Anter davasında gerginlik
Anter davasında gerginlik
Anter davasında gerginlik
Kürt Bilge Musa Anter'in katil zanlılarının yargılandığı davada sanık korucu Hamit Yıldırım, bir dönem Şırnak'ta faili meçhul cinayetlerin adresi olan Botaş Karakolu'nu bilmediğini iddia etti. Anter ailesinin avukatlarının soru yönelttiği Yıldırım'ın gergin hali dikkat çekerken, avukatların sözü sık sık mahkeme başkanı tarafından kesildi.
1992 tarihinde katledilen Kürt Bilgesi Musa Anter, cinayetinin 3. duruşması Amed'deki 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Cumhuriyet Başsavcılığı, 21 yıl önce öldürülen yazar Musa Anter cinayetinde “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım dahil 4 kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 20 yıl hapis cezası istemiyle dava açmıştı.
Kürt yazar Musa Anter’in katil zanlılarının yargılandığı davada itirafçı ve korucu Hamit Yıldırım, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım, itirafçı Abdulkadir Aygan ve emekli Albay Savaş Gevrekçi’nin yargılanıyor. Bugünkü duruşma sanıkların kimlik tespiti ile başladı.
Tutuksuz sanık emekli Albay Savaş Gevrekçi ile daha önce SEKBİS sistemi üzerinden duruşmalara katılan tutuklu sanık Hamit Yıldırım da ilk kez duruşmada hazır bulundu. Haklarında yakalama kararı bulunan sanıklar ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım ile Aziz Turan (Abdulkadir Aygan) duruşmaya katılmazken, Musa Anter’in oğlu ve avukatları hazır bulundu.
Duruşmada ilkin dosyaya gönderilen evraklar okundu. Mahkeme daha sonra Musa Anter’in kaldığı otelde resepsiyon şefi olan tanık Mansur Akgül’ü dinledi. Olaydan bir gün önce bir kişinin otele gelerek Anter’i sorduğunu belirten Akgül, “Bu kişiye Anter’in otelde olmadığını söyledim. Yaşanan cinayetin ardından Hamit Yıldırım’ın resmini emniyette gösterdiler. Olayın üzerinden çok zaman geçti, bana gösterdikleri kişi zayıftı, ama bu kişi çok değişmiş. Bu kişiyi tanımıyorum. Anter’i soran kişinin üzerinde Peşmerge kıyafetleri vardı. Şivesi de Şırnak tarafına aitti. Hamit Yıldırım’ı emniyette bana gösterdiler, gösterdiklerinde kiloluydu ama benim gördüğüm şahıs zayıftı. Emniyette bana gösterdikleri fotoğraflardan biri benziyordu. Ama emin değilim” dedi.
SANIKTAN AVUKATLARA SUÇLAMA
Mahkeme heyeti, duruşmaya ilk kez getirilen tutuklu sanık Hamit Yıldırım’a söz vererek, avukatların sorularına yanıt vermesini istedi. Müdahil avukatlar tarafından çapraz sorguya alınan Yıldırım, Şırnak’ın Kumçatı Beldesinde Hamit Yıldırım isminde başka bir kişinin daha olduğunu belirterek, gerginliğe neden olan şu beyanlarda bulundu: “2009 yılında Şırnak’ta Mustafa Bakıcı adlı bir savcı Adliye’de fotoğrafımı çekti. Ben bu kişiyi sadece şehit yakınları için verilen bir yemekte gördüm ve tokalaştım. Onun dışında bu kişi ile ilgili bir görüşmem olmadı. Musa Anter’in oğlu Dicle Anter’in önünde yemin ediyorum ki, benim Anter cinayeti ile ilgili bir bilgim yok. Bu olayı kesinlikle ben yapmadım. O dönem aşiret reisi ve korucu olan Osman Demir’in yanına üst düzey yöneticiler çok geliyordu. Ben koruculuğu 2004 yılında bırakarak ticaretle uğraşmaya başladım. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım bizim eve hiç gelmedi, kendisini tanımıyorum. Tanımadığım birini neden bana soruyorsunuz? İtirafçı Abdülkadir Aygan’ı da tanımıyorum. Aygan’ı birileri yönlendiriyor. Belki siz avukatlar yönlendiriyorsunuz?. Benim PKK ve itirafçılarla işim olmaz. Allahtan korkun aylardır beni burada tutuyorsunuz. O sizin gizli tanığınız yalan atıyor, onun beyanlarını kabul etmiyorum.”
Duruma tepki gösteren müdahil avukatlardan Selim Okçuğlu, “Sen Allahtan kork. Sen çok ciddi bir ithamla suçlanıyorsun, biz değil. Neden sorduğumuz sorular karşısında heyecanlandın ve sesini yükseltiyorsun. Seni rahatsız eden ne? Burada sanık olan sensin ve sorularımıza yanıt vermek zorundasın” şeklinde uyardı.
Aygan’ın neden üzerinde ifade verdiğini bilmediğini söyleyen Yıldırım, “Orhan Miroğlu’nun neden beni teşhis ettiğini bilmiyorum. Korucu olmadan önce PKK bizden 13 kişiyi öldürdü. Kardeşimi ve amcamın kızını da öldürdüler. Apo’yu sevmiyorum, onlar kardeşimi şehit etti” diyerek kendisini savunmaya devam etti.
MAHKEME AVUKATLARIN SORU SORMASINA İZİN VERMEDİ
Duruşmada söz alan müdahil avukatlarından Baro Başkanı Tahir Elçi’nin, sanık Yıldırım’a “PKK militanları sizin ailenizden birilerini öldürdü,. PKK’ye yakın olduğunu düşündüğün birinden nefret eder misin?” şeklindeki soru gerginliğe neden oldu. Mahkeme heyeti, sorunun dosyaya bir katkısının olmayacağını belirterek, ara karar için duruşmaya ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, mevcut soruların somut değil, soyut olduğu için talebin reddine karar verildiğini belirtti.
Ara kararın hukuki olmadığını belirten Elçi ise, mahkeme heyetinin çapraz sorguya müdahale ettiğini söyledi.
AVUKATLARIN ARANMASI TARTIŞMAYA NEDEN OLDU
Bu sırada bazı stajyer avukatların aranarak salona alınması üzerine Baro Başkanı Tahir Elçi ile Mahkeme Başkanı arasında ikinci bir gerginlik yaşandı. Mahkeme Başkanı Necati Şentürk, stajyer avukatların arama güvenliğini tehlikeye soktuğunu savunarak, “Benim otoritemi kabul ediyorsanız başka soru sormayın. Biz böyle uygun gördük. Stajyer avukatlar güvenliği tehlikeye sokuyor. Kimseye güvenemeyiz” dayatmasında bulundu.
ELÇİ MAHKEME BAŞKANI'NA: BİZ DE SİZE GÜVENMİYORUZ
Mahkeme Başkanına tepki gösteren Baro Başkanı Tahir Elçi ise, “Biz de size güvenmiyoruz. Stajyer avukatlar duruşma salonunda otursa bunun kime ne zararı var. Neden avukatlar aranıyor. Mahkeme bu konuda bir karar alsın” dedi. Mahkeme başkanı, duruşmada güvenlik önlemlerinin alınması için ilgili kurumlara yazı yazıldığını, verilen kararda usulen bir yanlışın olmadığını belirterek, arama kararının yanlış olmadığı kararına varıldığını bildirdi.
SAVCI, ELÇİ TARTIŞMASI
Gerginliğin ardından Yıldırım’ın çapraz sorgusuna devam edildi. Baro Başkanı Elçi sanık Yıldırım’a “fotoğraf çektirmeyi seviyor musunuz?" diye sordu. Sanık Yıldırım, “Ben fotoğraf çektirmeyi sevmiyorum, manken değilim” yanıtı verdi. Soruya tepki gösteren savcı Ali Okumuş, sorunun savunmaya bir yararının olmayacağını belirterek, talebin ret edilmesini istedi. Bunu üzerine Baro Başkanı Elçi ve duruşma savcısı Okumuş arasında tartışması çıktı. Duruşma savcısını heyete şikayet eden Elçi, “Sanığın fotoğraf çekip çekmemesi sayın savcıyı neden rahatsız etti, ben anlamadım” sözlerine üzerine duruşma savcısı, “Beni rahatsız etmiyor, ben başkana gerekeni söyledim. Sizin anlamanıza gerek yok. Bağırıp ortamı germenize gerek yok” yanıtı verdi. Gerginleşen ortamı sakinleştirmeye çalışan mahkeme Başkanı Nejati Şentürk, “Tahir bey sizi ilk kez böyle gergin görüyorum. Lütfen daha sakin olun. Sanık avukatı demin heyete belge sundu, ama siz avukatı fırçaladınız. Sorduğunuz sorunun sorulmasına gerek görülmediğine karar verdik” dedi.
Başkanın kararına tepki gösteren Elçi, “Bu sizin kararınız. Heyetin karar vermesini istiyorum. Başkan kararına itiraz ediyoruz” diye karşılık verdi.
ANTER’DEN SANIK YILDIRIM’A BOTAŞ NEREDE SORUSU
Gerginliğin ardından söz alan Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, sanık Yıldırım’a Botaş karakolu ile ilgili bir takım sorular yöneltti. Yıldırım, “O bölgede karakol olduğunu biliyorum ama adını bilmiyorum. Karakol önünden çok geçtim. Normal vatandaş gibi bende durduruldum. Benim bir önceliğim yok. Karakolun nereye bağlı olduğunu bilmiyorum. Ama karakolu birine tarif edersem Botaş’ın yanındaki karakol derim. Karakolun adının Botaş olduğunu bilmiyorum. Aşiret reisi ve korucu Osman Demir’in evi saray gibiydi, gelen gideni çoktu. Baro başkanı Elçi ağalık sistemini iyi bilir. Sen Osman ağanın yanına gelip otursaydın, seni de tanırdık. Osman ağanın yanına oturan herkesi tanırdık. Ben Osman ağanın yanına günde kaç kişi geliyor bilmiyorum. Onun muhasebecisi değilim. Bizim köyde 150’ye yakın korucu var. O dönem askerlik yaşı gelenlerin birçoğu Şırnak ve ilçelerde askerliğini yapıyordu. Ben Cem Ersever’i hiç görmedim. Küçükken sivil kıyafetle Osman ağanın evine gelirken görmüştüm” yanıtı verdi.
Öte yandan emekli Albay Savaş Gevrekçi duruşma salonunda rahatsızlanınca mahkeme başkanı hastaneye götürülmesine karar verdi.
Duruşma, verilen aranın ardından devam edecek.