Aktar: Adımlar eşzamanlı atılırsa güven pekişir

Aktar: Adımlar eşzamanlı atılırsa güven pekişir

Diyarbakır Barosu eski Başkanı Mehmet Emin Aktar, çözüm sürecinde yasal düzenlemeler yapılmasının Kürt halkının sürece güvenini de pekiştireceğini kaydetti. "Siyasi tutukluları tahliye edecek düzenlemeler yapılmalı" diyen Av. Aktar, Kürtlerin de demokratik eylemlere hız vermesinin sürece olumlu katkısının olacağını belirtti.

ANF'ye konuşan Avukat Mehmet Emin Aktar, KCK'nin çözüm sürecini ilerletici bir rol üstlendiğine dikkat çekerek, 'sıranın parlamentoda yapılacak yasal düzenlemelere geldiğini' belirtti.

'YASALAR DEMOKRATİK OLARAK DÜZENLENMELİ'

"Adımların eşzamanlı atılması önemli. Parlamento hızlı bir şekilde süreci rahatlatacak, güveni artıracak adımlar atmalı" diyen Av. Aktar, "Siyasi tutukluların, 'KCK' tutuklularının serbest kalacakları düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Demokratik siyasetin yapılmasının, demokratik hakların kullanılmasının önündeki engellerin kaldırılması ve bu kişileri 'silahlı örgüt üyeliği' olarak değerlendiren düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Siyasi Partiler Yasası'nın, Milletvekili Seçim Yasası'nın demokratik olarak düzenlenmesi lazım" dedi.

İfade özgürlüğüne ilişkin 4. Yargı Paketi'nde TMK'nin 6. ve 7. maddelerinde değişiklikler yapıldığına vurgu yapan Av. Aktar, bunun yeterli olmadığını belirtti. 7. maddede yapılan düzenlemeye göre, 'şiddete teşvik' olmadığı takdirde kişiler hakkında suçlama yapılamayacağını hatırlatan Av. Aktar, ekledi: "Ama bunun yanında, toplumdal gösterilerde örgütsel amblem taşımak yada yüzünü kapatma davranışında bulunmak 'propaganda eğilimi' olarak nitelendiriliyor ve suç kapsamına dahil ediliyor. Bunun değiştirilmesi gerekiyor."

Av. Mehmet Emin Aktar, karşılıklı güven sağlama açısından hukuki değişiklik ve tahliyelerin gerektiğini ifade ederek, "Bir yandan silahlar susarken, geri çekilme başlarken; gazeteciyi, siyasetçiyi, avukatı cezaevinde tutarsanız, Kürt toplumu açısından güvenin pekişmesine engel olursunuz" diye konuştu.

'SİLAH DEVREDEN ÇIKTIĞINA GÖRE DEMOKRATİK EYLEMLERE BAŞLANMALI'

Kürtlerin bu süreçte 'bekleme durumunda' kalmasının sürece katkı sağlamayacağını düşünen Av. Aktar, şöyle dedi: "Bence Kürtler bekleme konumundan çıkmalı. 'Acaba şu eylemi yaparsam sürece zarar verir miyim' endişesi doğru değil. Sonuçta PKK silah kullanmayacağını açıkladı. Bundan sonra demokratik mücadele alanının genişletilmesi gerekiyor. Kimsede panik yaratmadan ama ciddi, meşru-demokratik etkinliklerin artırılması sürece de hizmet eder. Siyaset yeni projeler üretmeli. Ne yapacağına dair tartışmalar yürütülmeli; paneller, yürüyüşler, oturma eylemleri gibi, akla gelen her demokratik eylem yaygınlaştırılmalı."

Kürtler arası dayanışmanın da yine çözüm sürecinde önem taşıdığını söyleyen Av. Aktar, "Her çevreden, kıyıda köşede kalmış bile olsa herkesin görüşünü katabileceği mekanizmalar geliştirilmeli" dedi.

'RESTORE DEĞİL YENİDEN YAPILANMA'

Kürtlerin ortaklaşma arzusu taşıdığını ifade eden Av. Aktar, 1923'de kurulan Cumhuriyet'in Kürtleri temsil edemediğini belirtip, yeni sürecin bundan ayrı bir eksende olması gerektiğine işaret etti: "Sürecin siyasal ve kültürel alanda Kürtlerin kendisini ifade edebileceği; ana dilden yerel meclislere kadar haklarını egemenlik haklarını kullanabilecekleri bir sonucu olmalı. Yoksa mevcut, yürümeyen ve her yanında defosu bulunanı tahkim etmek, restore etmek Kürtlerin görevi değil. Yapılması gerekenin bu devlet yapılanmasını, egemenlik hakkının kullanılabileceği yönünde ortak etmek. Bu yapılmadığı sürece zaten bu defo kendini bir yerden gösterir. Restore değil yeniden yapılanma zorlanmalı."