‘AKP, Şahin Öner olayını aydınlatmadığı takdirde sorumludur’

‘AKP, Şahin Öner olayını aydınlatmadığı takdirde sorumludur’

BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Beştaş, Şahin Öner’in hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayın aydınlatılması için hükümetin adım atmasını isteyerek, “AKP, 90’lı yılların cezasızlığını devralarak bu olayı aydınlatamaz. Sorumlular gizlenerek de çözüm olmaz. Çözüm siyasetinde samimilerse bu olaya açıklık getirmeliler. Aksi halde sorumlu hükümettir” dedi.

BDP Eş Genel Başkanı Meral Beştaş ve BDP Grup  Başkanvekili İdris Baluken, son zamanlarda yaşanan polis şiddetine ilişkin parti genel merkezinde basın toplantısı yaptı.  Toplantıda ilk söz alan Eşbaşkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Diyarbakır’da birkaç gün akrep adlı polis aracının ezerek yaşamını yitiren Şahin Öner’in ölümünün vahim bir olay olduğunu belirtti. Beştaş, bunun basında işlenmediğine dikkat çekti. “Elinde bomba patladı” biçiminde basında çıkan haberleri eleştiren Beştaş, Diyarbakır valiliği ve emniyet müdürlüğünün ilk dakikalarda araştırma gerçekleştirmeden ve otopsi raporu açıklanmadan yaptıkları açıklamanın kamuoyunu yanıltmaya dönük olduğunu söyledi.

Bunun soru işaretleri yarattığını ifade eden Beştaş, “Kaygımız başta Roboski olmak üzere diğer ölüm olaylarının tekrarının yaşamamıza dönüktür. Diyarbakır’da Özgür Arda’da kaçarken arkasından vuruldu. Bu otopsi raporuyla da belirlendi. Ailesi ve savcılıkla görüştük. Ancak Şahin Öner’in otopsi raporu ise ailesine verilmedi. ‘Elinde bomba patladı’ denilen Şahin’in basına yansıyan fotoğrafı var. Böyle bir emare olmaması, otopsi raporunun gizlenmesi, kaygımızı artırıyor. Bu durum uluslararası hukuka da aykırı, ülkenin yasalarına da aykırı. Konuya ilişkin takibimizi sürdüreceğiz” dedi.

‘AKP CEZASIZLIK İLE ÇÖZEMEZ’

Şahin Öner’in hayatını kaybetmesinin basit bir olay olmadığına dikkat çeken Beştaş, “Roboski’ye dair bir açıklama yapılmadan her geçen gün tırmanan bir şiddet var. AKP, ‘asit kuyularını açtık, faili meçhullerin hesabını soruyoruz’ diyor. Ancak 2002’den bu yana yaşanan olaylar var. Şahin Öner olayı da Roboski’den bağımsız değil. Son on yılda 70’e yakın insan hayatını kaybetti. Buna dair hazırladığımız rapor var. AKP iktidarı bu ölümlere dair açıklama yapmalı. Failleri koruyup cezasızlık  yöntemini 90’lardan devralarak bu sorun çözülmez. Aksi halde sorumlu hükümettir. Çözüm diye dillendirdikleri açıklamalarına açıklık getirsinler. Olayın açığa çıkmasını engelleyecek politikalarını gözden geçirmelidir” diye konuştu.

BDP Grup Başkanvekili Baluken ise Şahin Öner ile ilgili hükümet ya da yereldeki hükümet temsilcilerinden  bekledikleri açıklamanın gelmediğine dikkat çekerek, “Olaya ilişkin ihmaller zinciri ve görgü tanıkları var. Şu saat itibariyle de açıklama yapılmış değil. Konuyu meclise taşıdık. Sonuna kadar takipçisi olacağız. Şahin’e ilk acil müdahale nerede yapıldı? Yaralı halde karakola mı götürüldü? Ambulansın karakol önünde uzun süre bekletildiği doğru mu? Bunlar yanıt bekleyen sorulardır” dedi.

KÜRTLERE YÖNELİK BİR MESAJ MI?

Baluken’in Nisan ayına kadar BDP kitlesinin eylemsellik ve demokratik haklarını kullanma sürecinde bu olayın Kürtlere yönelik “eğer sokağa çıkarsanız bunu yaparız” şeklinde bir mesaj mı içerdiği konusunda kaygılarının olduğunu ifade etti. Hükümetin sorumluları açığa çıkarması gerektiğinin altını çizen Baluken, “10 yıldır zihniyet ve polisin yaklaşımı aynı. Her toplumsal gösteride demokratik hakkını kullananlara karşı öldürücü müdahaleler söz konusu. Bunun son örneği Urfa’nın Viranşehir ilçesinde eş genel başkanımız Gültan Kışanak’a yönelik yapılanıdır. Orada eğer Viranşehir kaymakamı, emniyet müdürü ve Urfa valisi görevden alınsaydı bugün Şahin Öner olayı olmayacaktı. Viranşehir’de yaşananlara ilişkin de ne bir açıklama yapıldı ne de sorularımıza yanıt verildi. AKP, yasaları çiğneyerek hukuk dışı uygulamalarını artıyor” diye belirtti.

‘AKP ART NİYETLİ SİYASET GÜDÜYOR’

Cezaevlerinde yaşanan baskı ve sürgünlerin, dışarıdaki tutuklama ve baskıların sürmesinin, Suriye’de hükümetin çetelerle işbirliğine devam etmesinin yeni sürece denk düşmeyen politikalar olduğunun altını çizen Baluken, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tüm kamuoyunun gözü önünde bu çetelerle ilişkilerini gizlemiyor. Bunun AKP’nin çabalarıyla şekillendiğini biliyoruz. Eğer bu tasfiye konseptiyle yaklaşılırsa güvensizlik derinleşir. Bunun yanında köylülere koruculuk dayatması yapılıyor. 90’lı yılları aratmayan uygulamalar var. Hatta bu hafta içinde silah dağıtılacağı söyleniyor. Bir yandan PKK’ye silah bırakması çağrısında bulunan AKP, diğer yandan bu uygulamayla art niyetli siyaset yapıyor” dedi.

İmralı’ya gidişler konusunda kimlerin yer alacağına yönelik sorulan bir soruya Baluken, “İmralı’ya gidişte dün yaptığımız MYK toplantısında ve grubumuzun da aldığı karar gereği eş başkanlarımız yetkili kılındı. AKP’nin yarattığı yapay krizin de artık aşılması gerekiyor. Bunun için hükümet adım atmalıdır” diye yanıtladı.

‘AKP’NİN ANAYASA BASKISINI KABUL ETMİYORUZ’

Anayasa konusunda AKP’nin “BDP ile işbirliği” yapabileceği yönündeki açıklamalara ilişkin sorulan soruya ise Beştaş şu yanıtı verdi: “Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndaki çalışmalar sürüyor. Taslak çıkarılmaya çalışılıyor. Ancak Başbakan ve hükümetin zaman baskısı var. Bu ciddi bir anayasa talebi olan Türkiye’nin geleceğinin bir tek siyasi partinin geleceğiymiş gibi bir yaklaşımı kabul etmiyoruz. Zaman ve siyasi baskıyla engellenmesine karşıyız. Nihayetinde ülkenin birçok sorununun çözüleceği beklentisi var yeni anayasa ile birlikte. AKP istiyor diye yapmıyoruz. Mart ayını da takvim olarak almıyoruz.”