AP'nin 'çözümü destekleyen' raporu kabul edildi
AP'nin 'çözümü destekleyen' raporu kabul edildi
AP'nin 'çözümü destekleyen' raporu kabul edildi
Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye ilerleme raporu Çarşamba günü genel kurulda tartışıldıktan ve AB dönem başkanlığı ile AB icra korumu olan Komisyonun fikri alındıktan sonra sonra bugün 105 ret oyuna karşı 451 evet oyu ile kabul edildi.
AP'nin Türkiye ilerleme raporu bugün oylamaya sunuldu. Rapor oy çokluğu ile kabul edildi. Rapora karşı 105 oy kullanılırken, 451 oy destekledi. Rapora verilen 27 değişiklik önergesi ise ezici çoğunlukla reddedildi. Rapor Türkiye'nin son bir yıllık fotoğrafını sergiledikten sonra İmralı'da Kürt halk önderi Öcalan ile devlet arasında süren görüşmeleri destekliyor. Rapor anayasal değişim dahil bu süreçte yapılması gerekenleri ve AP’nin bu süreçten beklentilerini de içeriyor. AP Türkiye Raportörü Ria Omen Ruijten'in hazırladığı rapor, Türkiye hükümet ile Öcalan arasında başlayan doğrudan siyasi diyalogu desteklerken, kalıcı bir barışın sağlanması gerektiğine vurgu yapıyor.
RAPORUN ANA KONULARI
Raporda Kürt meselesine siyasi çözümün gerekliliği vurgulanırken hükümet, siyasi partiler ve TBMM’nin rolüne değiniliyor. Ana dilde eğitim hakkı, Alevilerin ve diğer inançların özgün hakları, bölgeler arası eşitlik, tutuklu gazeteciler Basın özgürlüğü, kadın hakları, çocuk hakları, baraj ve çevre sorunları, PKK; KCK davaları, Roboski katliamı, Hrant Dink ve Pınar Selek davası, 4. yargı paketi, Türk Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, ifade özgürlüğü, uzun tutukluluk süreleri ve sanık hakları, ERGENEKON davası, NATO ile işbirliği, AB’nin enerji ihtiyaçları, Suriye’de savaş gibi pek çok konunun ele alındığı raporda, Türkiye'nin yapması gereken ev ödevlerine işaret ediliyor. Raporda 57 madde halinde işlenen ana konular şöyle detaylandırılıyor:
İMRALI MÜZAKERELERİNE DESTEK
"AP Abdullah Öcalan ile Hükümet arasındaki müzakerelerin Kürt meselesine çözüm yolunda tarihi bir sözleşmeye yol açmalı çağrısını yapar" vurgusu yapılan raporda, müzakerelerin "Kürt ihtilafının barışçıl ve demokratik çözümüne yol açacak tarihi bir sözleşmeye yönelmesi" beklentisi dile getiriliyor.
"Türkiye hükümetinin Abdullah Öcalan ile başlatmış olduğu doğrudan siyasi diyalogu kutluyoruz" ifadesinin yer aldığı raporda, "bu saygın müzakere perspektifinin açılmış olması ile Kürt ihtilafının barışçıl ve demokratik çözümüne yol açacak tarihi bir sözleşmeye yönelmesi" talep ediliyor.
TARAFLARA KAPSAMLI MÜZAKERE ÇAĞRISI
"İhtilaflı olan tarafları mümkün mertebe şu an yapılmakta olan görüşmelerin kapsamlı ve yapısal müzakerelere dün üşmesine teşvik ediyoruz" ifadesinin vurgulandığı raporda, "Barışın amacına ulaşması için bütün siyasi partilerin, medyanın sivil toplumun yapıcı rol oynaması ve inisiyatif alanlara yardımcı olması gerektiğinin altını önemle çiziyoruz" şeklinde sorumluluk çağrısı yapılıyor.
ÇOĞULCU BIR ANAYASA VE KÜRTLER
Yeni anayasa kapsaması gereken çerçeve konusunda "Temel hak ve talepleri karşılayacak, çoğulculuğu yansıtacak bir anayasanın Türkiye’de yapılması yolunda gerçek bir açılımın sağlanması ve buna uygun politik bir platformun oluşturulması için" çağrı yapan rapor, "Bütün siyasi güçleri Kürt meselesini olumlu bir şekilde tartışmaya" davet ediyor.
Raporda, “Bu anayasa tartışmalarında Kürt vatandaşların politik, kültürel, sosyal ve ekonomik kalkınmayı öngören bu sürece dahil edilmelerini sağlayacak ve de Türkiye’de bütün vatandaşların örgütlenme ve ifade özgürlüğü dahil kendilerini hakları ile birlikte bulabileceği bir sürecin anayasal bazda garanti edilmesine” vurgu yapılıyor.
Raporda, yeni anayasanın güçler ayrılığı, din, devlet ve toplum işlerinin ayrılması, vatandaşların temel haklarını güvence altına alan kapsayıcı bir yönetim modeli ve kapsayıcı bir vatandaşlık tanımı ilkelerine uygun hazırlanmasının önemi belirtilirken, Kürt dilinin eğitimde kullanılması amacıyla, yeni yasalarda anadilin kullanımı denemelerine yol açma imkanı sunabilecek pozitif tartışmalar kutlanıyor.
MECLİS'E ÇAĞRI
Raporda belirtilen konularda sorumluluk alması için Meclis’e şu çağrı yapılıyor: “Bu vesileyle, başta ve özellikle TBMM olmak üzere, demokratik kurumlarda Kürt meselesinin tartışılması ve geliştirilmesi gerektiğini önemle altını çizmek istiyoruz. TBMM’deki yeni anayasa oluşum komisyonun yavaş çalışmasından duyduğumuz endişeyi belirtmek istiyoruz.”
KCK DAVALARI
8 bini aşkın olduğu sanılan KCK davası tutukluları konusunda ise raporda, bu tutuklama furyalarının Kürt meselesinin demokratik bir şekilde tartışılmasına engel olduğundan hareketle endişeler söyle ifade ediliyor: “Kürt meselesinden dolayı yazan yazarların, gazetecilerin, pek çok Kürt siyasetçinin, belediye başkanlarının, yerel seçilmişlerin, sendikacıların, avukatların, protesto eylemi yapanların, insan hakları savunucularının KCK davalarından tutuklanmış olmasından endişe duyuyoruz.”
Raporda devamla “Kürt meselesinde gerçek siyasi bir çözümün ancak gerçek demokratik bir ortam ve tartışma ile olacağından hareketle, KCK davalarında tutuklu olan çok büyük sayılardan dolayı endişe duyduğumuzu belirtmek istiyoruz” denildi.
DİNİ AZINLIKLAR
“Hükümet Türkiye’de Alevi azınlığın haklarını genişletmek için özellikle çok yavaş hareket ettiğini gözlemliyoruz” denilen raporda, dini inançların ibadet yerlerinin ibadethane olarak kabul görmesi için hayati olan reformların yapılması gerektiğine vurgu yapılıyor. Bu konuda AIHM’nin kararlarına atıfta bulunulan raporda, Türkiye’de nüfus cüzdanları üzerinde zorunlu din ibaresinin kaldırılması talebi dile getiriliyor. Asuri-Keldani halkının ibadet merkezi olan Mor Gabriel Manastırı’nın arazisine ve haklarına dokunulmaması, bu konularda ve buna benzer sorunlarda Türkiye’den AIHS, AGIT’te ve Venedik Komisyonu tavsiye ve kararlarına uyması isteniyor.
ROBOSKİ KATLİAMI
28 Aralık 2011 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Uludere’de 34 Kürt sivil köylüsünün uçak bombardımanı ile öldürüldüğü katliama da değinilen raporda, katliamın aydınlatılarak sorumlularının adalete teslim edilmeleri istendi: “Türk makamlarına Uludere / Şırnak katliamının gerçekleşme koşullarının tamamen ve aleni olarak açığa çıkarılması ve sorumlu olanların adalete teslim edilmelerinin sağlaması için çağrı yapıyoruz.”
ÇOCUK TUTSAKLAR
Raporun çocuk haklarına ilişkin bölümünde ise özellikle kırsal kesimde çocuklar arasında yüksek yoksulluk oranı ve çocuk işçiliğinin endişe duyulacak boyutta olduğuna vurgu yapılarak bunun giderilmesi için kapsamlı bir stratejiye ihtiyaç olduğuna dikkat çekiliyor. Türkiye’de tutuklu çocuk sayısının çokluğuna işaret edilen raporda, çocuklara kapalı hapis cezaları verilmesi yerine alternatif merkezlerin arayışına gidilmesi çağrısı yapılıyor. Bu konuda Türkiye’deki mevcut durumdan endişe duyulduğu vurgulanan raporda, “Türkiye Hükümeti’ne çocuk haklarını korumak ve çocuklara karşı istismarı önlemek için bağımsız izleme ve koruma mekanizmalarının önemini hatırlatıyoruz” ikazı yapılıyor.
TUTUKLU GAZETECİLER VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Raporun basınla ilgili bölümünde ise tutuklu gazeteciler ile basının içinde bulunduğu durumdan duyulan endişelere yer verildi. AP’nin bu konuda görevlendirdiği özel ad hoc komisyonun tutuklu gazetecilerinin davaları ile yapılması beklenen yasal değişiklikleri takip etmeye devam edeceğini vurgulandı.
Raporda, AGIT’in Türkiye raporuna vurgu yapılarak, AGIT’in medya özgürlüğünün Türkiye’de kısıtlandığını ve çok sayıda gazetecinin tutuklu olmasında bunun yansıması olduğu yönündeki tespitlerine yer verildi. Türkiye’de ifade özgürlüğü ve çoğulcu medyanın temel Avrupa değerleri olduğu belirtilen raporda, doğru işleyen bir demokrasi için muhalif görüşlerin de dile getirilebildiği gerçek ifade özgürlüğünün vazgeçilmez olduğu vurgulanıyor.
BÖLGELER ARASI EŞİTSİZLİK
Bölgeler arası var olan ekonomik dengesizliğin giderilmesi için Türkiye’nin az gelişmiş bölgelerde, yatırım yapması gerektiği ve ekonomik kalkınmayı artırmak isteyen teşvik paketlerinin önemine vurgu yapılıyor. GAP projesine de değinilen raporda, bölgeler ve kentsel alanlar arasındaki uyumun güçlendirilmesi, bölgeler arası eşitsizliğin asgariye indirilmesi için eğitim ve öğretim kurumlarının önemine vurgu yapılarak bunun teşvik edilmesi isteniyor.
BARAJLAR VE ÇEVRE
Danıştay’ın Ilısu Barajı konusunda çevreyi koruma endişesiyle verdiği baraj inşasını durdurma kararının dikkate değer bulunduğu raporda, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nden mahkeme kararını dikkate olmasını bekledikleri ifade edildi.
Baraj yapımı ile ilgili projelerde ekolojik ve sosyal açıdan sürdürülebilir, arkeolojik ve çevresel mirasın korunması, çevresel etki çalışmaları yapılarak izinlerin verilmesine vurgu yapılıyor.