Atalay: PKK konusunda ABD devrede

Atalay: PKK konusunda ABD devrede

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, bugüne kadar herhangi bir sonuç alınamayan ve ismi sık sık deðiştirilen “Kürt açılımı” konusunda “silah bırakmaya” kadar yoðun çalışmaların olduðunu söyledi. Peki Atalay’ın söylediklerinde bir yenilik var mı, Kürt sorununun çözümü ve özgürlükler lehine somut adımlar atılacak mı?

Cuma günü CNNTürk’te canlı yayında Hande Fırat’ın sorularını yanıtlayan Beşir Atalay, şu an farklı bir dönem olduðunu söyleyerek, “silah bırakmaya” giden görüşmelerin olduðunu savundu.

GÜNEY KÜRDÝSTAN YOL AYRIMINDAYMIŞ!

Atalay, Federal Kürdistan Bölgesi’nin yol ayrımı safhasında olduðunu savundu: “O safhadadır bir şey yapması lazım. Şu an farklı bir dönem. Talepler var görüşmeler var. Silah bırakmaya, teslim almaya kadar giden görüşmeler var. Yani bütün bunlar çalışmaların görüşmelerin içinde. Bizim en önemli şeyimiz bu silahın bırakılması. Orada, Kuzey Irak’ta terör örgütünün silah bırakması, o daha önce de açıklandı. Başbakan da Mesud Barzani ile görüşmesinden sonra açıkladı. Silah bırakılması ve o bölgenin terörden arındırılması. Bizim talebimiz o.”

HAZÝRAN AYI ÝÇÝNDE TARTIŞILACAK

“Bizim şu anda yürüyen yoðun çalışmalarımız var, hem siyasi anlamda var” diyen Atalay, şöyle devam etti: “Kuzey Irak falan biliyorsunuz hem çoðulcu yapıyı daha iyi nasıl kurarız anlamında, demokratikleşme ve insan hakları alanında yeni çalışmalarımız var. 3. ve 4. paketlerde, bu konularla ilgili ayrıntıya girmeyeyim ama demokratikleşme adımlarımız devam edecek. Özellikle bu dönem Meclis kapanmadan, Haziran ayında birazcık daha bu konular Meclis’te tartışılsın diye zaten gündemimizi öyle yaptık. Önümüzdeki günlerde Başbakanımızın grup konuşmasında veya deðişik deðerlendirmelerinde bunlarla ilgili bazı somut adımları da duyacaksınız. Bir kısmı yasa, bir kısmı başka uygulamalar olabilir. Vatandaşlarımızın ana dillerini öðrenmeleri yönünde yeni neler olabilir gibi falan çalışmalarımız var.”

ERDOÐAN’IN FELSEFESÝ

“Çocuðunu daðdan çaðır” haberleri hatırlatılınca Atalay, “Doðru o da var. Ama Türkiye eski Türkiye deðil. Birçok travma yaşanmış. Geçmişte yaşanan üzücü hatıralar var. Bugün yönetim, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın felsefesi’ içinde insanımızı ön plana alıyor” dedi.

Atalay, “Sorunları çözmek için Türkiye daha iyi bir yerde” iddiasında bulunarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Çözüm için ileri adım atmanın daha uygun bir atmosfer olduðu kanaatindeyim. Türkiye bu sorunları çözer. Hem toplumsal olarak, o gün konuşulmayan bugün konuşulur durumda. Bölgedeki vatandaşın psikolojisi daha rahat bir hayat yaşamak istiyorlar.”

YOÐUN TALEP DEDÝKLERÝ BARZANÝ ÝLE GÖRÜŞMELER

Atalay şöyle devam etti: “Kuzey Irak’la irtibatlar önemli. Tabii irtibatların içinde hem Irak’ın içindeki sorunlar, hem enerji hem de terör konusunda görüşmeler var. Daha önceki gelişinde Mesud Barzani ile de Başbakan Neçirvan Barzani ile de görüştüm. Onlardan taleplerimiz belli. Kuzey Irak’ta kendi topraðında terör yaşatarak mesafe alamaz. Oralardaki çalışmaları önemli görüyorum. Yoðun çalışmalar derken onu da kastediyorum. O sınırlar içinde terör örgütü kolay yaşayamaz. Kuzey Irak yönetimi birşey yapmalı.”

ABD BU ÝŞÝN BÝR TARAFI

ABD’nin devrede olduðu iddialarına ilişkin ise Atalay şöyle dedi: “ABD zaten bu işin tarafıdır Irak’taki pozisyonu sebebiyle, ABD’nin pozisyonunu biliyoruz. Başından beri içinde. Ýstanbul’da toplantı var. Bütün bunların içinde olması ABD’nin normaldir.”

“Silah bırakanlar Türkiye’ye mi dönecek” yönündeki soruya Atalay şu yanıtı verdi: “Biz de bu konularda o safhalara varmadan, erken açıklamaları bu sorunların çözümü ile ilgili sorun görüyoruz. Ama şunu ifade edeyim. Bir yandan ana muhalefetin ziyareti, genel başkanla görüşmesi çok önemli. Bundan fayda bekliyoruz. Hükümet olarak çok boyutlu çalışma yapıyoruz. Demokratikleşme insan hakları ekonomik boyutu var. Biz bunları durdurmadık şu anda da yürütüyoruz. Siyasetin bunu daha fazla paylaşması verim getirecektir.”

Atalay şöyle noktaladı. “Toplumsal zeminde ajite edilebilecek konular bunlar. Ýktidar adımlar atarken, riskler alırken diðer siyasi partiler ajite edici iç siyaset malzemesi olarak kullanırsa sonuçlar zorlaşır. Ana muhalefetin iktidarlar bu konuları paylaşması önemli görüyoruz. Ana gündemi o. Bu politikamıza güç vereceðine inanıyorum.”

ATALAY’IN AÇIKLAMASINDA YENÝ BÝR ŞEY VAR MI?

Görüşmelerin bir tarafının PKK olup olmadıðı konusunda herhangi bir ifade kullanmayan Atalay’ın bu açıklamasının, Kürdistan Bölge Başkanı Neçirvan Barzani’nin son bir ayda Türkiye’ye gerçekleştirdiði iki ziyaret ve CHP’nin sorunun “çözümü” konusundaki önerileri ardından gelmesi dikkat çekti.

Atalay’ın söylemlerinden, görüşmelerin ilk bakışta yeni bir durum sezilmiyor. Zira konuşmasının detaylarında, görüşmelerin Kürdistan Bölgesi yetkilileri ile PKK’nin “bölgeden çıkarılması” üzerinde olduðu, “yoðun çalışmalar yapıldıðı” yönündeki ifadeden de bu durumun kastedildiði anlaşılıyor. Bu da yeni bir durumu ifade etmiyor. Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi ile ilişkileri baştan beri bu amacı taşıyor. Bu da gizli bir durum deðil.

PKK HENÜZ DOÐRULAMADI

PKK’den, bu görüşmeleri doðrulayan herhangi bir açıklama henüz gelmedi, aksine devletin Kürtlere yönelik saldırılarının hiç olmadıðı kadar şiddetlendiði ve çatışmaların da yoðunlaştıðı bir dönem yaşanıyor. Erdoðan'ın da "Kürt sorunu yoktur" şeklindeki açıklaması hatırlandıðında, "yoðun görüşmelerin" Kürt sorununa kalıcı çözüm deðil, PKK'yi "tasfiye"nin amaçlandıðı kuşkusu güçleniyor.

AÇILIM SÜREÇLERÝ VE GERÝLEYEN ÖZGÜRLÜKLER

Ýlk “açılım” planı 2009’da ortaya atıldıðında özellikle 2010’da benzer tartışmalar yaşanmış, bunun sonucunda binlerce kişi cezaevlerine tıkılmıştı. 32’si belediye başkanı, 6’sı vekil BDP’li 200’e yakın seçilmiş cezaevlerinde bulunuyor. Aynı açılıma paralel olarak tüm muhalifler rejim tarafından hedeflenerek susturulmaya çalışıldı. 100’e yakın gazeteci, 600’ü aşkın öðrenci, 40 kadar avukat, bir o kadar sendikacı, yüzlerce çocuk, 500 dolayında BDP’li kadın aktivist cezaevlerinde bulunuyor. Atalay'ın açıklamasından iki gün önce 6 belediye başkanı ile 60'a yakın öðrenci daha gözaltına alındı. Sadece Kürt sorunu deðil, demokratikleşme ve ifade özgürlüðü lehine de henüz somut bir adım adılmış deðil.

ANF NEWS AGENCY