Almanya’nın Kürt politikasında değişiklik zorunlu

Almanya’nın Ortadoğu’da değişen güç değişimlerini ve Kürt nüfusunu barındıran ülkelerdeki toplumsal gelişimleri dikkate alması istenirken, bunun da Ortadoğu politikasında ‘yeni bir konumlanma ve paradigma değişikliğini’ zorunlu kıldığı not edildi.

Almanya’nın önde gelen haftalık gazetelerinden Die Zeit’in online versiyonunda yayınlanan ‘Almanya’nın yeni Kürt siyaseti için‘ başlıklı makalede, Kürtleri görmezden gelen ve devletleri esas alan ‘geleneksel Ortadoğu politikasının’ değişmesinin kaçınılmaz olduğu savunuldu. Kürtlere ilişkin tavrın Alman-Türk ilişkilerinin ‚Aşil topuğu‘ olduğu ve Suriye’deki savaşta belirleyici olduğu tespitiyle başlanan yazıda, Alman dış politikasının yeni bir pozisyon alması gerektiğine dikkat çekildi.

KÜRT SORUNU TÜRK-ALMAN İLİŞKİLERİNİN ‘AŞİL TOPUĞU’

Mainz Yüksek Okulu öğretim üyesi siyaset bilimci ve Bonn Göç Araştırmaları Merkezi üyesi Kenan Engin imzasıyla yayınlanan makalede, Türkiye’de siyasetçilere yönelik tutuklamalar ve DAİŞ çetelerine karşı verdikleri mücadeleyle Kürtlerin Alman kamuoyunun gündeminde  oldukları hatırlatıldı. Buna rağmen Kürtlere yönelik bu dikkatin Alman dış siyasetinde etkisini göstermediğine yer verilen makalede, Almanya’nın ‘ekonomik kaygılar nedeniyle’ giderek daha da globalleşen Kürt sorununa ve Kürtlerle olan ilişkilerine yönelik politikasında ‘zorlandığı’ dile getirildi.

“Bu, büyük oranda Almanya’nın Türkiye’yle olan tarihsel ilişkilerine dayanıyor. Bu nedenle de Kürt sorunu Alman-Türk ilişkilerinin ‘aşil topuğu’ olarak görülebilir” denilen makalede, Türkiye ve Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerin (Alman politikasına) bir değişimi dayattığı vurgulandı.

ALMANYA’NIN KÜRTLER KONUSUNDAKİ SORULARA CEVABI YOK!

Makalede, Alman dış politikasının Kürtler bağlamındaki birçok soruya cevap veremediği hatırlatılarak, devamla şöyle denildi: “Alman hükümeti, Türkiye’de Kürt sorununun yeniden sivrilmesine yönelik tavrı nedir? Kürtlerin Suriye’deki özerklik çabalarına karşı tutumu nedir? Kürdistan bölgesinin Irak’tan ayrılması ihtimaline karşı Almanya’nın bir konsepti var mıdır? Irak’ta bağımsız bir Kürt devletini tanıyacak mıdır? Bu sorular bugüne kadar genellikle cevapsız kaldı ve Federal Hükümet’in ajandasında olmadıkları görülüyor.”

Almanya’nın Ortadoğu ülkelerine yönelik siyasetinin parametrelerinin artık büyük oranda geçerliliğini kaybettiğine dikkat çekilen makalede, Türkiye, Suriye ve Irak’ta köklü değişimler yaşandığı hatırlatıldı. Yakın dönemdeki politik değişimlerin Türkiye, Suriye ve Irak hükümetleriyle Kürtler arasındaki çatlakları derinleştirdiği tespiti yapılan makalede, “Bundan dolayı da Irak’ta bağımsız bir Kürdistan ve Suriye’de özerk bir Kürt bölgesi uzun vadede bugüne dek hiç olmadığı kadar gerçekçi görünürken, Türkiye’de Kürtler ile Türkler arasında barışçıl birlikte yaşam giderek uzaklaşan bir ihtimal” yorumu yapıldı.

ORTADOĞU POLİTİKASI KÜRTLERİ DE KAPSAMALI

Almanya’nın geleneksel Ortadoğu politikasının, Kürtlerin yaşadığı ülkelerin kuruluşundan bu yana Kürt sorununun bir ‘insan hakları ve eşit haklar meselesi’ olarak gördüğü dile getirilen makalede, “bugüne kadar sadece ilgili devletlerin hükümetleriyle ilişki halinde olundu ve böylelikle de (bu hükümetlerin) otoriter mantığı onanmış oldu. Ancak kesin olan birşey varki; yarı devletsel veya devletsel olmayan Kürt aktörler olmadan bir çözüme ulaşmak mümkün değildir. Bu yüzden de Almanya’nın Ortadoğu politikası hükümetlerin yanı sıra bu aktörleri de kapsamalıdır. Bu hem dengeli bir siyasi ortam yaratacak hem de Ortadoğu’daki otoriterleşme çabalarına set çekilmesini sağlayacaktır” denildi.

ULUS DEVLETLERİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ PARADİGMASI ÇERÇEVESİNDE YAKLAŞILIYOR

Makalede Kürtlerin Türkiye’nin yanı sıra Irak ve Suriye’de önemli bir ağırlığının olduğu, ancak Almanya’nın halen meseleye ‘ulus devletlerin toprak bütünlüğü paradigması’ çerçevesinde yaklaştığı kaydedildi. Almanya’nın özenle bu devletlerin sınırlarının korunmasından yana olduğu; bu ülkelerde yaşayan farklı etnik ve dinsel toplulukları ‘ortak bir ulusal kimlik kurmayı istermiş’ gibi gördüğü belirtilen makalede, tam tersine bu ‘zoraki birlikte yaşamın’ toplumda derin güvensizliğe ve de devletsel yapılarda erozyona yol açtığına vurgu yapıldı.

‘GELENEKSEL ORTADOĞU POLİTİKASINDA ISRAR EDİLMEMELİ’

Die Zeit’deki makalede, Alman hükümetinin  ‘yeni gelişmeleri görmezden gelerek’ geleneksel Ortadoğu politikasında ısrar etmek yerine ‘esnek ve zamana uygun bir politikayı’ göz önüne alması gerektiğine işaret edildi.

Suriye ve Irak’ta devlet bütünlüğünün ‘çoktan’ ortadan kalktığı gerçeğine atıfta bulunulan makalede, ‘barışçıl birlikte yaşam ve de ‘Alman-Avrupa çıkarları’ için Irak’ta iki devletli bir çözüm ile Suriye’de federal bir Kürt bölgesinin olmasının daha uygun olup olmadığı’ sorusunun sorulması gerektiği vurgulandı.

TÜRKİYE’DEKİ KURUMSALLAŞMIŞ KÜRT GÜÇLERİ GÖRMEZDEN GELİNMEMELİ

Almanya’nın Güney Kürdistan’a DAİŞ’le mücadele kapsamında yaptığı yardımların daha ziyade geçici ve seyrek olduğu ve bunun stratejik bir işbirliğine dönüşmesi gerektiğinin altı çizilen yazıda, Türkiye’deki Kürt siyasetine ilişkin de yeni bir duruş sergilenmesi istendi.

Türkiye’deki Kürt sorununun çözümünün Kürt toplumunda ‘kurumsallaşmış’ Kürt güçlerinin dahil edilmemesi halinde gerçekçi olamayacağı uyarısı yapılan makalede, Kürt güçlerinin görmezden gelinmesinin Türkiye’deki iç politik durumla ve de Ortadoğu’daki reel politik ilişkiler bağlamında tezat oluşturduğu tespiti yapıldı. Bunun için ise Almanya’nın Kürt aktörleri siyasi sürece dahil etmek için ‘uygun kanalları devreye sokmasının’ önemine değinildi.

SURİYE’NİN ÜÇTE BİRİNİ KONTROL EDEN PYD’YLE İLİŞKİ GELİŞTİRİLMELİ

Rojava’nın başlıca gücü Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile de ilişkiye geçilmesinin dile getirildiği makalede, bugüne kadar sırf ‘PKK’yle bağlantısı nedeniyle’ ilişki kurulmak istenmeyen PYD’nin Suriye topraklarının üçte birine hakim olduğu ve ABD ile diğer batılı partnerlerle ilişkide olduğu hatırlatıldı. Suriye’deki sorunun çözümünden sonra PYD’nin Kürtlerin ve Suriye’deki diğer azınlıkların meşru temsilcisi olarak ortaya çıkacağı vurgulanan makalede, PYD ile siyasi ilişkilerin geliştirilmemesinin uzun vadede Almanya’nın da ‘çıkarına olmayacağı’ uyarısı yapıldı.

DEĞİŞİM 1 MİLYON KÜRDÜN YAŞADIĞI ALMANYA’DA İÇ POLİTİK ÖNEM ARZ EDİYOR

Makalenin sonunda Almanya’nın Ortadoğu’da değişen güç değişimlerini ve büyük bir Kürt nüfusunu barındıran ülkelerdeki toplumsal gelişimleri dikkate alması istenirken, bunun da Ortadoğu politikasında ‘yeni bir konumlanma ve paradigma değişikliğini’ zorunlu kıldığı not edildi. Bunun ise sadece Almanya’nın ‘pragmatik bir Ortadoğu siyaseti için değil’, aynı zamanda Almanya’daki Kürtlerin 1 milyonu bulan nüfusları nedeniyle ‘iç politik önem’ arz ettiği tespitine yer verildi.