AKP'nin amacı ailenin korunması
AKP'nin amacı ailenin korunması
AKP'nin amacı ailenin korunması
AKP hükümetinin "kadına yönelik şiddetle mücadelesinin esası", ailenin dağılmasını önlemek. Konuyla ilgili kanunun adı da; Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun.
Kadın örgütlerinin bu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü'nde ana talebi, AKP hükümetinin kadınların canına kast eden şiddeti önleyecek yasaları çıkarması ve mekanizmaları kurması olacak. Yaptıkları eylemlerle, Meclis'in "kadın cinayetleri" özel gündemiyle toplanmasını isteyen kadınların bir diğer gündemi de İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması.
Ancak bu taleplere oldukça mesafeli duran AKP'nin "kadına yönelik şiddetle mücadelesinin esası", ailenin korunması. Konuyla ilgili kanunun adı da; Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı.
2 yıl önce çıkarılan ve kadınlara "8 Mart hediyesi" olarak sunulan yasada, "ev içi şiddet", "kadına yönelik şiddet", "şiddet" tanımları ayrıntılı olarak yapıldı, şiddetin "kamusal ve özel alanda" meydana geldiği ifadesi kadın örgütlerinin ısrarıyla yasaya girdi. Ancak, kadının can güvenliğinin korunmasından çok "ailenin korunması" esas alındı.
Başbakanlık aşamasına kadar hiç telaffuz edilmeyen, bakanlığın hiçbir tasarısında yer almayan "ailenin korunması" ibaresi, tasarı Meclis'e sevk edilirken tasarıya eklendi. Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, bu değişikliğin önemsiz bir isim eklemesi olduğunu öne sürdü.
Kadın örgütlerinin ısrarla gündeme getirdiği "toplumsal cinsiyet" tanımı da yasa da yer almadı. Ayrıca şiddet nedeniyle kurumlara başvurmuş kadınlara, bu süreçlerin hiçbir aşamasında uzlaşma önerilemeyeceğine ilişkin düzenleme de kabul edilmeyen kabul edilmeyen talepler arasında yer aldı.
SIĞINAKLARIN SAYISI HALA YETERSİZ
Yasa kadınları değil, erkekleri korurken, şiddete karşı mücadele mekanizmasının en önemli araçlarından biri olan kadın sığınakları/sığınmaevleri, her gün 4 ya da 5 kadın ceplerindeki koruma kararlarıyla öldürülürken hala çok yetersiz.
Türkiye'de sığınma evlerinin durumuna ilişkin en kapsamlı çalışmayı yapan TEPAV'ın sonuçları, sığınma evleri açısından ürkütücü tabloyu gözler önüne seriyor. TEPAV’ın araştırmasına göre ise, Türkiye’de toplam sığınmaevi sayısı 116.
11 ilde sığınmaevi bulunmuyor. 11 il şöyle: Adıyaman, Ardahan, Bartın, Bitlis, Isparta, Karaman, Muş, Niğde, Rize, Sinop, Urfa.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet veren 88 toplum merkezi bulunuyor. 29 ilde ise böyle bir merkez yok. Artvin, Bayburt, Bilecik, Gümüşhane, Kastamonu, Urfa ve Tokat’ta toplum merkezi olmadığı gibi aile danışma merkezi ve kadın danışma merkezi de bulunmuyor.
42 ilde büyükşehir/merkez belediyeleri tarafından işletilen kadın danışma merkezleri bulunurken, 39 ilde böylesi merkezler açılmadı.
2012 yılında kurulan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nde de (ŞÖNİM) tablo iç açıcı değil. Bu merkezler sadece 14 ilde açıldı. Daha önce farklı birimlere bağlı olarak faaliyet gösteren Alo 183, ilk kabul ve sığınmaevleri ŞÖNİM’e bağlandı.
YASALAR KADIN KATİLLERİNİ KORUYOR
Türk Ceza Kanunu'nda "kasten insan öldürme" suçu, müebbet dahil ağır hapis cezalarını getirse de, kadın cinayeti davalarında "tahrik indirimi" uygulanıyor. Bu indirime ek olarak, mahkemeler, "iyi hal indirimi"ni de uyguladığı için kadın katilleri cezasız kalıyor.