Amed ve Batman'daki kayıp yakınları: Hurşit Külter nerede?
Amed ve Batman'da kayıp yakınları adalet arayışlarını sürdürdü. Darbe girişimine tepki gösterilen eylemlerde, Hurşit Külter'in akıbeti de soruldu.
Amed ve Batman'da kayıp yakınları adalet arayışlarını sürdürdü. Darbe girişimine tepki gösterilen eylemlerde, Hurşit Külter'in akıbeti de soruldu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınlarının eylemleri bu hafta da devam etti. 388'incisi haftadaki eylemde, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde düzenlendi. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme, birçok kurum temsilcisi ve insan hakları savunucuları katıldı. Eylemde ilk olarak konuşan İHD Kayıp Komisyonu üyesi Adnan Orhan, her hafta aynı şeyleri söylediklerini ifade ederek, "İnfazların ve ortadan kaybetmelerin faillerinin hiçbir şekilde bulunmuyor ve yargı önüne çıkarılmıyor. Her hafta buradayız. Failler bulunana kadar biz eylemimizi sürdüreceğiz" dedi.
Orhan, dünkü darbe girişimine de değinerek demokrasi dışı müdahaleye olumlu bakmayacaklarını vurguladı. Dün asker ve polisin karşı karşıya geldiğini dile getiren Orhan, "Böylesi bir durum kabul edilemez. Halkın vermiş olduğu iradeye sonuna kadar saygı duyulması gerektiğini ifade ediyoruz" diye konuştu.
Eylemde, 1994 yılında Amed'den Lice'ye gittiği sırada yol kontrolü yapan askerler tarafından "Siz gidin Ahmet bizim misafirimizdir" diyerek gözaltına alındıktan sonra kaybettirilen Ahmet Tekin'in akıbeti soruldu. Tekin'in hikayesini hatırlatan Orhan, Tekin'in en son Lice Jandarma Komutanlığında görüldüğünü ardından kendisinden haber alamadıklarını ifade etti. Orhan, infaz ve insanları ortadan kaldıran karanlık güçlerin yargılanmasını bir kez daha talep etti. Orhan, Tekin ailesinin hukuki mücadelesinin devam ettiğini de dile getirdi.
BATMAN
Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirilen eylemde konuşan İHD yöneticilerinden İlyas Tarım da, şunları söyledi: "80 darbesinin mağdurları tam 30 senedir bu mücadeleyi sürdürmektedir. Daha '80 darbesinin mağduriyeti giderilmeden dün akşam bir darbe girişimi oldu. Demokratik siyasete askeriyenin bir müdahalesi oldu. Biz darbelere karşı mücadele etmiş İnsan Hakları Derneği bu darbe girişimini kınıyoruz."
Tarım, bu mücadelenin 17 Temmuz 1986 yılında 98 insan hakları savunucusunun bir araya gelerek oluşturmuş olduğu İnsan Hakları Derneği'nin bugün 30'uncu yılı olduğunu da anımsattı
Kürdistan'daki soykırımcı saldırılara dikkati çeken Tarım, "Biz Cizre'de bodrumlarda yakılan insanları unutmadık. Bunlar son bir senedir Kürdistan'da süren darbenin devamıdır. Demokrasiye sahip çıkmak, minarelerden, camilerden Cihat çağrıları yaparak, 20 yaşında gencecik askerlerin kafasını keserek olmuyor. Biz bu mücadeleyi elbet sürdüreceğiz" dedi.
Tarım, Zilan Katliamı'nın yıldönümü olduğunu da söyleyerek, şöyle dedi: "Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığımızda katliamlar tarihiyle karşı karşıyız. Bugün yine Türkiye'de yaklaşık 200 insan katledildi. Sivil insanlar katledildi, askerlerin kafaları sokak ortasında kesildi. Biz bunu kabul etmiyor ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve hükümetini tekrar sayın Abdullah Öcalan'la müzakereye çağırıyoruz. Demokratik siyasetin önünü açmaya çağırıyoruz."
Basın metnini okuyan Fahrettin Asutay ise, asker ve polise getirilen dokunulmazlık zırhına tepki göstererek, şöyle konuştu: "Gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hurşit Külter'e ilişkin süren sessizlik bu yeni yasaya mı dayanıyor. Biz insan hakları aktivistleri olarak soruyoruz ve sormaya devam edeceğiz Hurşit Külter Nerede? Hukuk devleti ve ilkeleri içerisinde davranan hiçbir kamu personelinin dokunulmazlık zırhına ihtiyacı yoktur. Yeter ki hukuk dışına çıkılmasın."