Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP tarafından dün Yenikapı'da düzenlenen mitingi değerlendiren HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Yazar Alp Altınörs, mitingi “devlet töreni” olarak tanımladı, “Miting, bir demokrasi mitingine değil de, daha çok bir karşı darbe mitingine dönüştü” dedi. Erdoğan'ın Kürt halkını düşmanlaştırıcı açıklamalarına dikkat çeken Altınörs, Kürt sorunu askeri yöntemlerle çözme anlayışının darbenin nesnel zeminini oluşturduğunu belirtti, “Dünkü miting darbenin savaşla bağlantısının üstünü örtme, savaşı yeni koşullarda sürdürme çabasının ifadesiydi" diye konuştu.
Altınörs, Yenikapı'daki mitingi "devlet töreni" olarak tanımladı, "Baştan aşağıya bir devlet organizasyonuydu. Miting biraz daha sivil toplum organizasyonudur. Aslında bir siyasi parti mitingi de değil, bir devlet mitingiydi ve bu törenin bütün içeriği Erdoğan ve partisi tarafından doldurulmuştu" dedi.
'MİLLİYETÇİLİK VE ŞOVENİZM KUTSANDI'
"Bu devlet töreninde açıkçası milliyetçilik ve şovenizm kutsandı" diyen Altınörs, toplumun ezilenlerine yönelik bir nefret dilinin hiç eksik olmadığına dikkat çekti. Altınörs, bu konuda şu örneği verdi: "Bir taraftan toplumumuzun Hristiyan inancından olan insanların temsilcilerini oraya çağırıp, bir taraftan da 'Haçlılar, gavurlar, kafirler' söylemi üzerinden Hristiyanlara yönelik bir ötekileştirme vardı."
'ERDOĞAN MİTİNGE GELMEYEN HERKESİ ÖTEKİLEŞTİRDİ'
Mitingin en dikkat çeken yönünün ise 6 milyon seçmeni ile HDP'nin bu süreçten bilinçli bir şekilde dışlanması olduğunu söyleyen Altınörs, "HDP'nin bir devlet törenine dönüşen böyle bir gösteride yer alması zaten söz konusu olmaz. Fakat oluşturulan konsepte dikkat etmek gerekiyor. Erdoğan kutuplaştırıcı dilini devam ettirdi" dedi.
Erdoğan'ın demokratik orta sınıflar, laik kesimler, Kürtler, Aleviler başta olmak üzere Türk-İslam sentezi ve İslamcı muhafazakarlığın dışında kalanları ötekileştirdiğini belirten Altınörs, "Onlar üzerine bir nefret dili kurdu. Dün mitingde bulunmayanları teröristler olarak nitelendirdi" diye konuştu.
'AKAR 4. PARTİ BAŞKANI GİBİ KONUŞTU'
Genelkurmay Başkanı Akar'ın mitingde konuşturulmasının da önemli olduğunu belirten Altınörs, şunları söyledi: "Adeta 4. parti başkanı gibi konuştu. 15 Temmuz'da darbeler döneminin kapandığı ifade ediliyor. Ama dün öyle olmadığı görüldü. Genelkurmay Başkanı'nın ne kadar siyasi güç kazandığı, siyasette, diğer siyasi parti başkanlarına eşit bir ağırlık kazandığı görüldü. 12 Eylül'de Kenan Evren'in üniformasıyla yaptığı konuşmalardan sonra ilk kez, bir askeri komutan bir mitingde üniforması ile konuşma yaptı."
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Alp Altınörs, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajlarından bir uzlaşma değil tersine temel insan hakları ve evrensel demokratik değerleri ayaklar altına alan mesajlar çıktığını belirtti. "'Millet idam istiyorsa idam gelir' dedi. Böyle bir açıklaması kesinlikle reddediyoruz" dedi.
Erdoğan'ın konuşmaları ve OHAL uygulamalarının Türkiye'de faşizan ve darbe zihniyetinin hakimiyetini ortaya koyduğuna dikkat çeken Altınörs, "Mitingin bir demokrasi mitingine değil de, daha çok bir karşı darbe mitingine, devlet törenine dönüştüğünü bu yüzden de ifade ediyoruz. Açıkça, bir demokratik hesaplaşmadan ziyade, darbeyi küçük bir kesime mal edip, 12 Mart, 12 Eylül darbelerinin ortaya koyduğu düzeni olduğu gibi sürdürmeye dönük bir arayış var. Hatta daha da otoriter, hatta daha da faşizan yönde bir takım düzenlemelerle bunları pekiştirmeyi amaçlıyor" diye konuştu.
'MİTİNG SAVAŞI YENİ KOŞULLARDA SÜRDÜRME ÇABASININ İFADESİ'
Türkiye'de darbe mekaniğinin Kürt sorununun özellikle son bir yıldır askeri metotlarla çözülebileceği yanılsamasından kaynaklandığını belirten Altınörs, "30 Ekim 2014 tarihinde yapılan Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan çökertme planı ve bunun geçtiğimiz sene 24 Temmuz'dan itibaren yürürlüğe konulması, Türkiye'yi bir darbeyi sürüklemiştir. 15 Temmuz savaşın sonucudur. Buna dünkü mitingde hiçbir konuşmacı değinmedi. Dünkü miting tersine bu yapılan darbenin savaşla bağlantısının üstünü örtme, savaşı yeni koşullarda sürdürme çabasının ifadesiydi" dedi.
Erdoğan'ın Kürt halkını ötekileştiren ve düşmanlaştıran bir dil kullandığının altını çizen Altınörs, "Balyozcularla, Ergenekoncularla birlikte Kürt halkına yönelik antidemokratik, baskıcı uygulamaları, savaş siyasetini devam ettireceğini ifa etmiş oldu" diye konuştu.