AKP’nin Ortadoğu politikaları iflas etti

AKP'nin belediyeleri gasp etmesine tepki gösteren sendika başkanları bu faşizan uygulamalara karşı Kürt halkı ile birlikte mücadele edeceklerini belirtti.

HDP’li üç Büyükşehir belediyesinin gasp edilmesini sivil darbe olarak gördüklerini belirten Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)Başkanı Emin Koramaz kayyumları değerlendirdi.

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik sürecin siyasi gasp süreci olduğunun altını çizerek ‘’Bildiğimiz gibi 2016 da 86 belediyeye atanan kayyumlardan sonra 31 Mart ve 23 Haziran’da yapılan yerel seçimlerden sonra AKP-MHP iktidar bloku başta Büyükşehir belediyeleri ve kayyum atanan bölge belediyelerini kaybetti. Hemen sonra ise demokratik siyasete yönelik çeşitli açıklamaları oldu. 1

Nisan tarihinde hem Diyarbakır valiliğinin, hem Mardin valiliğinin İçişleri Bakanı’na yazmış oldukları yazıya baktığımızda bugün Diyarbakır, Van ve Mardin’e atanan kayyumların önceden hazırlıklarının yapıldığını görüyoruz. 

Biz KESK olarak öncelikle şunu belirtmek istiyoruz; özelikle yeniden bu üç Büyükşehir belediyesine kayyum atanmasını asla kabul etmiyoruz. Bunu halkın iradesine yapılan sivil bir darbe olarak ifade etmek gerekiyor. Yüzde 60, 70 oylarla halkın iradesiyle demokratik bir yöntemle sandık kurularak seçilen belediye eş başkanlarının hukuksuz bir şekilde herhangi bir mahkeme kararı olmadan, haklarında herhangi bir soruşturma, inceleme, ifade alma süreçleri olmamıştır. Tek adam rejimi tarafından görevlerinden alınmaları ve yerlerine şaibeli bir şekilde daha önceki kayyumların atanması tamamen hukuksuz ve antidemokratik bir uygulamadır. Bunun halkın iradesini gasp etme anlamına geldiğini ifade etmemiz gerekir’’ dedi.

HDP'Yİ İTİBARSIZLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR

Demokratik siyaseti yürütenlerin, toplumun muhalif kesimlerinin tehdit edilmesini otoriter baskı rejiminin yeniden geliştirilmesi olarak değerlendiren Mehmet Bozgeyik, bunun iki temel nedeni olduğunu şu sözlerle anlattı. “AKP’nin yeni Osmanlı politikaları, Ortadoğu’da ve Suriye’de yürütmüş olduğu politikalar tamamen iflas etmiştir. Özellikle son dönemde oluşturulmak istenen güvenli bölge ve İdlip’te cihatist örgütlere yönelik Suriye rejiminin ve Rusya’nın uluslararası koalisyonunun yürütmüş olduğu süreç açısından değerlendirdiğimizde Türkiye Ortadoğu’da tamamen sıkışmıştır. Doğal olarak da dışarıda uluslararası politikada sıkışan, yine ekonomik krizle siyasal krizin derinleşmesi açısından bir yönetememe krizi ile karşı karşıyadır. Yine çubuğu içe bükerek Kürtler üzerinden, toplumsal muhalefet üzerinden, HDP’yi marjinalleştirme, itibarsızlaştırma ve belediye eş başkanlarını itibarsızlaştırma üzerinden bir politika izliyor. Bir an önce belediye eş başkanlarının yeniden görevlerine iade edilmesi, halk iradesine saygı gösterilmesi gerekmektedir.

‘’İçişleri Bakanlığı ve Hükümet sözcüsünün kamuoyuna yapmış olduğu açıklamalar tamamen kamuoyunu yanıltmaya yönelik bilgilerdir. Eğer gerçekten bir soruşturma yürütülecekse 2016 ve 2019 yılları arasında atanan kayyumların belediye kaynaklarını, belediyenin taşınmaz mülklerini satarak kendi yandaşlarına aktardıklarını yine belediye bütçelerini boşaltarak belediyeleri milyarlarca lira borçlandırdıklarını hepimiz biliyoruz. Bir yasal işlem bir soruşturma açılacaksa önceki kayyumlarla ilgili bir soruşturma açılması gerekiyor.’’

KORAMAZ: FAŞİST YAKLAŞIMI KINIYORUZ

Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Başkanı (TMMOB) Emin Koramaz Diyarbakır, Mardin ve Van’ı gasp eden kayyumlarla ilgili şunları belirtti: “Üç Büyükşehir belediye başkanının görevden alınarak yerlerine kayyum atanması halkın iradesine vurulmuş bir darbedir. Bu belediye başkanları demokratik bir şekilde seçimlere katılmışlardır. Hukuki statüleri seçimlere katıldıkları günle aynıdır. YSK belediye başkanlarının seçimlere katılması yönünde herhangi bir hukuki engel görmemiştir, haklarında herhangi bir yargı kararı yoktur. 4 ay gibi kısa bir sürede seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınıp yerlerine kayyum atanmasını demokrasiye bir saldırı olarak görüyoruz. Halk egemenliğinin ayaklar altına alınması olarak görüyoruz. Bunun emarelerini 31 Mart seçimlerinde de görmüştük; Türkiye tarihinin en antidemokratik seçimini yaşadık. Tüm medya ve devlet olanaklarıyla seçimlerde iktidar grubuna oy vermeyecek vatandaşlar terörist olarak ilan edildi. O dönem gerek Cumhurbaşkanı gerekse İçişleri Bakanı yapmış oldukları konuşmalarda eğer kendi istedikleri adaylar seçilmezse onların görevden alınacağını yerlerine kayyumlar atanacağının emarelerini vermişti.”

Diyarbakır, Mardin ve Van’a uygulanan bu faşizan yaklaşımın karşısında olduklarının altını çizen Koramaz “Kayyum rejimi demokratik rejimlerde olmayan bir uygulamadır, faşizan bir uygulamadır. Bu faşist yaklaşımı kınıyoruz. Diyarbakır, Van ve Mardin halkının seçtikleri belediye başkanlarına sahip çıkma yönündeki mücadelesini destekliyoruz. Bunu yöre halkıyla ve belediye Eş başkanlarıyla paylaşmak için Diyarbakır’a 4 kurum olarak gideceğiz. Türkiye’nin geleceği baskı rejimlerinde aranamaz. Türkiye ancak demokrasinin tüm kurum ve kurullarıyla işletildiği bir düzenle kurtulabilir. TMMOB ve tüm demokratik oluşumların bu faşizan gelişime karşı mücadele etmesi gerekir. Bu konudaki duyarlılığımızı, dayanışma duygularımızı Diyarbakır’da belediye Eş başkanlarıyla ve Diyarbakır halkıyla paylaşacağız” dedi.