‘Altın verseler devletin çadırına gitmem’

‘Altın verseler devletin çadırına gitmem’

Suruç’ta terk edilmiş ambar ve fırınlarda zor koşullarda yaşayan Kobanêliler, AFAD’ın henüz inşasını tamamlamadığı 30 bin kişilik çadır kente kesinlikle gitmeyeceklerini söyledi. Boş bir arazide, brandalardan kurduğu çadırında eşi ve 6 çocuğuyla yaşayan Xelîl Nurî, devletin kendilerini kontrol altına almak istediğini belirterek, “Altın verseler devletin çadırına gitmem” dedi.

DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye saldırmasının ardından Suruç’a gelmek zorunda kalan binlerce Kobanêli,  Suruç belediyesinin öncülüğünde kurulan çadır kentlere yerleşirken, yüzlerce Kobanêli de, derme çatma evlerde, onarılan ambar ve fırınlarda yaşamlarını sürdürüyor. Kış koşullarında yaşam mücadelesi veren Kobanêliler,  AKP hükümeti tarafından Urfa-Suruç yoluna inşa edilen 30 bin kişilik çadır kente kesinlikle gitmeyeceklerini belirtiyor. Devletin kendilerini himaye altına almaya ve Kobanê’yi insansızlaştırmaya çalıştığına dikkat çeken Kobanêliler, YPG-YPJ güçleri tarafından başlatılan temizlik operasyonu ardından Kobanê’ye geri dönme vaktinin geldiğini ifade etti.

‘KOBANÊ BİZİMDİR’

Çocukları ve torunlarıyla, terk edilmiş bir fırını eve dönüştürerek yaşam mücadelesi veren Aliya Mislim, yüzlerce Kobanêlinin bu savaşta yaşamını yitirdiğini, ancak Kobanê’den asla vazgeçmeyeceklerini söyledi. Kürt halkının birlik olup günden güne güçlendiğini söyleyen Mislim, “Kobanê kimsenin toprağı değil bizimdir. Onların amacı Kürtleri yok etmek, Kobanê’ye boşaltmaktır. Devletin kurduğu çadırlara asla gitmeyeceğiz “ dedi.

‘BİZ DÜŞMAN ÇADIRINDA KALMAYIZ’

Yine terk edilmiş bir fırında çocuklarıyla birlikte yaşam mücadelesi veren Cîhan Ebdo, savaş başlamadan önce Kobanê’de yeni bir sistem ile yeni bir yaşam inşa ettiklerini belirtti. Türkiye’nin hem DAİŞ’e destek verdiğini, hem de Kobanêlilere yardım ediyor gibi göründüğünü ifade eden Ebdo, “Türk devleti bizi kendi kurduğu çadırlara götürmek istiyor. Biz o çadırlara gitmek istemiyoruz. Biz düşman çadırında kalmayız. Bizi kendi çadırlarına alarak kontrol altına almak istiyorlar” diye konuştu. Ebdo, Kobanê’den başka hiçbir yerde yaşamayacaklarını belirterek, “Çadır kuracaksak bile, kendi topraklarımız üzerinde kuracağız. Yağmur da, açıkta olalım ama kendi topraklarımızda olalım” dedi.

‘KOBANÊ’DE BÜYÜMEK İSTİYORUM’

Kobanê’yi “kutsal topraklar” olarak tanımlayan Ebdo’nun 9 dokuz yaşındaki kızı Şîlan Ahmed geri dönme isteğini şöyle ifade etti: “Topraklarımın çamurunu bile dünyada hiçbir şeye değişmem. Kesinlikle Kobanê’den başka bir yerde yaşayamam. Ben Kobanê’de büyümek istiyorum. Kobanê dışında olmak bana üzüntü veriyor. YPG sayesinde Kobanê’nin çetelerden arındırılacağını biliyorum.”

‘TÜRKİYE’DE YAŞAMAK İSTEMİYORUZ’

Bir ambarda ailesiyle yaşamak zorunda kalan 66 yaşındaki Xelîl Ehmed, kesinlikle devletin kurduğu çadırlara gitmeyeceklerini belirterek, “Türkiye’de yaşamak istemiyoruz. Biz ne çadır, ne başka bir şey istiyoruz. Sadece toprağımızı, memleketimizi istiyoruz” dedi. Epilepsi hastası bir çocuğu olan Ehmed’in gelini Makbule Bozan ise, kış koşullarında ambarda yaşamanın çok zor olduğunu belirterek, “Koşullarımız ne kadar zor da olsa devletin çadırlarında kalmayacağız. Kobanê’nin bir an önce kurtulmasını bekliyoruz. Biz devletin çadırını istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ALTIN VERSELER DEVLETİN ÇADIRINA GİTMEM’

Boş bir arazide, brandalardan kurduğu çadırında eşi ve 6 çocuğuyla yaşayan Xelîl Nurî ise, “Altın verseler devletin çadırına gitmem” dedi. Nuri, “İstiyorlar ki onların çadırlarına girelim, onların emri altına girelim. Bu yüzden bize çadır kuruyorlar ama biz bunu kabul etmeyeceğiz” dedi.