Almanya’da uzun yıllar rahat hareket ve faaliyet imkanı bulan radikal selefiler konusu gündemden düşmüyor. Güvenlik makamları şimdi de kış ayları nedeniyle ülkeye geri dönecek DAİŞ ve diğer çete örgüt üyelerinin oluşturacağı tehlikeyi tartışırken, takip için yeterli ajan ve muhbirin olmadığı iddia ediliyor.

Resmi verilere göre Almanya’dan Suriye ve Irak’a giderek DAİŞ ve diğer çetelere katılan radikal selefilerin sayısı 550 civarında. Suriye ve Irak’ta kaldıktan ve askeri eğitim aldıktan sonra ülkeye dönenlerin sayısı ise 180 olarak tahmin ediliyor.

KIŞ GELDİ; ÇETELER ‘SICAK YUVALARINA’ DÖNEBİLİR KORKUSU

Ülke genelinde radikal selefilerin sayısı ise toplamda 7 bin civarında ve bunlardan 230 kadarı ‘şiddet eylemlerine hazır’ olarak tarif ediliyor. Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maizière’e göre, şiddet eylemlerine bulaşacağından veya saldırı gerçekleştireceğinden endişe edilen bu kişilerin çevresindekilerle birlikte bu sayı bini buluyor.

Almanya’da kendilerini ‘cihatçı’ olarak adlandıran ve şiddete bulaşma ihtimali bulanlara ilişkin çekincelerin artmasının bir değer nedeni ise kışın gelmiş olması. Anayasayı Koruma Örgütü (BfV) ve polis uzmanları, Suriye ve Irak’taki birçok DAİŞ ve diğer çete üyelerinin kış aylarını ‘daha rahat geçirmek’ için Almanya’ya geri dönebileceklerinden endişe ediyor.

TAKİP İÇİN YETERLİ AJAN VE MUHBİR YOK!

Ancak Suriye ve Irak’tan dönecek olanlar ile halen Almanya’da bulunan tüm radikal selefileri gözetleme ve takip faaliyetleri için yeterli sayıda ajan ve muhbirin bulunmadığı belirtiliyor. BfV şimdiden Kuzey Almanya bölgelerinde selefileri takip için muhbir ve ajan alımına çaba sarfetmeye başladı.

Radikal selefilerin takibi konusunda federal ve eyalet polisleri ile kriminal dairelerinin de yetersiz kaldığı belirtiliyor. Die Welt gazetesine konuşan Alman Polis Sendikası (DPolG) Genel Sekreteri Rainer Wendt, ülkede faaliyet yürüten selefiler ile Suriye ve Irak’tan dönenleri takip için yeterli personellerinin olmadığını itiraf etmişti.

Şiddete meyilli veya saldırı gerçekleştirme riski bulunan radikal selefilerin tümünün takibi ise imkansız. BfV’ye göre, 24 saatlik bir takip işlemi için hafta boyunca 60 kadar ajan ve muhbire ihtiyaç duyuluyor ve sadece bu yıl içinde yapılan takip işlemleri 63 bin saati buldu. Öte yandan, 16 eyalete bölünen Almanya’da her eyalette günde en fazla 10 kişinin takip edilebildiği bildiriliyor.

PLICKERT: YÜRÜYEN SAATLİ BOMBALAR ORTALIKTA DOLAŞIYOR

Radikal selefilerin takibinde yetersiz kalındığı iddiaları, Almanya’nın özellikle büyük şehirlerinde ciddi bir tehlike olduğu tezini güçlendiriyor. Suriye’den dönen radikallerden en az 40 kadarının yaşadığı Nordrhein-Westfalen (NRW) eyaletinde de benzer bir durum söz konusu.

Dpa ajansına konuşan polis sendikası DPolG’nin NRW eyalet sekreteri Arnold Plickert, “yürüyen saatli bombalar ortalıkta dolaşıyor” diyerek, eyaletteki radikal selefilerin oluşturduğu tehlikeye dikkat çekti. Plickert, “Siyaset kurumu, halka kimin kime dikkat etmesi gerektiğini söylemeli. Biz artık başaramıyoruz” dedi.

NRW Eyalet Kriminal Dairesi Şefi Uwe Jacob da, Suriye ve Irak’tan dönenler ile birlikte güvenlik sorununun ağırlaşacağına dikkat çekti.

Welt gazetesine konuşan bir Berlin polis yetkilisi de, takip edilmesi gereken kişilerin sayısından şikayetçi olurken, takiplerde sadece bazı selefilere öncelik verilebildiğini savundu.

Güvenlik birimlerinin yanı sıra geçtiğimiz hafta bir basın toplantısı düzenleyen Karlsruhe’da bulunan Federal Almanya Savcılığı da, radikal selefilere yönelik takip imkanlarının yetersizliğinden şikayetçi olmuştu. Federal Savcı Harald Range, “aylardır kapasitemizin sınırlarını zorlayarak hareket ediyoruz” demişti.

Karlsruhe Savcılığı halen 46 davada 83 kişiye yönelik ‘terörizm’ suçlamasıyla açılan davalara bakıyor ve bu davaların sayısı bir önceki yıla 10 kat arttı. Ülke genelinde ise eyaletlerde yürütülen soruşturmalar kapsamında 100 kadar radikal selefiye yönelik dava açılmıştı.