Ankara Katliamı: Polis yaralıları tekmeledi, ambulansı engelledi
Ankara Katliamı Davasını'nın duruşması ikinci gününde devam etti.
Ankara Katliamı Davasını'nın duruşması ikinci gününde devam etti.
DAİŞ çetelerinin barış mitingi düzenleyenleri katlettiği 10 Ankara Katliamı Davası'nın duruşmasına ikinci gününde devam edildi.
Katliamdan yaralı kurtulan ESP Üyesi Ali Karaçay, Suruç, Amed ve Ankara katliamlarında yaşamını yitirenleri anarak başladı.
Karaçay, katliamın hemen ardından gaz sıkan, ambulansların gelmesini engelleyen polis ve kamu görevlilerinin de yargılanması gerektiğini söyledi.
Karaçay, "Adaleti hem mahkemelerde hem ailelerimizle birlikte sokakta aramaya, katliamcı zihniyetle mücadeleye devam edeceğiz" dedi.
Eğitim-Sen Üyesi Ayşegül Duman da ifade verdi. Tedavisinin sürdüğünü ve görevine geri dönmediğini belirten Duman, "Biz Tekirdağ'dan barış için gelmiştik, kimse ölmesin demek için gelmiştik, birileri bomba patlattı, birileri gaz attı" dedi. Duman, Bakanlar ve Başbakan başta olmak üzere tüm kamu görevlilerinden şikayetçi olduğunu söyledi.
Balıkesir'den Ankara'ya gelen ve katliamdan yaralı kurtulan Özer Ersan Değirmenci, Başbakan'dan istihbarat şube müdürüne, Ankara Valisi'nden ve katliam sonrası üzerlerine gaz bombası atan tüm polislerden şikayetçi olduğunu söyledi.
'POLİS YARALILARI TEKMELEDİ!'
Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Üyesi Can Ateş, polislerin, yerde yatan yaralıların üzerine basarak, tekmeleyerek alandan geçtiğini belirtti. Ateş, katliamda yaşamını yitiren Ali Kitapçı'nın sıkılan gazlar nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.
Katliamda yaşamını yitiren Emek Partisi (EMEP) GYK Üyesi Korkmaz Tedik'in babası Erdoğan Tedik, katliam sonrası oğlunun saatlerce yerde kaldığını, ambulans gelmediği için bir ses aracıyla hastaneye taşındığını ifade etti. Aileler olarak mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Tedik, "Biz büyük bir aileyiz artık. Dernek kurduk ve sonuna kadar mücadele edeceğiz avukatlarımızla" dedi.
Eski BTS Genel Başkanı Nazım Karakurt da Suruç Katliamı'nı hatırlattı ve "Suruç'takiler Kobanê'deki çocuklara oyuncak ve kitap götürmek isterken öldürüldü. Suruç'taki kamu görevlileri hala göreve devam ediyorsa ben bu mahkemeden bir şey talep edemem" diye konuştu.
BTS'nin çağrısıyla mitinge katıldığını söyleyen Nevruz Kızıler de sorumlu herkesten şikayetçi olduğunu söyledi.
Katliamda oğlunu kaybeden Abdullah Bakış, "Başta bu sanıklara katliamı yaptıranlardan, canlı bombayı taşıyan aracı yolda görmezden gelenlerden, Ankara'daki sanıklara yol gösterenlerden, yardım eden kamu görevlilerinden şikayetçiyim" dedi.
'KIZIM ATILAN GAZ NEDENİYLE YAŞAMINI YİTİRDİ'
Kızını kaybeden Salih Aydeniz, kızının bedeninde ağır yara olmadığını, astım hastası olduğu için atılan gaz nedeniyle yaşamını yitirdiğini vurguladı. Oğlunu kaybeden Feramuz Tan da Aydeniz'in arkasından söz olarak tüm sorumlulardan şikayetçi olduğunu aktardı.
Katliamda hayatını kaybeden Şebnem Yurtman'ın babası Şafak Yurtman ise şunları söyledi: "23 yaşındaydı Şebnem Yurtman. Ailelerimiz sıralı ölüm isterdi ama savaş sıralı ölüme izin vermiyor. 400 vekil isteyenlerden şikayetçiyim. Bütün sorumlu kamu görevlilerinden ve sorumsuzca açıklama yapan kişilerden şikayetçiyim."
Eğitim-Sen Üyesi Solmaz Kılıç, sanıkları göstererek "Bunlar gibi öle öle, öldüre öldüre değil, yaşaya yaşaya barışı getireceğiz. Sahte cennetleri için bizim gerçek cennetimizi cehenneme çevirdiler" diye konuştu.
Katliamda yaralı kurtulan Oğuz Tengiz de ifadesinde polisin yaralıların üzerine basarak geçtiğini söyledi.
Katliamda yaşamını yitiren Dilan Sarıkaya'nın babası Ali İzzet Sarıkaya, savcıdan da şikayetçi olduğunu söyledi. Sarıkaya şunları söyledi: "Bu iddianameye kamu görevlilerinin konulmamasından dolayı savcıdan da şikayetçiyim. Çünkü biz olay olduktan sonra biz savcıyla konuşmaya gitmiştik. O zaman savcı bize, 'Katliamı yapanlarla benim polisimi aynı davada yargılayamam' demişti. Kızım yerde yatarken bir doktor ona masaj yapıyordu. Gözlerinden yaşlar akıyordu. O gazı atmasalardı, belki kızım yaşıyordu. Bunu savcıya anlatınca ne farkı var diye sordum, gaz atanlarla bombayı patlatanlar arasında. Cevap veremedi. Ama sanırım emir yukarıdan gelmiş. Savcı görüşmemizde 'Suruç'u düzgün yargılayabilseydik Ankara katliamı olmazdı' dedi. Koysaydınız o zaman bu dosyaya da kamu görevlilerini. Bu dava siyasi bir davadır. Bütün dönemin siyasi sorumlularından da şikayetçiyim."
'GEÇ MÜDAHALE NEDENİYLE OĞLUMU KAYBETTİM'
Kemal Kılıç ise katliamda oğlu Mehmet Ali Kılıç'ı kaybettiğini belirtti. Kılıç, "Almanya'da katledilenler için anıt dikiliyor, ben çocuğumu anmak istediğim için gar önünde polis saldırısına maruz kalıyorum. Tüm sorumlu kamu görevlilerinden şikayetçiyim" dedi.
Kamil Mor ise davada yalnızca ihmal değil, kasıt da olduğunu vurguladı.
Oğlunu kaybeden müşteki Vahap Tan da DAİŞ çetelerinin Antep'te örgütlenmesine dair bir şey yapmadıkları için emniyetten şikayetçi olduğunu ifade etti.
Mehmet Zeki Karabulut'un ifadesinden sonra duruşmaya ara verildi.
'GERÇEK SORUMLULAR YARGILANMALI'
Öğle arasının ardından duruşma Sidar Yıldız'ın ifadesiyle devam etti. Ailesinden 6 kişiyle alana geldiğini söyleyen Yıldız, katliamda teyzesini kaybettiğini, katliamdan sağ kurtulan HDP'den milletvekili adayı olan annesinin ve HDP yöneticisi olan babasının tutuklu olduğunu söyledi. Yıldız, polislerin ambulanslara engel olduğunu, polislerin kendilerine tepki gösterenlere de saldırdığını belirtti.
Tüm Bel-Sen Üyesi Nuhan Koç, gaz altında kanamalı bir şekilde 1 saat beklediğini belirterek, polis başta olmak üzere tüm kamu görevlilerinden şikayetçi olduğunu söyledi.
Balıkesir'in Burhaniye ilçesinden miting için Ankara'ya gelen Kamu Emekçisi Felat Aydemir, "Kamu gücünü elinde bulunduran herkesten şikayetçiyim" diye ifade verdi.
Katliamda yaralanan Sumru Koç, patlamanın ardından alandan çıktığı sırada polisin attığı gaz bombasının ayağına isabet ettiğini ve enfeksiyon kaptığını söyledi. Koç, bunu yapan polisin tespit edilmesini istedi.
Duruşma salonuna ailelerin ısrarı üzerine çevik kuvvet polisleri alınmadı. Mahkeme sanıkların getirilmemesine de karar verdi.
AVUKATLAR POLİSLER İÇİN İŞLEM İSTEDİ
Avukat Tugay Bek, sanıkların getirilmemesine itiraz etti. Salonda yaşanan saldırının, katliam anında yaşananlara benzeten Bek, sanıkların ilk günden bu yana aileleri tehdit ettiğini ve mahkeme heyeti tarafından uyarılması gerektiğini istedi. Ailelere küfrederek coplarla saldıran çevik kuvvet polislerinin kask numaraları da mahkemeye sunan Avukat Bek, işlem yapılmasını talep etti.
'POLİSLER AMBULANSLARI ENGELLEDİ'
Ardından müştekilerin ifadelerine devam edildi. Katliamdan yaralı kurtulan Tonguç Özkan, polisin ambulansları engellediğine şahit olduğunu vurgularken, "Bu katliam göz göre göre gelmiştir" dedi.
Babası Emin Aydemir'i katliamda kaybeden müşteki Oktay Aydemir, tüm sorumluların yanında miting öncesi "Oluk oluk kan akacak" açıklaması yapan Sedat Peker'den de özel olarak şikayetçi olduğunu belirtti. Aydemir, gaz sıkan polislerin de yargılanmasını talep etti.
Katliamda hayatını kaybeden Kasım Otur'un eşi Songül Otur ise kendilerini uyaran mahkeme heyetine karşılık, "Siz bize susun diyorsunuz ama buradaki katiller bizden çok konuşuyor. Ben size 9 Ekim'de ne yaşadığımı anlatayım hakim bey. 9 Ekim'de katiller katliam planlarken benim hayatını kaybeden eşim bize kahvaltı hazırladı, hasta babasının karnını doyurdu, banyosunu yaptırdı. Benim eşim karıncayı bile incitmedi ömrü boyunca. Benim eşim 30 yıl devlete hizmet etti. Bu devlet bize ne yaptı" dedi.
Kızı Elif Kanlıoğlu'nu katliamda kaybeden müşteki Ümit Kanlıoğlu, "3 ay önce sınırdan rahatça geçiliyordu, sonra hükümet politikasını değiştirdi, geçemediler. O zaman burada kasıt var" diye belirtti.
'7 HAZİRAN'I SİNDİREMEDİĞİ İÇİN...'
Hayatını kaybeden İTÜ Öğrencisi Güney Doğan'ın babası Mustafa Doğan, "7 Haziran'ı içine sindiremeyen siyasi iktidar barış isteyenleri tehdit etti" dedi.
Katliamda kızı ve kendisi yaralanan müşteki Elif Zavar, gaz bombalarının atıldığı sırada silah da sıkıldığını, alana bakanların o kovanları bulmuş olması gerektiğini söyledi.
Katliamda hayatını kaybedenleri anarak ifadesine başlayan BTS Genel Başkanı Uğur Yaman, katliamda şehit düşen Ali Kitapçı'nın yanında olduğunu ve atılan gaz sonucu nefes alamayarak hayatını kaybettiğini söyledi.
Müşteki Seyfullah Gücükatalak da ihmali ve kastı olanların yargılanmadığını, davanın eksik olduğunu belirtti.
ERTELENDİ
İkinci gün duruşmasını sonlandıran hakim yarınki üçüncü gün için sanıkların getirilmeyeceğini söyledi. Hakime itiraz eden müşteki avukatları bu durumun sanıklar için ödül olacağını, sanıklar gelmeyecekse müştekilerin de salonu terk edeceğini ifade etti. İtirazlar üzerine hakim, jandarma ve emniyetle yazışması gerektiğini aktardı. Tartışmaların netleşmemesi üzerine duruşmaya yarın devam edilip edilemeyeceği yarın belli olacak. Avukat İlke Işık, yarın saat 12.00'de adliye önüne çağrı yaptı ve duruşmaya yarın devam etmek istediklerini açıkladı.