Ankara Üniversitesi’nde bir garip soruşturma öyküsü
Ankara Üniversitesi’nde bir garip soruşturma öyküsü
Ankara Üniversitesi’nde bir garip soruşturma öyküsü
Ankara Üniversitesi (AÜ) soruşturma fırtınasıyla çalkalanıyor. Yemek zammı protestosu, Newroz ve 8 Mart kutlamaları, Halepçe ve Beyazıt katliamlarını protesto etmeleri gibi etkinlikler “öğrencilerin talebini aşan” yaklaşımlar olduğu iddiasıyla öğrenciler, soruşturma yağmuruna tutuldu. 100’ün üzerinde açılan soruşturma furyasında hızını alamayan okul yönetimi, mezun olmuş öğrencileri de abesle iştigal biçimde soruşturuyor!
AÜ Rektörlüğü, çok sayıda öğrenci hakkında soruşturma açtı. Açılan 100’ün üzerindeki soruşturmanın gerekçesi ise “yemeklere yapılan zamların protesto edilmesi”, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlaması”, “16 Mart Halepçe ve Beyazıt katliamları protestoları”, “Newroz Bayramı kutlaması” oldu. AÜ’nün Tandoğan, Cebeci ve Sıhhiye’deki kampuslarında muhtelif bölümlerde okuyan öğrenciler adeta soruşturma yağmuruna tabi tutuldu. Neredeyse her bir öğrenciye birkaç soruşturmanın tebliğ edildiğini bildiren öğrenciler, 16 Mart Beyazıt katliamı için yapılan basın açıklaması bu soruşturmaların ilki. Düzenlenen basın açıklamasına katılıp, katliamları kınayarak, ölenleri anmanın soruşturma gerekçesi olan öğrenciler hakkındaki bir diğer soruşturma gerekçesi de yemekhane eylemleri.
“Öğrenci taleplerini aşan istemlerle pankart açılarak, yemekhane gişesinin engellendiği” belirtilen soruşturmada, “Merak ediyoruz, bir öğrencinin her gün kullandığı yemekhanede, yemek fiyatlarının düşürülmesini, sağlıklı nitelikli yemek ve orada çalışan işçilerin iş güvencesinin sağlanmasını istemesi midir öğrenci taleplerini aşan istemler? Bundan daha meşru istem ne olabilir? Öyle ki, ücretsiz yemek yeme eylemlerinde ve devamında binlerce öğrenci bu talepleri sahiplendiği için yemekhanede yemeye devam etti. O zaman tüm öğrencilerini suçlu ilan eden, öğrenci taleplerine de sınırlı baktığı için öğrencisine düşman bir rektörlükle, üniversite yönetimiyle karşı karşıyayız” dedi.
DEYİM YERİNDEYSE KIPIRDAMAK DA SUÇ
Newroz kutlamasında da polisin okula girip biber gazları ve TOMA’larla saldırdığını ve kendilerini savunduklarını kaydeden öğrenciler, kutlamaların olduğu gün bir Özel Güvenlik Birimleri’nin (ÖGB), görevlisinin öğrencilere bıçak çekerek bir öğrenciyi elinden yaraladığını bildirdi. “Bunların yanında rektörlük izniyle okula giren polis yüzünden okulda bulunan tüm öğrenciler mağdur edilmiş, biber gazına boğulmuştur. Bunun hesabını vermeleri gerekirken, okula polisi sokup kutlamalara ve yemekhane eylemlerine saldırtırken asıl soruşturulması gereken yine üniversite yönetimidir” diye tepki gösteren öğrenciler, “Öyle ki, polisin çıkmasıyla ancak normal hayata dönülmüş ve kutlamalara halaylarla devam edilmiştir. 8 Mart’ta kadınların etkinlik yapması da soruşturma konusu olmuştur. Bunların yanında tebliğ edilen kağıtta ne olduğu yazmayan sadece …tarihte olan olaylar nedeniyle denerek açılmış olan soruşturmalar da vardır. DTCF’de geçtiğimiz dönem ve öncesinde de öğrencilerine düşman yönetim nedeniyle amfide düzen bozucu yüksek sesle konuşmak, afiş asana yardım etmek için bant tutmak gibi sebeplerle arkadaşlarımıza ceza verilmişti. Yönetimin amacı üniversitelerden muhalif öğrencileri silmektir” ifadelerinde bulundu.
DEMOKRASİ YASAKLARIN VE CEZALARIN KİSVESİ OLMUŞ
Öğrenciler, binlerce öğrenciye korku salmak isteyen yönetimin öğrenciler hakkındaki kararları da tek başına almak istediğini ancak bunun işe yaramadığını belirtti. Yemekhaneye yapılan zamların, okulda yapılacak herhangi bir değişikliğin kendilerine sorulmadan yapıldığını kaydeden öğrenciler, üniversitenin asıl sahiplerinin öğrenciler olduğunu ve okulla ilgili hiçbir talebin “öğrenci taleplerini aşan” talepler olmadığına dikkat çekti. Demokratikleşme kelimesi çokça söylendiğini belirten öğrenciler, en büyük yasakların ve cezaların “demokrasi” ile karşılarına çıkarıldığını söyledi.
MEZUN OLANLAR DA PAYINI ALDI
Ayrıca mezun olan öğrencilere de soruşturma açıldı. AÜ İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü 2012 mezunu Fatih Gönül de hakkında soruşturma açılanlardan. Gönül, “Bahsi geçen soruşturmaya konu etkinlikler ve etkinliklerde meydana gelen olaylarda DİHA’da muhabir olarak çalışıyordum. Bu dönemde bu haberleri takip ederken politik duruşumdan kaynaklı ÖGB, benim ismimi de eylem yapanlar arasına kaydederek, rektörlüğe yolladı. Ancak İletişim Fakültesi’nden mezun olup da, farklı basın kuruluşlarında çalışanlara soruşturmanın açılmaması ise dikkat çekicidir” dedi.
Gönül, “Umut ediyorum ki, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, bu soruşturmadan vazgeçer. Zira o etkinlikler demokrat, yurtsever öğrencilerin gerçekleştirmiş olduğu tamamen demokratik haklar kapsamındaki etkinliklerdir. Bunların soruşturmaya tabi tutulmasını gerektirecek hiçbir sebep de yok. Kaldı ki, bunu bile ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Mezun olmuş insanlar bugün hayatın içerisinde işlerinde güçlerindeler. Sonuç itibariyle bu yanlış okullarda öğrencilerin de hayatlarına ne kadar basitçe yaklaşıldığını gösteriyor ki; bu yanlıştan bir an önce dönülmeli” diye konuştu.
Soruşturmaları protesto eden öğrenciler geçtiğimiz cumartesi günü Cebeci’den Tandoğan’daki AÜ Rektörlüğü’ne kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşün ardından rektörlükle görüşen öğrenciler, soruşturmayla ilgili kaygılarını dile getirirken, rektörlük ise açılan soruşturmalardan haberlerinin olmadığını söylediği bildirildi.