Almanya mültecilere dil ve devletin belirlediği yerde ikamet zorunluluğu getirecek
Almanya’da artan mülteci sayısıyla birlikte yabancıların ülkeye uyumu ve gettolaşma tartışmaları da devam ediyor.
Almanya’da artan mülteci sayısıyla birlikte yabancıların ülkeye uyumu ve gettolaşma tartışmaları da devam ediyor.
Almanya’da artan mülteci sayısıyla birlikte yabancıların ülkeye uyumu ve gettolaşma tartışmaları da devam ediyor. Hükümet ise, mültecilerin ülkede kalma hakkını dil bilme ve uyum şartına bağlayan ve yaşayacakları semti dahi devletin belirleyeceği yeni bir tasarı hazırlayacağını duyurdu.
ARD kanalına konuşan Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) üyesi Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maizière, ülkeye gelen mültecilere verilecek oturma izinlerinin Almanca öğrenme ve uyuma bağlı olacağını söyledi. Bu amaçla bir Uyum Yasası tasarısının Mayıs ayında kabineye sunulacağını kaydeden De Maizière, mültecilerin yoğunlukta olacağı ‘gettoların’ önlenmesi için çalışılacağını da belirtti.
Almanya’da kalma hakkının ve ‘başarılı bir uyum’ arasında bağlantı olduğunu ve bunun sağlanması için çabalayacaklarını söyleyen İçişleri Bakanı, dil öğrenmeyen veya iş önerilerini kabul etmeyen mültecilerin oturum talebinin reddebileceği bilgisini verdi.
Mayıs ayında kabineye yeni bir Uyum Yasa tasarısı sunacağını da söyleyen Thomas de Maizière, tasarıda mültecilerin yaşayacakları kent veya semtlerin devlet tarafından belirlenmesi maddesinin yer alacağını belirtti. “Getto oluşumunu istemiyoruz” diyen İçişleri Bakanı, ‘mültecilerin doğru bulduğu değil, devletin doğru bulduğu yerlerde yaşaması’ kuralının geçerli olacağını duyurdu.
Bu kuralın mülteci statüsü tanınmış yabancılar için de geçerli olacağını belirten Thomas de Maizière, mültecilerin iş bulduktan sonra kendi imkanlarıyla istedikleri kent veya semtlerde ev tutabileceğini söyledi.
CDU’lu bakanın mültecilerle ilgili yeni tasarısının birçok maddesine koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) de destek verdiği biliniyor. Federal Çevre ve Şehircilik Bakanı Barbara Hendricks, mültecilerin devletin belirlediği yerlerdeki konutlarda yaşaması zorunluluğunun ‘doğru bir şekilde uygulanması halinde’ faydalı olacağını savunmuştu.