Ortadoğu'daki çete gruplarına kontrgerilla eğitimi veren SADAT'ın sahibi Adnan Tanrıverdi'nin Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı yapılması, 'sokağa çıkma yasağı'nın ilan edildiği Kürt kentlerindeki paramiliter güçleri yeniden gündeme getirdi.
HDP Amed Milletvekili Sibel Yiğitalp, ANF'ye yaptığı açıklamada, "Sur'da 'sokağa çıkma yasağı' ilan edildiğinde 'Esadullah Timi' yazılamalarını gördük. Bismil'de 4 çocuk, evin odunluğunda parçalanarak öldürülmüş, ardından duvarlara 'Eseddullah Timi' yazmışlardı. Silvan'da bu yazılamalar bolca yapılmıştı. İsimlerini yazıp, yanına da hilal çiziyorlardı. Sadece Sur'da değil, Bismil'de, Cizre'de yaptıkları tüm katliamların ardından duvarlara Esadullah vb. tim isimleri yazıyorlardı. Saldırırken de her zaman tekbir getiriyorlardı. Bunu Cizre ve Silvan'da çokça duydum" şeklinde konuştu.
Paramiliter güçlerin varlığı en son Temmuz ayının başında Lice'deki sokağa çıkma yasağı sırasında gündeme gelmişti.
'EN SON LİCE'DE GÖRÜLDÜLER'
Lice'nin Mahle köyünde yaşanan olayı köylülerden dinleyen Yiğitalp, şunları anlattı: "Lice'li Kocakaya Ailesi'nin Mahle köyünde yazın açtığı çadır askerler tarafından sarılıyor. Köylüler bunu görünce çadırın yanına geliyor ve 34 kişi askerler tarafından alıkonuluyor. Bu sırada Mehmet Şirin Kocakaya işkenceye maruz kalıyor. Hastaneye kaldırılırken yaşamını yitirdi. Köylüler, 'Askerler etrafımızı sardığında bir anda beyaz Range Rover arabalar geldi. İçinde sakallı insanlar çıktı. Kollarında Arapça yazılamalar vardı' diyor. Bu arada köylülerden birinde yer alan muskayı okumak istediklerinde Arapça bilen var mı diye sorduklarında, aralarında on kişi çıkarak, okuyabileceğini söylüyor. Muskadaki Arapça duayı da okuyorlar. Sonra gelenler, 'Benzin getirin, biz bunları yakacağız' diyor. Buna komutan, 'Gözaltında olduklarını merkeze bildirdim. Yapamazsınız' diyerek engel oluyor. O arada askerler ile o gelen grup arasında bir gerginlik de oluyor."
'IŞİD İLE AYNI YÖNTEMİ UYGULUYORLAR'
Bölgedeki paramiliter güçlerin tüm yöntemlerinin Rojava ve Irak'ta katliam yapan DAİŞ çeteleri ile aynı olduğunun altını çizen Yiğitalp, Kürt halkını düşmanları olarak görerek saldırdıklarını anlattı. Yerel ve merkezi yöneticilere "Bu paramiliter güçler kim?" sorusunu yönelttiklerini ancak hiçbir yanıtın verilmediğini söyleyen Yiğitalp, "Sivil yerleşim alanları bombalandı, kitle katliamları yapıldı. Bütün bunlar uluslararası hukukta suç. Bu insanlık suçlarını, kurdukları bu paramiliter güçlere yaptırdılar, böylece olası bir yaptırımdan da kurtulmanın yolunu planladılar" dedi.
"Adı Esedullah ya da SADAT; fark etmiyor. Burada özellikle son bir yıldır, hiçbir denetime tabi olmayan paramiliter güçler devrede" diyen Yiğitalp, SADAT'ın sahibi Tanrıverdi'nin Cumhurbaşkanı başdanışmanı yapılmasıyla, bu paramiliter güçlere resmiyet ve meşruiyet kazandırıldığını belirtti.
'HEM KÜRT, HEM DE BATI İÇİN TEHDİT'
Yiğitalp, şöyle konuştu: "Burada fiili olarak oluşturulmuş bir grup var ve hâlâ faaliyette. Kürt halkına karşı bu paramiliter güçleri devreye soktular ancak Suruç'tan başlamak üzere de Batı kentlerinde doğrudan IŞİD güçlerini kitle katliamları için devreye soktular. Hepsi aynı politik aklın uygulamaları oldu. Kürt kentlerinde kuşatma ve saldırılar hâlâ devam ediyor ve yine görülmüyor. Bu politika, hem Batı'daki halklar için, hem de Kürt halkı için büyük bir tehdit. Bunun çok iyi görülmesi gerekiyor."
HDP Amed Milletvekili Sibel Yiğitalp, havuz medyasının "IŞİD'e sınırları Gülen açtı" şeklindeki yayınlarına dikkati çekerken, AKP hükümetine, "Madem savaşı Gülen çıkarttı, o zaman neden hâlâ bu savaşı sürdürüyorsunuz?" diye sordu. Dün Adli Tıp Kurumu'na gelen iki cenazenin tanınmaz halde olduğunu hatırlatan Yiğitalp, "Bu iki cenaze yakılarak nasıl bu hale getirildi? Kim yaptı" sorusunu da yöneltti.