‘Alman hükümeti tecridi eleştiriyor ama hiçbir şey yapmıyor!’

Etnolog ve Sol Parti’li siyasetçi Elke Dangeleit, Alman hükümetinin Öcalan’a yönelik tecride karşı tutumunu irdelerken, insan ölümlerini önleme amaçlı çabalar yerine Erdoğan’ı ‘kızdırmamayı’ amaçlayan baskınların tercih edildiğini yazdı.

Elke Dangeleit, ‘Öcalan’a yönelik tecride karşı açlık grevleri kritik aşamada’ başlığıyla Heise Online haber sitesinde kaleme aldığı yazısında, Alman hükümetinin siyasetini eleştirdi.  

Tecride karşı yüzlerce kişinin süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olduğunu belirten Elke Dangeleit, aralarında Türk MİT’inin suikast planladığı KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç’un da olduğu 14 kişinin de Strasbourg’da direnişte olduğunu yazdı. Dangeleit, özellikle açlık grevinde 104’üncü gününe giren Leyla Güven’in durumunun oldukça kritik olduğuna dikkati çekti.

ALMANYA’NIN ÖNERGEYE VERDİĞİ CEVABI HATIRLATTI

Sol Parti (Die Linke) Milletvekili Michel Brandt’ın geçtiğimiz ay Federal Hükümet’e yönelttiği soru önergesini hatırlatan Dangeleit, Kürt Halk Önderi’ne yönelik tecrit ve buna karşı dünya Türkiye, Kürdistan ve Avrupa’daki açlık grevlerinin sorulduğunu kaydetti. Dangeleit, hükümetin cevabında İşkenceyi Önleme  Komitesi’nin (CPT) geçtiğimiz yılki raporunda İmralı’da Öcalan ve diğer mahkumlara yönelik tecridin kaldırılması ve aileler ile avukatların ziyaretlerinin  engellenmesi uygulanmasına son verilmesi isteğini ‘selamladığını’ hatırlattı.

Dangeleit, Alman hükümetinin soru önergesine yanıtta, Türkiye’nin Avrupa Konseyi (AK) üyesi olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) tutuklulara ilişkin kriterlere uyması gerektiğine dikkat çekildiğini ifade etti.  

ARADAN BİR AY GEÇMESİNE RAĞMEN HÜKÜMETTEN HİÇBİR ADIM YOK!

Alman hükümetinin Sol Parti’nin soru önergesine verdiği yanıtın üzerinden bir ayı aşkın bir sürenin geçtiğine dikkat çeken Elke Dangeleit, “Ancak Alman hükümeti cephesinde hiçbir şey olmadı. Alman hükümeti tecridi eleştiriyor, ama hiçbir şey yapmıyor” diye ekledi.

Dangeleit, Sol Parti’li federal milletvekili Gökay Akbulut’un konuya ilişkin hiçbir adım atılmaması nedeniyle açlık grevlerini yeniden Merkel hükümetinin gündemine getirdiğini belirtti. Akbulut, geçtiğimiz hafta verdiği söz konusu önergede, Alman hükümetinin açlık grevleri hakkında bilgisi olup olmadığını ve olası ölümler halinde Almanya’da da büyük gösteri ve eylemlerin gerçekleşebileceğinin bilincinde olup olunmadığını sormuştu.

ALMAN HÜKÜMETİNİN DİPLOMATİK İLİŞKİLERİNİ KULLANMA VAKTİ

“Açlık grevinin devam ettiği her geçen gün (ölümlerin yaşanma ihtimali) daha da gerçek bir hal alıyor” diyen Elke Dangeleit, buna karşı Türkiye ile ilişkileri olan Almanya’nın harekete geçebileceğinin altını çizdi.

“Alman hükümetinin (Türkiye ile) genel olarak iyi olan diplomatik ilişkilerini bu konuda kullanmasının tam zamanıdır” diyen Dangeleit, Türkiye veya komşu ülkelerde barışın ancak 2015 yılında Erdoğan tarafından sonlandırılan ve Öcalan’ın önemli rol oynadığı barış müzakerelerinin yeniden canlandırılması olduğunu vurguladı.

Tecritle eş zamanlı olarak sonlandırılan müzakerelerin bitmesinden bu yana Kürt şehirlerinin yerle bir edildiğine işaret eden Dangeleit, Kürtlerin durumunun 1999’daki uluslararası komplo dönemine oranla aynı olduğunu yazdı.

ALMANYA’NIN BASKILARI ERDOĞAN’I KIZDIRMAMA AMAÇLI

Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun gelişimi ve Öcalan’ın İmralı’dan yürüttüğü barış çabalarının tarihçesine geniş yer ayıran Elke Dangeleit, buna karşın politik olarak aktif olan Kürtlere karşı Almanya’da da yoğun bir baskı politikasının uygulandığına dikkati çekti. Dangeleit, Almanya’nın Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kızdırmamak için Kürtlere yönelik baskıları arttırdığını ifade etti. Dangeleit, Kürtlere yönelik terörün hem Kürtlerde ve Türklerde hem de PKK ve Öcalan’a eleştirel yaklaşan kesimlerde dahi sempatinin büyümesine yol açtığını da dile getirdi.