Altan Erkekli: AKP’nin sanatla, barışla, aşkla, kardeşlikle sorunu var

Altan Erkekli: AKP’nin sanatla, barışla, aşkla, kardeşlikle sorunu var

Oyuncu Altan Erkekli, AKP Hükümeti'nin düşünmeyen ve sorgulamayan bir toplum hedeflediðini, sanatın özelleştirilmeye çalışılmasının da bununla baðlantılı olduðunu söyledi. Erkekli, sanatın barışı, aşkı ve kardeşliði saðlayan bir rolü olduðuna dikkat çekerek, AKP'nin tüm bu faktörlerle sorunu olduðunu dile getirdi.

AKP Hükümeti'nin son hedefinde özel olarak tiyatrolar, genel olarak da sanat var. Altan Erkekli ile hem bu projeyi hem de AKP'nin sanata yönelik karşıtlıðını konuştuk...

ANF'ye deðerlendirme yapan deneyimli oyuncu Altan Erkekli, Tayyip Erdoðan'ın sözlerine tepki gösterdi: "Sanatın, tiyatroların özelleştirilmesi mümkün deðil. Bu bakış açısı düşüncesizce, nereye gideceði belli olmayan ve sanatı küçümseyen bir algıyla ifade ediliyor. Sanat yol yapmak, köprü yapmak gibi mühendislik olayı deðildir. Hür insanın kendi dünyasında yarattıðı güzellikleri ortaya koyduðu bir çerçevedir."

Tiyatro ve genel olarak da sanatın, barışı ve kardeşliði icra etme gibi bir görevi olduðuna dikkat çeken Erkekli, "Sanatın bu rollerini beðenir ya da beðenmezsiniz; bu, hayata nereden baktıðınızla alakalı. Ama kimsenin sanat üzerinden küçümsemede bulunmaya, 'bu böyle olmaz' demeye hakkı yok" dedi.

'ERDOÐAN GÜLÜNÇ DURUMA DÜŞÜYOR'

Erkekli, Türkiye'de giderek sanatçıların deðersizleştirilmeye çalışıldıðını belirterek, bunun 'artistlik' kavramının bıraktıðı yanlış algı nedeniyle de ilgili olduðunu ifade etti.

"Sanat bir artistlik işidir. Bizim ülkemizde bu kavram yanlış anlaşılıyor. Bu nedenle de az önce söylediðim gibi, bir küçümseme için yer arayanlar, bu kavram üzerinden saldırıda bulunuyor. Oysa artistlik, hayatın içindeki her şeyi estetik şekilde sunabilme gayretidir. Trafiðin akışından parkların düzenlenmesine kadar bütün insan ilişkilerinin, sosyal haklardan sendikal haklara kadar ortaya hepsi için bir estetik biçim çıkarılmasından bahsediyorum" ifadelerini kullanan Erkekli, devam etti: "Özelleştirmeyi savunanlara şunu söylüyorum; sanat, tiyatro bir kaldırım yapma işi deðildir. Belediye hizmetlerini, mevcut maaşlı çalışanlar yeterince başarılı deðil diye özelleştirmeniz başkadır ama sanattan söz ediyoruz. Gider bir çiçek bir böcek getirip kaldırımları daha da güzel yapabilirler özelleştirdiðiniz zaman ama sanatı böyle yorumlamanız, ona böyle yaklaşmanız mümkün deðil. Çünkü siz üretilen sanat işini beðenseniz de beðenmeseniz de, ona müdahale etme şansını kendinizde bulamazsınız."

Devletin tiyatronun zeminini hazırlamak yerine, onu neredeyse bitirmeye çalıştıðına dikkat çeken Erkekli, Erdoðan'ı kastederek, tepkisini sürdürdü: "Sanatın ekmek ve su gibi bir ihtiyaç olduðunu kabul etmemiz lazım. Hayatı tanımlayan bir işten konuşuyoruz çünkü. Ama Türkiye'de bu, bir kişinin yorumlamasıyla deðerlendirilmeye çalışılıyor. Çıkıyor, ona 'ucube' diyor, 'şunu yıkın' diyor. Aslında böyle yapması onu gülünç duruma düşürüyor."

'ÖZELLEŞTÝRMEYÝ DESTEKLEYENLER YANILGIDA'

Altan Erkekli, kimi çevrelerin özelleştirmeyi yanlış yorumladıðını belirterek, "Bazı kimseler, güruhlar erki destekledikleri, hükümeti destekledikleri için özelleştirme fikrine sıcak bakıyorlar. Oysa 'yanlış hesap Baðdat'tan döner' demişler. Güce inananlar, gücü destekleyenler bu yanlışa düşüyorlar. Sanat insanlara sürekli barışı, sevgiyi, aşkı sunar. Notasında, tuvalinde, repliðinde sanat güzellikleri, dosdoðru bir dünyayı anlatmaya çalışır ve özelleştirmeyi destekleyenler, sanatın bu çabasına da itiraz etmiş oluyorlar" dedi.

'AKP, SORU SORAN BÝREYLER ÝSTEMÝYOR'

Özel tiyatroların varlıðına vurgu yapan Erkekli, devletin fonlarla bunları destekleyebileceðini ancak repertuara kadar müdahale etmenin hedeflendiðini anlattı.

"Devlet tiyatroları 1940'larda kuruldu ve bugün 'özelleştiriyorum' denilerek, aslında bir intikam alma duygusuyla hareket ediliyor" diyen Erkekli, AKP'nin bu projesiyle düşünmeyen ve sorgulamayan, barış ve kardeşlik gibi dertleri olmayan bir gençlik yetiştirmeye çalıştıðını kaydetti: "4+4+4 eðitim sisteminde olduðu gibi düşünmeyen, üretmeyen ve yalnızca ibadetle hayata baðlı bir nesil yetiştirilmek isteniyor. Çünkü sanat soru sordurur ve var olan erk, soru soran bireyler yetişsin istemiyor. Onları kandırmaya, aldatmaya dönük politikalar uyguluyor. Minicik çocuðu alırsınız, elinizde kazma ve kürek yoktur ama elma fidesi dikeceðinizi ve 'bu, aðaç olacak' dersiniz ve çocuk ona inanır. Temiz beyinler böyle aldatılmak isteniyor."

Başarılı toplumların, kötü düşüncelerin hakim olmadıðı toplumların sanatla var olacaðına inanan Erkekli, "Türkiye'de sanatın geriletilmeye çalışıldıðını çok açık görüyoruz. Sanatsal işlere dair bu uygulama, yola tüküren insan sayısından sevgilisini-eşini döven, kadına saldıranların artışına kadar yol açar. Barışa olan umutların yitirilmesini doðurur. Şu an gücü elinde bulunduranlar tam da bunu hedefliyorlar. Sanatla ilgili dertleri buralardan başlıyor. Tiyatroyu özelleştirmeye tüm buralardan bakmamız gerekiyor. Barışsever bir neslin gelişecek olmasından çekiniyorlar. Çünkü sanat, savaşı da bitirir."

'TÝYATRO ÝNSANLIÐIN ÝDARE EDÝLMESÝNDE BÝLE ARAÇTIR'

Türkiye'de sanatın, yönetenler tarafından ilk çıkış dönemlerindeki kadar dahi önemsenmediðine vurgu yapan Erkekli, sözlerini şöyle noktaladı: "Tiyatro insanlıðı idare etmiştir. Az önce güzel toplumların sanatla var olduklarını söylemiştim. Buna küçük bir örnek vereyim; eski Yunan dediðimiz dönemlerde bunu görmek mümkün. 8 saatlik tragedyalar düzenlenir, sahnede korolar bulunur ve en üstte milletvekilleri otururdu. Milletvekilleri, yönetenler buradaki sanatın, koronun tepkilerine göre kanunları yumuşatır ya da sertleştirirlerdi. Fikirleri böyle gelişirdi. Şimdi Türkiye'de insanlıðı idare etmekle başlamış bir işin içi boşaltılmaya çalışılıyor. Buna izin vermemeliyiz."

ANF NEWS AGENCY