AP Türkiye raporunu 375 oy ile onadı

AP, Türkiye raporunu 375 oyla onayladı. Dün akşam saatlerinde yürütülen tartışma ile birlikte 47 değişiklik önergesinin de sunulduğu rapor bugün öğle saatlerinde onaylandı.

AP, Türkiye raporunu 375 oyla onayladı. Dün akşam saatlerinde yürütülen tartışma ile birlikte 47 değişiklik önergesinin de sunulduğu rapor bugün öğle saatlerinde onaylandı.

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Hollandalı Sosyalist Demokrat üyesi Kati Piri tarafında kaleme alınan Türkiye Raporu 375 oy ile onayladı. Dün akşam AB yetkililerinin de katıldığı Genel Kurul’da yürütülen tartışmalarla birlikte rapora 47 değişiklik önergesi de sunuldu. Çoğu reddedilen önergeler içinde, AKP iktidarının Amed’in Sur başta olmak üzere “acil kamulaştırma” kararı, dini ve kültürel azınlıkların haklarına uymayan bir girişim olarak değerlendirilen önerge ise kabul edildi.

KAMULAŞTIRMA VE ABLUKA SON BULMALI

Raporda başta Amed ve Cizre olmak üzere Esatullah timleri ve benzeri devlet güvenlik güçlerinin ''toplu cezalandırma'' uygulamaları olduğunu ve bunların sorumlularına karşı hükümetin ve yargının gerekli inceleme ve araştırmaları yapmaları talep ediliyor. Raporda bölgede ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve olağan üstü hal uygulamalarının pek çok sivil insanın ölmesine, yaralanmasına, su, gıda ve ilaç gibi zaruri ihtiyaçlardan mahrum edilerek mağdur olmasına ve pek çok yerleşim yerinin imha edilmesine sebebiyet verdiğini ve bu uygulamaların hemen durdurulması talep ediliyor.

KÜRTLER CENEVRE GÖRÜŞMELERİNE DAHİL OLMALI

Rapora dahil edilen diğer bir önergede ise ''Kürtler Cenevre görüşmelerine dahil edilmeli, zira Suriye’de barışçıl ve siyasi bir çözüm aranıyorsa Türkiye'nin karşı çıkmasına rağmen Kürtlerin görüşme masasında yer alması kaçınılmazdır'' vurgusu yapıldı.

''Kürt barış süreci ve Türkiye'nin Güneydoğusundaki durum'' başlığı ile 9 farklı maddenin ayrıldığı raporda PKK ve Ankara’ya ateşkes çağrısı yapılıyor. Çağrı ile birlikte “Derhal bir ateşkesi talep eder ve barış sürecine geri dönülerek Kürt meselesine müzakereler ile çözüm bulunmalı” AP'nin kararı haline gelmiş oldu.

Alınan kararda, Kürt meselesinin çözümünün ise sosyal, kültürel, politik hakları kapsayan, Kürtleri eşit hakları olan vatandaşlar olarak nitelendiren, bir yasal zemine oturtulması, AK'nin Yerel ve Bölgesel Özerklik Şartına konulan çekincelerin kaldırılması, Venedik Sözleşmesine uygun bir düzenlemeye gidilmesi de talepler arasında yer alıyor. Raporda, 1000'nin aşkın akademisyenin maruz kaldığı durumun, basının üzerindeki baskıların asla kabul edilemez olduğu, başta seçim sürecinde olmak üzere HDP'ye karşı yapılan saldırıların, yine avukat Tahir Elçi katledilmesinin asla kabul edilemez olduğu ve bu konuda suç işleyenlere karşı hükümetin ciddi bir tahkikat ve soruşturmanın yolunu açması çağrısı da yer alıyor.

REFORMLARDA GERILEME VAR

Raporda Türkiye hukuk devleti, insan hakları, basın ve fikir özgürlüğü, Kopenhag siyasi kriterlerinin yerine getirilmesi gibi AB'ye üyelik için vazgeçilmez ilkeler olan konularda reformların hayata geçirilmesinin durduğu ve yer yer gerilemenin yaşandığına da dikkat çekiliyor.

DAİŞ’İN SARİN GAZI TÜRKİYE’DEN

Raporun diğer bir maddesinde ise DAİŞ’in Suriye’de kullandığı kimyasal Sarin gazını üretebilmesi için Türk yetkilileri tarafından ihtiyaçlarının temin edildiği gibi çok endişe verici iddiaların olduğuna da dikkat çekilerek, bu konuda hükümetin ve BM’nin ciddi bir araştırma yapması da talep ediliyor.

Raporda konuya hakim Uluslararası Transparency örgütü tarafında Türkiye'nin yolsuzlukta dünyadaki 65. sırada olduğu hatırlatılarak bu konuda bütün önlemlerin alınması ve bu durumunun giderilmesi de rapora dahil edilmiş durumda.

DAİŞ'e vb. karşı Türk hükümetinin daha ciddi ve kararlı bir duruş sergilemesi, petrol dahil hiç bir nakliyata izin verilmemesi ve cihatçı geçişlerin engellenmesi de talep edilen hususlar arasında yer alıyor. Raporda Akkuyu Nükleer Santrali yapımından arz ettiği deprem tehlikesinden dolayı vaz geçilmesi de  gerektiği de belirtiliyor.

53 madde ve 19 sayfadan oluşan rapor iktidarın ve muhalefetin Türkiye'deki politik yapılanmaları geren tutumlardan kaçınmaları ve bu bağlamda HDP'ye karşı yapılan saldırı ve linç girişimlerinin asla kabul edilemez olduğu ve AP tarafından kınandığı da dile getiriliyor.