Altan: Kürtler referandum sürecinin dışına itiliyor
Tek çıkış yolunun siyasi farklılıklara rağmen ‘hayır’da birleşmek olduğunu ifade eden Barış Bloku Eş Sözcüsü Bahadır Altan “Bu, köprüden önceki son çıkıştır” dedi.
Tek çıkış yolunun siyasi farklılıklara rağmen ‘hayır’da birleşmek olduğunu ifade eden Barış Bloku Eş Sözcüsü Bahadır Altan “Bu, köprüden önceki son çıkıştır” dedi.
Referandum için Rakel Dink’in, “Kutsal olan devlet değil insandır” sözünü şiar edinerek kampanya başlatan Barış Bloku Eş Sözcüsü Bahadır Altan, referandum sürecini ANF’ye değerlendirdi. HDP’ye yönelik hukuksuz tutuklamalarla Kürtlerin anayasa ve referandum sürecinin dışında bırakılmak istendiğine dikkat çeken Altan, Kürdistan’da devam eden fiili durumun halkın referandumda adil bir biçimde oy kullanmasına engel olacağını belirtti. Tek çıkış yolunun siyasi farklılıklara rağmen ‘hayır’da birleşmek olduğunu ifade eden Altan, “Bu, köprüden önceki son çıkıştır” dedi.
Barış Bloku Eş Sözcüsü Bahadır Altan, 7 Haziran seçimleri sonrası hükümet tarafından başlatılan savaş konseptiyle tıkanan demokratik siyasetin önünün HDP milletvekillerinin tutuklanmasıyla tümüyle kapatıldığına işaret etti. 13 HDP milletvekili başta olmak üzere, 1.400 HDP il ve ilçe yöneticisinin tutuklandığını belirten Altan, her fırsatta siyasi parti kapatmaya karşı olduğunu söyleyen AKP’nin HDP’yi fiilen kapattığına dikkat çekti. Altan, “Bunca vekilin tutuklanarak, yasama görevlerini yapmaktan alıkonulduğu bir ortamda yapılacak bir anayasa meşruluğunu baştan kaybetmiştir” dedi.
Altan, Kürtlerin anayasa sürecinin giderek dışına itildiğine dikkat çekti. Kürdistan’da devam eden fiili durumun halkın referandumda adil bir biçimde oy kullanmasına da engel olacağını belirten Altan, OHAL koşullarında evsiz kalan ve göç etmek zorunda olan yurttaşların kayıt yaptıracağı mahalle bile kalmadığını hatırlattı. Altan, Kürtlerin hem meclisteki tartışmalarda hem de oy kullanmada fiili olarak devre dışı bırakıldığını vurgulayarak, “Toplumun dörtte birini hiçe sayan böyle bir anayasa oylaması meşru değildir” diye konuştu.
KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ!
Bahadır Altan, referanduma ilişkin yapılan anketlerde ‘Hayır’ın önde olmasından dolayı panikleyen hükümetin baskıları artırdığını belirtti. Tıpkı 1 Kasım seçim sürecinde olduğu gibi iktidarın referandumda da gerginlikten medet umduğunu söyleyen Altan, Meclis’teki kavgaların referandum sürecinde topluma yansımasından endişe duyduklarını ifade etti.
Bugün yaşanan baskının referanduma yönelik olduğunu vurgulayan Altan, referandumda ‘hayır’ diyecek kesimlerin susturulmak istendiğini söyledi. “Bu köprüden önce son çıkış” diyen Altan, anayasaya ‘evet’ çıktığı takdirde hedefin sadece siyasi partiler ve muhalefet değil, doğrudan toplumsal hayat olacağı uyarısında bulundu. ‘Hayır’ın çok nedeni varken, ‘evet’ in tek gerekçesinin fiili durumdan bir başkan yaratmak olduğunu hatırlatan Altan, bu ortamdan tek çıkış yolunun siyasi farklılıklara rağmen ‘hayır’da birleşmek olduğunu kaydetti.
‘TEK ADAM DEVLETİ Mİ, İNSAN MI’ OYLAMASI
Başkanlığın faturasının hem ekonomik hem sosyal bakımdan çok ağır olduğunu belirten Bahadır Altan, bu faturanın daha da kabarmaması için harekete geçip, toplumun üzerine serpilen ölü toprağını atma zamanının gelip geçtiğini söyledi. Enseyi karartmamak gerektiğini vurgulayan Altan, Barış Bloku olarak, Hrant Dink’in katledilişinin 10.yılında eşi Rakel Dink’in, “Kutsal olan devlet değil, insandır kardeşlerim” sözünü şiar edinerek referandum kampanyasını yürüteceklerini aktardı. Altan, bu referandumda, ‘kutsal olan tek adam devleti midir, yoksa insan mıdır’ hususunun oylanacağını ifade etti.