin yanındayız

AKP-MHP rejiminin, Amed, Mardin ve Van'daki HDP'li büyükşehir belediyelerini gasp etmesine karşı tepkiler sürüyor.

Çevre örgütlerinden kadınlara, muhalif kesimlerden Alevilere, sendikalara kadar herkes, işgale karşı Kürtlerin ve HDP'nin yanında olacağını duyurdu.

MEH: İNTİKÂM GASBI

Gasbı kınayan Mezopotamya Ekoloji Hareketi (MEH), "AKP-MHP iktidarının demokrasiye ve halk iradesine bakışının özeti" vurgusunda bulundu.

Açıklamada, HDP'nin demokratik, kadın özgürlüğünü, komünal ekonomiyi esas alan ve ekolojik politikaları ile yerel seçimlerdeki zaferinin, AKP'nin saldırı nedenlerinden olduğuna dikkat çekildi.

MEH, "Halk iradesine yapılan bu sivil darbeden derhal vazgeçilmelidir" dedi.

MUÇEP: BİR BÖLGEYE VE DEMOKRASİYE DÜŞMANLIK

Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), belediyeleri gasp etmenin "vahim bir dönemden daha vahim döneme geçişi" gösterdiğine dikkat çekti. Açıklamada, "Sadece bir partiye, bölgeye ve şehirlere düşmanlığın ifadesi değil; aynı zamanda, demokrasi ve hukuktan geriye kalanların da ortadan kaldırılması girişiminin habercisi" denildi.

MUÇEP, eşbaşkanların derhal göreve iade edilmesi gerektiğini belirterek, "Bu hukuk ve demokrasi tanımaz eylemin geri alınması için her türlü meşru girişimin yanında, içinde, destekçisi olacağız. Belediye yönetimlerinin gasp edilmesini ve halkın iradesinin yok sayılmasını asla kabul etmiyoruz" dedi.

İHD BATMAN: HALK İRADESİNE SAHİP ÇIKMALI

İnsan Hakları Derneği (İHD) Batman Şubesi, dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya İHD üyelerinin yanı sıra halk da katıldı. İHD Batman Şube yöneticilerinden Fahrettin Asutay, kayyum atamalarının hukuka uygun olmadığını vurgulayarak, Anayasanın 38'inci maddesi olan masumiyet karinesini hatırlattı. Asutay, "Siyasi iktidarı kayyum atamalarından vazgeçmeye ve seçilmiş belediye başkanlarını göreve iade etmeye, tüm yurttaşları da barış ve demokrasiyi korumaya, dolayısıyla kendi iradelerine sahip çıkmaya davet ediyoruz" çağrısında bulundu.

TJA: DİRENİŞ GELENEĞİMİZ SÜRECEK

Tevgera Jinên Azad (TJA) tarafından yapılan yazılı açıklamada, Kürt halkının ve kadınların iradesinin AKP-MHP faşizmi tarafından gasp edildiğine vurgu yapıldı.

Kayyum atamalarını tanımadığını belirten TJA, siyasi soykırım operasyonlarını da kınadı.

TJA, "Direniş geleneğimiz ile egemen erkek zihinyetin darbeci, faşizan saldırılarına karşı direnmeye devam edeceğiz" diyerek, sosyalist, feminist, demokrat, ekolojist kadınları dayanışmaya çağırdı.

VAN'DAKİ 26 STÖ: TÜM TÜRKİYE'YE KARŞI DARBE

Van Barosu Merkez Binası’nda 26 sivil toplum örgütü ve siyasi partinin imzasıyla yapılan ortak açıklamaya, CHP, HDP, baro, HDP’li milletvekilleri, Van Büyükşehir Belediye eşbakanları ve sivil örgütü temsilcileri katıldı. Ortak açıklamayı Van Barosu Başkanı Zülküf Uçar yaptı.

Uçar, kayyum kararının seçmenin tercihine, halkın iradesine, sandığa, demokrasiye karşı yapılmış açık bir darbe olduğunu belirtti.

Gerekçenin hukuki değil, siyasi olduğunu vurgulayan Uçar, "Halkın iradesi ikinci kez gasp edildi" dedi.

Açıklamada, bu darbenin yalnızca Van, Mardin ve Amed'e değil, tüm Türkiye’ye yapıldığı kaydedilirken, “Türkiye’nin bu darbeye karşı tepki göstermesi istiyoruz” denildi.

PARTİZAN: ORTAK DİRENİŞ BÜYÜTÜLMELİ

Partizan tarafından yapılan açıklamada da Kürt ulusunun legal-demokratik siyaset hakkının gasp edildiğine dikkat çekildi.

Açıklamada, "Kürt ulusunun haklı demokratik mücadelesine karşı her alanda yürütülen faşist saldırganlığı ve kayyum politikasını protesto etmek, Kürt ulusal mücadelesiyle dayanışmayı yükseltmek tüm devrimci-demokratik güçlerin görevidir" denildi.

"Faşist-Kemalist diktatörlük ve onun bugünkü siyasi temsilcisi AKP-RTE iktidarı, Kürt Ulusal Hareketi’nin 'barış' ve 'çözüm' çağrılarına askeri operasyonlar ve kayyum saldırısıyla yanıt vermiştir" vurgusunda bulunulan açıklamada, "Devletin krizini derinleştirmek, korkularını büyütmek için ortak direniş büyütülmeli, halkın öfkesi açığa çıkarılmalıdır" mesajı verildi.

AVUSTRALYA'DAKİ ÖRGÜTLER: ŞİMDİ TEPKİ VERİLMEZSE...

Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu, Avustralya Demokratik Kürt Toplum Merkezi, Anadolu Kültür Merkezi, Avustralya Turkiyeliler Kultur Dernegi Inc., Viktorya Kürt Kadınlar Birliği tarafından kayyum işgaline ilişkin açıklama yapıldı.

"Demokrasinin, hukukun ve vicdanların asla kabul edemeyeceği bir darbe" vurgusunda bulunulan açıklamada, "AKP iktidarı, halkın yerel yönetimlerdeki seçme ve seçilme hakkını yok eden merkezi vesayetçi dayatması ile hukukun ve demokrasin en temel değerlerini yok etmiştir" denildi.

Açıklamada, "Tüm bu yapılanlar sadece HDP veya Kürt halkı için değil tüm Türkiye ve demokrasi için bir tehtiddir. Bu tehtidin HDP’den sonra CHP’li Adana, Antalya, İzmir ve İstanbul belediyelerine yönelemeyeceĝinin garantisi yoktur. Şimdi tepki verilmezse, ikinci, üçünü dalga kayyum atamaları gelecektir" diye belirtildi.

ALEVİ ÖRGÜTLERİ: HDP İLE DAYANIŞALIM

Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri (PSKAD), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nın (HBVAKV), Alevi Kültür Dernekleri (AKD), Alevi Vakıflar Federasyonu, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Kızılırmak Köy Dernekler Federasyonu, Ankara Divriği Kültür Derneği ve Vartolular Derneği, kayyum işgaline karşı basın toplantısı düzenledi.

PSKAD Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında ortak metni ABF Genel Sekreteri Ali Aktaş okudu.

Açıklamada, "HDP seçmeni sandığa giderek AKP’ye ağır bir ders vermiştir. HDP seçmeni Batı’da stratejik bir şekilde oy kullanarak AKP-MHP ittifakının büyükşehirleri kaybetmesini sağlamış, kayyum atanan belediyelerde ise yine halk iradesini hakim kılmıştır" denildi.

AKP’nin söz konusu Kürtler olunca millet iradesini ayaklar altına almaktan çekinmediğine vurgu yapılan açıklamada, “Tüm halkımıza ve başta CHP olmak üzere bütün muhalif partilere, sendikalara, demokratik kitle örgütlerine de HDP ile dayanışma çağrısı yapıyoruz" diye belirtildi.

CHP'Lİ BEKO: YA DİKTATÖRLÜK YA DEMOKRASİ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kani Beko da kayyum gasbına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Beko, belediye eşbaşkanlarının biran önce görevlerine iade edilmesi çağrısı yaparak, halkın iradesinin yok sayıldığını vurguladı.

Beko, "Yarın diğer belediyelere de kayyum atanmayacağının bir garantisi yok. Bundan sonra bu topraklarda ya diktatörlük olacak, ya da demokrasi olacak" dedi.

ADANA

Adana Emek ve Demokrasi Güçleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi’nde bir araya gelerek, HDP il binasına geçti. HDP Adana İl Eşbaşkanı Gülseren Tural, birlikteliğin büyütülmesi çağrısında bulundu.

İHD Adana Şubesi Başkanı Avukat İlhan Öngör, "Bu bir irade gasbıdır. Bu nedenle biz sadece bugün burada bir geçmiş olsun demek için değil, kendi demokratik haklarımızı, demokratik mücadelemizi sürdürmek için buradayız" dedi.

İSKENDERUN

Kayyum atamalarına bir tepki de İHD İskenderun Şubesi'nden geldi. Dernek binasında yapılan açıklamaya çok sayıda siyasi parti temsilcisi de katıldı. Basın metnini okuyan İHD İskenderun Şube Başkanı Coşkun Selçuk, “Siyasi iktidarı bu müdahaleden vazgeçmeye ve seçilmiş belediye başkanlarını göreve iade etmeye davet ediyoruz: Çünkü halkın/seçmenin iradesine sahip çıkmak, barış ve demokrasiyi korumak, yurttaş olmayı sürdürebilmek için herkesin görevidir” dedi.

BURSA TABİP ODASI: ANAYASAYA VE HALK İRADESİNE KARŞI

Bursa Tabip Odası da yazılı bir açıklama yayımladı.

Açıklamada şöyle denildi: "Bu tür uygulamalar Anayasamızın açık hükümlerine aykırı olduğu gibi halkın iradesine de karşıdır. Demokrasi ile yönetilen, hukukun üstünlüğünün olduğu rejimlerde, mahkeme kararı olmaksızın kimse suçlu ilan edilmez. Belediyeleri halkın iradesi dışında atanmış kayyumlar ile yönetmek Cumhuriyet tarihimiz boyunca verdiğimiz demokrasi mücadelesinde yara açmaktadır. Demokrasi, insan hakları ve adalet, partiler üstüdür ve bir gün herkese lazım olacaktır.”

BATMAN

Batman Demokrasi Platformu, kayyum işgaline ilişkin Genel-İş Sendikası Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Eğitim-Sen Batman Şube Başkanı Necati Dadak, kayyum uygulamasını darbe olarak değerlendirdiklerini belirtti.

Ortak açıklamayı okuyan SES Batman Şube Eş Başkanı Deniz Topkan ise "Kimsenin kendini halkın iradesi ve yargının yerine koyma hakkı yoktur. Bu durum rejimin temel bir özelliği haline gelse de demokrasiye yapılan darbeleri kabul etmedik, etmeyeceğiz" dedi.