Av. Ok: Hakaret davaları ve kararları hukuki değil siyasi

MB rezervlerini sormaktan öğrencilerin barınma hakkına varana kadar kıstas ve suçlama olarak gerekçe gösterilen cumhurbaşkanına hakaretin, evrensel hukukta yeri olmadığını söyleyen Av. Veysel Ok, maddenin Anayasa’ya da aykırı olduğunu belirtiyor.

Cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında açılan davalar AKP Genel Başkanı da olan Tayyip Erdoğan’ın görevi süresince eski dönemlere göre 10 kattan fazla bir artış gösterdi. TCK’nin 158. maddesi olan Cumhurbaşkanı’na Hakaret Kanunu, 2005 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından kabul edilerek 5237 sayılı TCK’nın 299. Maddesinde yer almıştı. İlk olarak 1961 yılında çıkarılan bu kanunda ceza 3 yıldan az olmak kaydıylayken sonraki düzenlemede bu ceza en yüksel 4 yıla çıkarıldı.  

Erdoğan'ın göreve geldiği süre boyunca da en çok tartışılan cezalardan biri olarak gündemdeki yerini hiç bırakmadı. Zira 9 Nisan’da Resmî Gazete’de yayınlanan Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurt Hizmetleri Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler kapsamında öğrencilerin yurtlarda barınma hakkına sahip olabilmesi için cumhurbaşkanına hakaret etmeme şartı getirildi. Öte yandan CHP tarafından hazırlanan “128 Milyar Dolar nerede?” afişine ise cumhurbaşkanına hakaret kapsamında soruşturma başlatıldı. Peki cumhurbaşkanına hakaret ile aynı zamanda AKP Genel Başkanı da olan Erdoğan'ı eleştirmek aynı şekilde mi değerlendiriliyor?

EVRENSEL HUKUKTA KİŞİYE ÖZEL KANUN DÜZENLENMEZ

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Koordinatörü Avukat Veysel Ok bu soruya şöyle cevap vererek başlıyor: "Çağdaş ya da evrensel hukuktan bahsedeceksek öncelikle cumhurbaşkanına hakaret diye bir suç yok. Avrupa’nın hiçbir ülkesinde böyle bir şey yok. Çünkü zaten hakaret suçu diye bir şey var ve kişiye özel kanun düzenlenmez. Bununla ilgili onlarca Avrupa İnsan hakları Mahkemesi (AİHM) kararı var. Krallar, kraliçeler, cumhurbaşkanı ya da başbakanlar için özel bir kanun düzenlenmez. Onların sıradan vatandaşlardan farkı yok. Özel bir koruma yapamazsınız.

Buradaki Cumhurbaşkanlığına hakaret maddesi başkanlık sisteminden önce de vardı. Ama bu karara bağlanırken ‘bağısız ve tarafsız’ bir cumhurbaşkanını korumak üzerine tasarlanmıştı. Şu anki cumhurbaşkanı bir siyasi partinin de genel başkanı aynı zamanda. Yani o siyasi partinin genel başkanını eleştiriyorsanız aynı zamanda cumhurbaşkanına hakaretten yargılanabiliyorsunuz. Örneğin Erdoğan çıkıp Kılıçdaroğlu’nu eleştirebiliyor ama Kılıçdaroğlu aynı şekilde AKP Genel Başkanını eleştirdiğinde kendisine cumhurbaşkanına hakaretten dava açılıyor. Üçüncü olarak bir kişi siyasi bir temsil noktasına geldiyse cumhurbaşkanı, başbakan ya da belediye başkanı olmuşsa; eleştiriye tahammül sınırı normal vatandaştan daha yüksek olmalıdır. Yine AİHM’in bu yönlü yüzlerce kararı var. Çünkü sen onu göze alarak o makama gelmişsin."

ANAYASAYA DA AYKIRI

Avukat Ok bu suçlamanın Anayasa’daki AİHM ve AİHS’e bağlılığını içeren 90. Maddeye de aykırı olduğunun altını çiziyor: "Bu üç noktadan baktığımızda Türkiye’deki ‘Cumhurbaşkanına Hakaret Kanunu’ aslında Anayasaya aykırı bir suçlama. Anayasa’nın 90. Maddesinde AİHS ve AİHM bizim hukukumuzdan daha üst bir yerdedir. ‘128 milyar dolar nerede?’ diye sormak bir siyasi eleştiri zaten bunu yapan da mecliste bulunan siyasi bir partidir. Başta da söylediğim gibi Erdoğan'ın iki şapkası var biri cumhurbaşkanı, diğeri AKP Genel Başkanlığı. Kendisi diğer siyasi partileri eleştirebiliyorken diğer partilerin onu eleştirmesinin cumhurbaşkanlığına hakaret kapsamına alınması mantık ve hukuk dışıdır.

Bu anlamda Türkiye’nin yapması gereken bu maddenin Anayasa ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle kaldırmak. Öte yandan açılan birçok dava AİHM’de Türkiye aleyhine olacak çünkü dediğim gibi mahkemenin benzer birçok kararı var. Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması tutuklamaya, ceza almaya ya da başka bir şeye gerekçe gösterilemez. Birçok öğrenci kişi bu kapsamda tutuklandı ya da ceza aldı; ama bu davalar hukuki değil, siyasi davalardır.”

ERDOĞAN DÖNEMİNDE DAVALAR REKOR KIRDI

Peki 1961’de çıkarılan ve 2005’te yeniden düzenlenen bu kanun çerçevesinde önceki cumhurbaşkanlarına yönelik hakaret sayıları nasıldı? P24’te yayınlanan ve Avukat Benan Molu tarafından hazırlanan “İfade Özgürlüğü ve Türkiye: AİHM Kararlarının Uygulanması” raporda önceki cumhurbaşkanları dönemindeki bu hakaret davaları şöyle: “Süleyman Demirel'in yedi yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde (16 Mayıs 1993 – 16 Mayıs 2000) 162, Ahmet Necdet Sezer döneminde (16 Mayıs 2000 – 28 Ağustos 2007) 159 ve Abdullah Gül döneminde (28 Ağustos 2007 – 28 Ağustos 2014) toplam 860 ceza yargılaması yapılmıştır.”

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın Kasım 2020’de açıkladığı rakamlara göre ise Erdoğan'ın göreve başladığı 2014 yılından 2019’un sonuna kadarki sürede, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan 63 bin 41 kişiye dava açıldı. Bu davalardan 9 bin 554 kişi mahkûm oldu.