Avukatlar, "Savunma Yürüyüşü"nün engellenmesini kınadı-YENİLENDİ

Birçok kentte adliye önünde eylem yapan avukatlar, baro başkanları tarafından yapılan "Savunma Yürüyüşü"nün polislerce engellemesini kınadı.

İstanbul, İzmir, Adana, Mersin ve Antalya başta olmak üzere çok sayıda kentte adliyeler önünde bir araya gelen avukatlar, baro başkanlarının Ankara'ya başlattıkları "savunma yürüyüşü"ne destek vererek, yürüyüşün engellenmesini protesto etti. 

İSTANBUL

"Savunma Yürüyüşü"nün engellenmesi Çağlayan Adliyesi’nde protesto edildi. Sırtında cüppeleriyle adliye önüne akın eden avukatlar, savunmaya yapılan saldırıları kınadı. Polis ablukası altında gerçekleşen eylemde, “ Savunma susmayacak” mesajı verildi.  Avukat Kemal Aytaç, “ Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki 60’a yakın baro başkanının Türkiye’nin başkentine girmesine izin verilmiyor. Neden? Yasa mı var? Engel mi var? Yok. Ne var? Diktatörlük var, ne var? Reis var, ne var? Saray var, ne var? Onun talimatları var. Böyle bir alçaklığa talimat veren, uygulayan tüm unsurları buradan kınıyorum. Bizim baro başkanlarımıza yumruk, tekme atmanın, saldırmanın bahanesi olamaz” dedi.

İstanbul Barosu Yönetim üyesi Abdurrahim Doğan, savunmanın örgütlü gücünü ve baroları ele geçiremeyen siyasi iktidarın, onları parçalayıp talimatlı barolar yaratmak için Avukatlık Kanunu’nda değişikliğe gitmeye kalktığını belirtti.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) önceki dönem Başkan Yardımcısı Başar Yaltı da, “Otoriterleşen bütün iktidarlarda öncelikle örgütlü kesimlerin gücünü kırmak, onları parçalamak isterler. Bugün barolara karşı siyasi iktidarın yönetmiş olduğu yasal değişiklik de gücünü tamamen yitiren bir iktidarın yapmak istediğidir” dedi.  

Avukat Yıldız İmrek ise, baroların bağımsızlığına, savunmanın özgürlüğüne, hukuk devleti ilkesine ve yargı bağımsızlığına müdahale anlamını taşıyan ve siyasi iktidarın baroları sarı barolar haline getirmek için giriştiği yasa değişikliğini kabul etmeyeceklerini ve bu yasa değişikliği çalışması geri çekilmediği taktirde de mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti.

Avukatların eylemi “ Savunma susmadı susmayacak”, “ Savunma yürüyor durdurulamaz”, “ Faşizme karşı omuz omuza” sloganları ve alkışlar eşliğinde son buldu.

İZMİR

İzmir Barosu, “Savunma Yürüyüşü”ne katılan baro başkanlarının Ankara'ya girişleri engellenmesine ilişkin basın açıklaması yaptı. Bayraklı Adliyesi C Kapısı önünde bir araya gelen avukatlar adına konuşan Baro Başkan Yardımcısı Özgür Yılmazer,  “Bu saldırılar ülkemizin demokratik ve insan haklarına dayalı bir Cumhuriyet olarak kalması ve yurttaşların haklarının korunması için devam ettirdiğimiz mücadelemize asla zarar vermeyecektir. İzmir Barosu ve tüm barolar yurttaşın hukukunu müdafaa etmek azminden bir nebze olsun geri adım atmayacaktır.Buradan bir kez daha yüksek sesle haykırıyoruz. Vazgeçmeyeceğiz, teslim olmayacağız, biat etmeyeceğiz” dedi. 

 Basın açıklamasına telefonla katılan İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ise şunları söyledi:  “Bu durum, şu an Türkiye’de faşizmin hüküm sürdüğünü, polis devletinin hakim olduğunu, hak ve özgürlüklerin tamamen askıya alındığını gösteriyor. Türkiye’nin dört bir tarafından baro başkanları özgür bir ülke, demokratik bir ülke, insan haklarına uygun bir ülke için yola çıktılar ve mücadelelerini sürdürüyorlar. Bugün Ankara girişinde hala bekliyoruz. Baro başkanlarımız şu anda oturma eylemine geçtiler. Buradan ayrılmayacağız, vazgeçmeyeceğiz, kazanana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”

ADANA  

Adana Barosu üyesi avukatlar, kentteki adliyenin önünde bir araya geldi. Adana Barosu Yönetim Kurulu'ndan İlknur Önal, yürüyüşün engellenmesine tepki göstererek, anayasal hakların ihlal edildiğini belirtti. Önal, "Bu saldırılar ülkemizin demokratik ve insan haklarına dayalı bir Cumhuriyet olarak kalması ve yurttaşların haklarının korunması için devam ettirdiğimiz mücadelemize asla zarar veremeyecektir. Barolar susarsa halkın nefesi kesilir. Bu hukuksuzluğa son verilene kadar mücadelemiz devam edecektir" dedi.

Ankara'da oturma eyleminde olan Adana Baro Başkanı Veli Küçük de telefon üzerinden katıldığı eylemde şunları dile getirdi:

"İsteğimiz olan hukuk devleti kavramının tam aksi polis devleti ve dayatmayla karşı karşıyayız. Bizler, hukukçular, ülkesini seven insanlar ve duyarlılık sahibi yurttaşlar olarak hak, hukuk ve adalete sahip çıkmaya devam edeceğiz. Karanlık ve korku imparatorluğu döneminde baro başkanları Ankara’ya giremiyorsa, yurttaşlarımızın ne kadar sıkıntılı olduğunu gösteren bir tablodur. Baroların ayrıştırılmasına, bölünmesine asla izin vermeyeceğiz."

Avukatlar bir süre oturarak, "Direne direne kazanacağız", "Savunma susmadı susmayacak" ve "Susma sustukça sıra sana gelecek" sloganlarını attı.  

MERSİN

Mersin Barosu avukatları, adliye önündeki açıklamayla yürüyüşe müdahaleyi protesto etti. Mersin Barosu Başkan Yardımcısı Fatma Demircioğlu, engellemelere son verilmesini istedi. Demircioğlu, "Baro başkanlarının saldırıya uğraması, bu ülkede hiçbir vatandaşın hukuk güvenliğinin olmadığının da ispatıdır. Kutsal savunma hakkının tesis edildiği, Anayasal ve evrensel hukuk prensiplerinin egemen kılındığı, Anayasal protesto hakkına müdahale edilmediği, hukukun üstünlüğünün yeniden sağlandığı günleri görene kadar azim ve kararlılıkla mücadele edeceğiz"  diye belirtti.

Açıklama, “Avukata uzanan eller kırılsın” ve “Hak, hukuk, adalet” sloganları eşliğinde yapılan oturma eylemiyle sonlandı. 

ANTALYA

Antalya Barosu avukatları, adliye önünde bir araya gelerek, oturma eylemi yaptı. Avukatlar, savunmanın susmaması için mücadele edeceklerini vurguladı.  

ANKARA 

Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Ankara’da baro başkanlarına yönelik müdahaleyi kınayarak, insan hak ve özgürlüklerini keyfi biçimde sınırlandırmaya yönelik baskıcı uygulamalara son verilmesini istedi.

‘Savunma Yürüyüşü’ Ankara’ya yürüyen baro başkanlarına yönelik müdahaleye Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nden de tepki geldi. Yapılan yazılı açıklamada “Meslek kanunlarında yapılmak istenen antidemokratik değişikliklere karşı çıkmak için Ankara’ya yürüyen Baro Başkanlarının polis zoruyla engellenerek şehir girişinde alıkonulmalarını kınıyoruz.

Anayasamıza göre herkes, önceden izin almadan, barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Hiç kimsenin, Anayasa'da açık biçimde yer alan bu hakkın kullanılmasını keyfi biçimde engelleme yetkisi bulunmamaktadır. Baro başkanlarının şehre girişleri ve Anıtkabir’e ziyaretleri önündeki engel derhal kaldırılmalıdır. İnsan hak ve özgürlüklerini keyfi biçimde sınırlandırmaya yönelik baskıcı uygulamalara derhal son verilmelidir” denildi.