AKP-MHP rejimi tarafından HDP'li 3 büyükşehir belediyesinin gasp edilmesine karşı Kürt halkının direnişi 10 gündür kesintisiz olarak devam ediyor. Amed, Van ve Mardin'de sokağa çıkan Kürtler, HDP milletvekilleri eşliğinde belediyelerinin işgal edilmesini protesto ediyor. Özellikle Amed'de her gün saat 11.00'da Yenişehir ilçesine bağlı ve büyükşehir belediyesine 100 metrelik mesafede olan Lise Caddesi'nde üzerinde kitle, 2 saat boyunca oturma eylemi yaptıktan sonra saat 13.00'da basın açıklaması yaparak eylemlerine son veriyor.

ANF'ye konuşan Amedliler, iradelerine ve onurlarına sahip çıkmaya devam edeceklerini belirtti.

'BİZ AKP'YE DEĞİL, MIZRAKLI'YA OY VERDİK'

Arife Kardaş, belediyelerini geri alana kadar eylemlerine ara vermeyeceklerini ve her geçen gün daha hırslı bir şekilde geleceklerini kaydetti. AKP'ye oy vermediklerini, oylarını Selçuk Mızraklı'ya verdiklerini ancak iktidarın bunu hazmedemeyip belediyeyi işgal ettiğini söyleyen Kardaş, şöyle konuştu: "Biz oyumuzu Selçuk Mızraklı'ya verdik. Onu belediye başkanı olarak seçtik. Şu anda onu belediye başkanımız olarak görüyoruz. Kayyum istediği kadar orada otursun, tüm Amed halkının gözünde belediye başkanı Selçuk Mızraklı'dır. Çünkü resmen irademizi gasp ettiler. Biz, oylarımızı onlara vermedik. O yüzden helal de etmiyoruz ve sonuna dek oylarımızın peşinde olacağız. Her gün eylemlerimize de devam edeceğiz. İstedikleri kadar saldırsınlar, psikolojik baskılar yürütsünler ama biz alanları boş bırakmayacağız. Saldırılarıyla halkı sindirmeyi ve korkutmayı düşünüyorlar ama Amed halkı sinecek ve korkacak bir halk değil. Zaten yıllardır bu saldırıları, işkenceleri ve tutuklamaları gördük, yaşadık. Sizler de gördünüz ki tek bir insan bile onların saldırılarından kaçmadı. Halk sürekli sokakta olacak ve iradesini koruyacaktır."

'OYLARIMIZ ŞEREFİMİZDİR'

Kayyumların atanmasını protesto etmek için her gün toplandıklarını ifade eden İsmail Üzmez, oy verdikleri belediye başkanları görevlerine geri dönene kadar eylemlerini sürdüreceklerini vurguladı. Oylarına ve iradelerine sahip çıkacaklarını dile getiren Üzmez, "Kullandığımız oylarımız bizlerin şerefi ve namusudur. Mesele kime oy verdiğimiz de değil. Mesele kendi hür irademizle kullandığımız oylarımıza sahip çıkma meselesidir. Kayyumlar gidene kadar burada oturarak direneceğiz. AKP'nin bize reva gördüğü saldırılar da kayyum politikalarına bağlıdır. Van'da, Mardin'de ve Amed'de saldırılara karşı direnişimizi sürdüreceğiz" diye konuştu.

'KAYYUMU TANIMIYORUZ'

AKP zulmünden dolayı belediyelerinin gasp edildiğini söyleyen Şeyhmus Çakır ise şunları söyledi: "Hiçbir suçu olmadığı halde belediye başkanlarımızı görevden uzaklaştırdılar. Bu zulümdür. Bunu protesto etmek için her gün buraya geliyoruz ve gelmeye de devam edeceğiz. Çünkü biz bu zulmü kabul etmeyeceğiz. Sadece Kürtlere yapılan bir zulmü değil, Türklere ya da başka halklara yapılan bir zulüm dahi olsa yine kabul etmeyeceğiz. Fakat Türk halkı her ne kadar bizden kaçarsa kaçsın, unutmasın ki yarın sıra onlara da gelecek. Biz Selçuk Mızraklı'ya oy vererek, onu başkan yaptık. Şu anda da başkanımız odur. Kayyumu tanımıyoruz. Mızraklı'yı kendi başkanımız olarak görüyoruz. Bizim bu direnişimize karşı saldırılar düzenliyorlar. Onların bu saldırıları faşist saldırılardır."

'HALKIMIZ KAZANIMLARINA SAHİP ÇIKMALI'

Safiye Akdağ da şu değerlendirmelerde bulundu: "Bizi her gün buraya getiren irade ve güç, bugüne kadar süregelen mücadelemize olan inancımızdır. Zaten yıllardır Kürtlerin hakları ayaklar altına alınarak, yok sayılmıştır. Maalesef şimdi de halkın iradesi kayyumlar aracılığıyla baskılandı ve işgal edildi. Biz günlerdir buradayız ve direniyoruz. Çok sert müdahalelerde bulundular tüm dünyanın gözleri önünde. Ama hiçbir zaman halkımızın gücünü ezemeyecek ve yenemeyeceklerdir. Kürtlere karşı bugüne kadar yapılanların hepsi hukuksuzluktur. Yine belediyelerimize atanan kayyumlar da bu hukuksuzlukların devamıdır. O yüzden direniyoruz ve direnmeye de devam edeceğiz. Başta annelerimiz olmak üzere gerçekten de halkımız belediyelerine sahip çıkıyorlar. Annelerimizden, yaşlılarımızdan ve gençlerimizden çok ciddi bir güç alıyoruz. Genel olarak da halkımıza çağrımız, iradelerine sahip çıkmalarıdır. Onurlarına ve kazanımlarına sahip çıksınlar."