Amca mezarını ziyaret suç sayıldı!
Amca mezarını ziyaret suç sayıldı!
Amca mezarını ziyaret suç sayıldı!
Lise öğrencisi Hasan Tunç, 18 Haziran günü Taksim direnişçilerine yönelik operasyon kapsamında tutuklandı. Tunç'a yöneltilen suçlamalardan biri de 12 Eylül döneminde gözaltında işkenceyle öldürülen amcası Mustafa Tunç'un mezarını ziyaret etmek.
Tüm Gezi tutuklularının serbest bırakılması için başlatılan kampanyada yer alan Anne Leyla Tunç, "Başbakan, 'Anneler çocuklarınıza sahip çıkın' demişti. Biz anneler de Gezi Parkı'na gidip çocuklarımızın yanında olmuştuk. Çünkü çocuklarımız yanlış bir şey yapmadı" dedi.
Taksim direnişe katılan sosyalistleri hedefleyen ve 18 Haziran günü yapılan operasyon kapsamında tutuklananlardan biri de 19 yaşındaki Hasan Tunç. Liseyi dışarıdan okumaya devam eden Tunç, bir ses sistemleri şirketinde çalışıyordu.
KAPIYI AÇIN YOKSA KIRACAĞIZ'
Tunç, 18 Haziran günü sabaha karşı evinden gözaltına alındı. ANF'ye konuşan anne Leyla Tunç, baskın gününü şöyle anlattı: "17 Haziran'ı 18 Haziran'a bağlayan gece sabah saat 04.30'da kapımızın zili çaldı. Kim olduklarını anlamak için sorduğumuzda polis olduklarını söylediler, ardından da 'Kapıyı açın yoksa kıracağız' dediler.
Eşim, kapıyı açar açmaz polisler eve doluştu. Kameralarla görüntü almaya başladılar. Üzerimizde yatak kıyafetimiz vardı. Bunu polise hatırlatınca, polis, 'Yüzünüzü çekiyoruz, alt tarafınızı çekmiyoruz' dedi ve çekim yapmaya devam etti.
Her tarafı bir anda aramak istediler. Buna itiraz edince, sırayla odaları aradılar. Kitapları tek tek araştırdılar, her şeyi karıştırıp dağıttılar.
Oğlumun bilgisayarına, daha önce polis el koyduğu için kullanmadığı harddiske, cezaevinden gelen bir mektup ile telefonlara el koydular. Kelepçelemek istediler, engel olduk."
AKREP VE UZUN NAMLULU POLİSLER KAPIDA BEKLEDİ
Tunç ailesinin, 1 Mayıs Mahallesi'ndeki evinde 11 polis arama yaparken, dışarıda "akrep" adı verilen zırhlı araç ile uzun namlulu polisler bekledi.
3 günlük gözaltının ardından mahkemeye sevk edilerek tutuklanan lise öğrencisi Tunç'a Taksim Gezi Parkı eylemlerine katılıp katılmadığı soruldu. Tunç'a sorulan sorular içinde en dikkat çekeni ise, "Mustafa Tunç'un mezarındaki anmaya katıldın mı? Neden katıldın?" oldu.
Mustafa Tunç, 12 Eylül döneminde işkence öldürülen bir devrimci Tunç, ayrıca tutuklu Hasan Tunç'un babasının ağabeyi, yani amcası.
'BEN DE TAKSİM'DEYDİM'
Alevi olan oğlunun Ankara'daki Alevi mitingine katıldığı için de sorgulandığına dikkat çeken Anne Leyla Tunç, tutuklanmanın temel nedeninin ise Taksim direnişi olduğu görüşünde.
Leyla Tunç şöyle konuştu: "Taksim direnişi, insanlarda iktidara karşı biriken öfkenin patlamasıydı. Benim oğlum, açıktan lise okuyordu. Ayrıca ses sistemiyle ilgili bir firmada çalışıyordu. Genelde iş, konserler nedeniyle hafta sonları oluyordu. Diğer günlerde de Gezi Parkı'na gidiyordu. Ben de gidiyordum. Suçsa beni de gelip alsınlar. Annelerin zincir oluşturmasında ben de oradaydım. Başbakan, 'Anneler çocuklarınıza sahip çıkın' demişti. Biz anneler de Gezi Parkı'na gidip çocuklarımızın yanında olmuştuk. Çünkü çocuklarımız yanlış bir şey yapmadı. Haklarına, geleceklerine sahip çıkıyorlardı. '90 kuşağı için 'Lümpen, hiçbir şeyi önemsemeyen kuşak' denirdi. Ben Gezi Parkı'nda kolektif yaşamı, dayanışmayı ve direnişi gördüm. AKP bunu hazmedemedi."
'AİLELER OLARAK SOKAĞA ÇIKMAYA KARAR VERDİK'
Oğluyla birlikte 71 kişinin gözaltına alındığını ve 27 kişinin tutuklandığını hatırlatan Tunç, "Aileler olarak bir araya geldik ve çocuklarımızın, tüm Gezi direnişçilerinin özgürlüğü için sokağa çıkmaya karar verdik" dedi.
1 Mayıs Mahallesi'nden 8 devrimcinin tutuklandığına dikkat çeken Tunç, “Basın yoluyla kamuoyu yaratmaya çalışıyoruz, "Tüm Gezi tutuklularının ailelerine ulaşmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
'TÜM GEZİ TUTUKLULARININ AİLELERİNİ BEKLİYORUZ'
Her Cumartesi günü 17.00-18.00 saatleri arasında Galatasaray'da buluştuklarını belirten Tunç, şöyle konuştu:"Oturma eylemimiz, çocuklarımız özgürlüğüne kavuşuncaya kadar sürecek. İlçelerde, tutuklularımızla dayanışma konserleri düzenleyeceğiz.
Hiçbirimiz birbirimizi tanımıyorduk. İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde, adliye salonlarında beklerken, dostluğumuz başladı. Tüm Gezi tutuklularının yakınlarına ulaşmak istiyoruz. Bir kalemi kırabilirsin, ama onlarca kalemi kıramazsın. Biz de güçlerimizi birleştirmek istiyoruz.
Mehmet Ayvalıtaş bizim mahallemizin genciydi. Ölümü gözlerimin önünde oldu. Şehit ailelerinin de acısını paylaşıyoruz. Onlarca gazimiz var. Onların da ailelerine ziyaretler düzenleyeceğiz."